ANTALYANIN KAHYASI

Hadi ordan…

ERDOĞAN KAHYA

Siyaset; yeni rejimle birlikte yeniden dizayn ediliyor. Dün “ak” dediklerine bugün “kara” diyebilen siyasetçiler makbul hale geldi. Hele bir liderimiz var, peşinden onca insan nasıl gidiyor merak ediyorum.

Meşhur bir hareketi var. Kime kızarsa, elinin tersini sallayarak “hadi ordan” diyor. Genelde CHP ve İYİ Parti liderleri bu hareketin hedefinde. Bir zamanlar, şimdiki ittifak ortağına da aynı hareketleri yapıyordu.

Antalya’da il başkanları ile belediye başkanlarını toplayan liderimiz, Türkiye’de her zaman seçimin kaderini belirleyen üç ilimiz için; “İstanbul’un yanınsa Ankara ve İzmir’de de aday göstermeyeceğiz” dedi. Hem de belediye başkanlarının yüzüne karşı, il başkanlarının gözlerinin içine bakarak.

Hani senaryo yazıyorum, bu sözleri seçimler yaklaşırken başka bir lider söyleseydi, kendisi aynen şöyle derdi:

“Madem yerel seçimlerde üç büyük ilde aday göstermiyorsun, ne işin var o koltukta?” deyip, meşhur elinin tersini sallayıp o hareketini yaparak, “Hadi ordan” sözlerini eklerdi.

***

Bu sözleri ve konuşmayı unutmamak için hafızalarınızı tazeliyim, belki bu sözler unutulur da tarihe geçmez:

"Buradan açıkça ilan ediyorum; Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul’un yanı sıra, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylarını da göstermeyecek, Cumhur İttifakı’nın mana ve muhtevasında gerekli çalışmalarını heyecanla ifa edecektir. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adayları kim olursa olsun bu üç büyük şehirde desteğimiz tam olacaktır. Bu irademizde pazarlık yoktur, gizli anlaşma yoktur, al-ver süreci olmamıştır. Sonuna kadar varız. Ona buna bakmayacağız, kulak asmayacağız. Türkiye’yi yem ettirmeyeceğiz, tutsak düşürmeyeceğiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni hedef alan kim varsa karşılarında bizi bulacaktır"

Pes doğrusu, siyaseten söylenecek bir şey yok. Ancak kendisini bir başka parti ile ittifak yapma hakkına sahip olduğunu sanan zat-ı muhterem, başka ittifakçılara da bu eylemleri için hakaret ediyor, aşağılıyor, hor görüyor… Zillet ittifakı adını koymuş onlar için…

Bakın aynı toplantıda neler söylüyor:

"Zillet ittifakının paydaşı olan CHP-HDP-İYİ Parti ve diğer yedekleri her nerede ortak aday çıkarırlarsa çıkarsınlar biz hazırız, onlarla her seviyede mücadeleye kararlıyız. Zilletin ortak adayları nerede karşımıza çıkıyorsa işte orada Cumhur İttifakı’nın ruhuna uygun ve uyumlu hareket etmeye sonuna kadar varız"

Bir defa HDP ile her iki parti de ittifakla ilgili herhangi bir görüşme yapmadığı gibi, böylesi bir işbirliğine İYİ Parti’nin, kendisi gibi Milliyetçi kanadı karşı çıkacaktır. CHP tabanı da böylesi bir işbirliğini istememektedir.

Peki bu zillet ne demek. Türk Dil Kurumuna göre zillet; “hor görülen aşağılanan” anlamına geliyor.

Sonuçta liderimiz bunu el kol sallamadan söylüyor ama; onunla ayni fikirde olmayan milyonlarca kişiye aşağılık diyebilen bir siyasetçi kimliği ortaya koyuyor. Bölücülük yapıyor, demokrasinin tek ses olduğunu sanıyor, kendinden başka doğru olan yok. Türklüğü ile övünüyor ama, kendisine dün “kafatasçı” diyen, bugün, “Ben Türküm ama, Türkçü değilim” diyerek ince bir mesaj gönderenlerle birlikte hareket ediyor, ülkenin tek adam tarafından yönetilmesine köprü oluyor.

Sebebi nedir, amacı nedir bir bilen varsa bana da söylesin. Büyük bir projenin ayaklarından biri ise, bilsin ki o binanın temelleri sağlam olmayacak.

***

Şüphesiz Ankara, İzmir ve İstanbul belediye başkanlıklarını kazanamayacak bir siyasi parti olarak aday göstermemeni doğal karşılamak da lazım. Ama tabanına verdiğin mesajı onlar hiçbir zaman okumayacaklar.

Son olarak; Siyasi partiler Demokrasinin temel taşlarıdır. Daha işin başında pes edip bir başka partiyi desteklemek yanlıştır. Bunu tüm ittifaklar için söylüyorum. Seçimler biter ülke menfaati için koalisyonlar kurulabilir. Orada çok sesli Demokrasi’nin de yararı olur. Ama böylesi?

Şimdi ve sana el sallıyorum, elimin tersi ile değil tabi;

“Çek git, partisine umut bağlayan binlerce insanı bu kadar üzme”