Muratpaşa’nın başı yine dertte

Muratpaşa Belediyesi’nin başı bu kez de 1995 yılında dönemin Belediye Başkanı Mehmet manavoğlu’nun Antbirlik’le yaptığı protokol yüzünden dertte. Mülkiyetinin Antbirlik’e ait olduğu düşünülen ve bu protokolle Muratpaşa Belediyesi’ne devredilen araziler üzerinde hak talep eden Muzaffer Balcı Atamaner’in mirasçıları mağdur olduklarını belirterek, Antbirlik tarafından yapılan haksız ve usulsüz bağışlarla tapunun iptal edilmesi için mahkemeye başvurdular. 10 Kasım’da karar duruşması yapılacak bu davayı kazanmaları halinde protokolün önemli bir maddesini oluşturan Ramada Otel de yanlış protokolün kurbanı olacak.

Efendim bana gönderilen belgelere göre mesele şu;

“09.08 1995 tarihinde Antbirlik ile Muratpaşa belediyesi arasında mülkiyeti Antbirlik’e ait olduğu düşünülen ve aralarında Muzaffer Balcı Atamaner’in ortaklığı bulunan, şimdi de Belediye Temizlik İşleri Müdürlüğü olarak kullanılan 733 ada 9 parselinde de arasında bulunduğu yerlerle ilgili bir protokol imzalanıyor. Protokole Muratpaşa Belediyesi adına dönemin Başkanı Mehmet Manavoğlu, Antbirlik adına da dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Özen, Genel Müdür Malik Günal ve 3 kurul üyesi imzalıyor.

Bu protokol uyarınca Antbirlik Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu şimdiki Ramada otelin yerinin, turistik tesis alanı olması için plan tadilatı yapılacak. Yine protokol uyarınca Antbirlik’in bazı arazileri toplu konut alanı ve Genel Müdürlük idare binası yapılmak üzere plan tadilatı yapılarak, bütün bunların karşılığı da şu anda Belediye Temizlik İşleri Müdürlüğü olan o zamanın Antbirlik Yağ Kombinası’nın bulunduğu 733 Ada 9 nolu parsel de Belediyeye bağışlanacak.

Mirasçılar ortaya çıkıyor.

Bu işlemlerin gerçekleştirildiği 1996 yılın başlarında 733 Ada 9 Parsel üzerinde kendilerinin de yeri olduğunu iddia eden ve İzmir’de yaşayan Muzaffer Balcı Atamaner’in mirasçıları Ahmet Lütfi Atamener ile Hafise Atamaner mahkemeye başvurarak bağışın usulsüz yapıldığını iddia ediyorlar. 11. Asliye Ceza mahkemesinde görülen davanın birinci bölümünde tapu kayıtlarını yok sayarak, üstelik Belediye meclisinden yetki almadan bu protokolü imzalayan Başkan Manavoğlu ile diğer yetkililerle ilgili açılan dava 2009/58 nolu dosya ile sürüyor.

Bu arada Antalya Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açan mirascılar, hem Antbirlik tarafından Muratpaşa Belediyesi’ne yapılan usulsüz bağışın, protokoldeki diğer husuların, en önemlisi Ramada Otelin yapılmasına yol açan plan tadilatlarının ve tapunun iptali için bir dava daha açtılar.

Plan müellefi de karşı

O dönemde Antalya’nın imar planlarını yapan Utta Planlanma ve Projelendirme Şirketi de bu konuda kendilerinden görüş istendiğini, bazı şartlara bağlı olarak görüş bildirdiklerini söylüyor. Firma yetkilisi Doç Dr. Mehmet Tunçer, bu görüşlerin ancak Belediye Meclis kararlarınıon alınmasından sonra yürürlüğe girebileceğini belirterek bu konuda meclisin bir kararı olmadığını vurguluyor. Plan müellefi kendilerinden görüşi istenirken, “Mülkiyeti işlenmiş ve taksimatı yapılmış” ifadesi kullanılırken, Atamaner ailesinin arazi üzerindeki hissesinin miktarı ne olursa olsun yok sayılamayacağı görüşünü de veriyor.

Şimdi ne olacak?

Uzmanlara, hukukçulara ve plan müellifine göre, ortada usulsüz bir eylem var. Üstelik söz konusu yerlerle ilgili aradan geçen zaman içinde birçok yapı yapılmış. Devasa bir beş yıldızlı otel var. Bütün bunlar yıkılamayacağına göre, bu işten zarar görenlerin de haklarının verilmesi gerekiyor. Bu konularda bir suçlu aranırsa da bulunur.

Şimdi mirasçıların davayı kazanmaları halinde kamu görevlilerinin yaptıkları usulsüzlükler dışkında hak sahiplerine ait payın rayiç bedel üzerinden kamulaştırılması, satın alınması ya da başka bir yer ile takas yoluna gidilmesi mümkün gibi görünmüyor.

Tabi bütün bunlar olup biterken, insanın içinden “Ne Antbirlik arazisi imiş” demek geliyor. 

Biraz da Gülelim

Atasözlerimizdeki Tezatlar

Güzel Türkçemiz o kadar zengin ki hemen hemen yaşadığımız her olayın ardından "ee atalarımız boşuna dememiş" ile başlayan bir atasözü kondurabiliyoruz. Bunların birbirlerine tezat olanları da var. Bakın birkaç örnek:

Damlaya damlaya göl olur. / Taşıma suyla değirmen dönmez.

İyi insan lafın üstüne gelir. / İti an çomağı hazırla.

Bir elin nesi var iki elin sesi var. / Nerde çokluk orda .luk.

Fazla mal göz çıkarmaz. / Azıcık aşım ağrısız başım.

Harama uçkur çözülmez. / Güzele bakmak sevaptır.

İki gönül bir olunca samanlık seyran olur. / İki çıplak bir hamama yakışır.

Eşeğe altın semer vursan, eşek yine eşektir. / Ye kürküm ye.

Düşenin dostu olmaz. / Dost kara günde belli olur.

Birlikten kuvvet doğar. / Körler, sağırlar; birbirlerini ağırlar.

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. / Lafla peynir gemisi yürümez.

İyilik yap denize at. / Merhametten maraz doğar.

Eski dost düşman olmaz. / Güvenme dostuna saman doldurur postuna..

Harama el uzatılmaz. / Üzümü ye bağını sorma.