İki yiğit çıktı meydana…

Dün iki büyük ittifakın büyükşehir adayları meydana çıktı. İkisini de ayrı ayrı dinleme imkânı buldum. Tarafsız bir gözle sizlere aktarmak ve aktarırken de yorumlamak istiyorum.

İlk toplantıyı Millet İttifakının Büyükşehir adayı Muhittin Böcek Konyaaltı sahilindeki Porto Bello Oteldeki kahvaltı ile gerçekleştirdi. Toplantıya tüm ilçe adaylarının katılacağı da bildirildiği için önemliydi. Uzun bir süredir Muhittin Böcek ile Konyaaltı Belediyesi’nin yeni Başkan Adayı Semih Esen arasında devam eden git-gellerin düzelip düzelmediği merak konusuydu. Zaten gazetecilerden tek sorusu bu konuda geldi.  Böcek; Esen’le aralarında herhangi bir sorun olmadığını söylese de, buna rağmen Böcek taraftarlarının hala 19 Şubat’a kadar bir beklenti içinde oldukları dikkatimi çekti.  

Bir de Başkan Böcek benimle tokalaşırken, her zaman söylediği “abi” yerine ilk kez “oooo beyefendi, hoş geldiniz” diye hitap etti...

Beyefendinin burada ne anlama geldiğini pek bilemedim ama biraz, son günlerdeki yazılarım yüzünden kızgınlık ifadesi var gibi hissettim. Siyasiler kızgınlıklarını farklı ifade ediyor. Örneğin, iyi tanıdığım için söylüyorum çok sevdiğim Hasan Subaşı, birine kızarsa, sinirlendiğini hiç belli etmez ama, o’na “kardeşim” diye hitap eder. Böcek başkanımın “beyefendisi” de böyle bir şey herhalde…

Neyse, konuşmasında birlik çağrısı vardı. Kimseyi bugüne kadar ötekileştirmediklerini ve kurumlar ve kişilerle kavga etmeden 4 dönemdir belediye başkanlığı yaptığını ifade etti. Halka verdiği en önemli mesaj ise kenti birlikte yönetmek önersiydi.

Basına diğer adayların tanıtımı ve fotoğraf çekiminden sonra tüm adaylar, iki partinin milletvekilleri, il ve ilçe başkanları, CHP ile İYİ Parti’nin genel merkez tarafından atanan seçim koordinatörleri kafa kafaya verip basına gizli toplantıda belediye meclis üyelerini belirlediler. Döşemealtı adayı Turgay Genç ile İbradı adayı Sultan Çetin, toplantıya sağlık sorunları nedeniyle katılamadılar.

Organizasyona gelince; çok özenli ve düzenli değildi. Konuşmaların yapılacağı bir kürsü bile yoktu. O yüzden konuşmacılar, oturdukları yerden, ayağa kalkmadan konuşmak durumunda kaldılar.

***

Öğleden sonra saat 14.00’de Cam Piramit’te Ak Parti ve Cumhur İttifakı adayı Menderes Türel’in seçildiği taktirde uygulayacağı 359 projesinin tanıtımı için düzenlediği toplantı için Ahmet Dökdök’le birlikte saat 13.00’de yola çıktık.  Aracımızı piramidin otoparkına sokamadık. Kaldırıma herkes gibi biz de usulsüz park ederek uzun bir yürüyüşün ardından parka girdiğimizde salona giremedikleri için insanlar gruplar halinde dönüş yoluna girmişlerdi bile. Salon tamamen dolduğu için içeriye almıyorlardı. Gazeteci olduğumuzu söyleyip girdik. Uzun süre ayakta bekledik, sonunda bir yer buldular oturduk. Önce ittifak partilerinin il başkanları konuştu. MHP İl Başkanı Mustafa Aksoy’un bariton sesi ile eski siyasilere benzer konuşması güne damgasını vurdu. Müthiş heyecan yarattı. Bahçeli bunu görürse mutlaka Mustafa kardeşimi mitinglerinde konuşturur. Türk’ün tarihini, Anadolu’ya gelişimizi, Fatih’i, Alparslan’ı ve en önemlisi Atatürk’ü anlatırken tüylerim diken diken oldu. Bu kadar yani…

O sırada yanımda oturan Ahmet Dökdök’e, “bu güzel konuşmadan sonra konuşan yandı” dedim. Milletvekilleri adına Atay Uslu’nun konuşmasından sonra, yaka mikrofonları ile sahnede şov yapmaya çıkmış, hal ve hareketleri, vücut dili, jest ve mimikleri ile profesyonel bir televizyon sunucusu edasında Menderes Türel sahne aldı. Sahnede teknolojinin tüm imkânları kullanılarak hazırlanan müthiş bir sunum izledik. İkinci kez izlediğim “Geleceğin Antalya’sı” sunumu tam bir film prodüksiyonu gibi hazırlanmış, başrolde Türel Antalya’nın geleceğini anlatıyor. Tek kişilik filmler vardır ya, temalı, görsellerle süslü tıpkı o’nlar gibi… İzleyenlerin hepsinin elinde Türk Bayrağı sık sık Başkan Türel’in konuşması kesilerek, koro halinde sloganlar atılıyor: “Antalya için aşkla yola devam… Antalya için Menderes Türel…”

Anlayacağınız, onca kalabalığa rağmen tereyağından kıl çeker gibi hazırlanmış tam profesyonel bir organizasyon…

Gazeteyi hazırlamak için erkten çıktık. Hava çok güzel, salona giremeyen insanlar çimenlerin üzerinde, sesi dışarıya verilmiş Türel’i dinliyor, dışarıda da yüzlerce kişi var.

İki organizasyon arasındaki fark ortada... Tabi sen propaganda çalışması yapmak yerine, kavga ve tartışmaları tercih edersen, kampanya başlatmaz, ya da geç kalırsan, hani meşhur sözdür: At’ı alan Üsküdar’ı böyle geçer…

Bize düşen de her iki adaya başarılar dilemek hayırlısı ile…

Yazarın Notu: Tüm sevenlerin, sevgiye saygı duyan, değer veren, sevgilisi olsun olmasın  tüm okuyucularımın sevgililer gününü kutlarım. Sevgi ile kalın