Geçtiğimiz hafta işim gereği Ankara’ya gittim. Her zaman ki gibi, kulis haberlerini takip ettim. Ankara kulislerinin heyecan ve hareketliliği hiçbir yerde bulunmaz! Atalar: “Çocuktan al haberi…” derler. Siyasette esen sert rüzgârları, senaryoları, kapalı kapıdalar ardındaki görüşmeleri; ancak kulislerden öğrenebilirsiniz!
Bir kısmı gerçek olmasa da…
Halk, sabah akşam nasıl geçineceğinin hesabını yaparken, siyaset kurumu; seçime odaklanmış görünüyor. Seçim, Kasım ayında olacak mı? Yani erken seçim… Bir diğer konu ise, “Erdoğan’ın karşısına çıkacak, Millet İttifakı’nın adayı kim olacak?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Cumhurbaşkanı adayı değilim, başbakan olacağım” çıkışı ismini adaylık yarışında düşürmüş görünüyor. Zira bu çıkış, İYİ Parti cenahında büyük yankı uyandırdı ve gündemi adaylar yerine sistem tartışmasına çevirdi.
Diğer muhalefet partileri açısından aday tartışmaları kısır döngüye dönüştü.
Eğer 6’lı masa karar verirse, 2023 seçimleri Erdoğan-Kılıçdaroğlu seçimi olacak. Kılıçdaroğlu’nun “aday değilim” sözünü söylememesi, bu ihtimali artırıyor. Konuştuğum CHP kurmayları, “Kılıçdaroğlu, aday olmak zorundadır, çünkü Erdoğan, seçim kampanyası boyunca “Korktun, kaçtın” diye propaganda yapacaktır” diyorlar.
Kılıçdaroğlu, gerçekten aday mı?
İYİ, Saadet, DEVA, Gelecek ve Demokrat Partisi yöneticileri… Kılıçdaroğlu’nun şahsı için tek kelime aleyhte konuşmuyor. Hatta uzlaşmacı, dürüst ve deneyimli kimliği ile o makama layık görüyorlar. Lakin tüm endişe Kılıçdaroğlu ile seçim alınabilir mi?
Çoklu aday formülü hâlâ masada ve güçlü seçeneklerden birisi… O zaman muhafazakâr seçmen 2. Turda Kılıçdaroğlu’na karşı Erdoğan’ın etrafında kenetlenirse ne olacak?
HDP, muhtemelen ayrı aday çıkaracak, ancak 2. turda Millet İttifakına desteğini açıklarsa nasıl bir durum ortaya çıkacak? İktidar, Millet İttifakı adayını teröre destek vermekle suçlayacaktır. Çık işin içinden çıkabilirsen!
Ben Kemal Bey’in, “Aday olabilirim, niye olmayayım” sözlerine, kurmaylarının “kesin aday” söylemlerine rağmen… Tüm gelişmelerin bir siyasi manevra, bir siyasi strateji veya adayı koruma kollama olduğuna inanmak istiyorum. Zira Kemal Kılıçdaroğlu feraset sahibidir, 6’lı masa ile birlikte uygun bir aday çıkarır!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ısrarla Kılıçdaroğlu ’nu kolay yeneceğini düşündüğü için rakip olarak görmek istiyor. Bu nedenle, “Yüreği yetip, 2023‘te cumhurbaşkanı adayı olacak mı, olmayacak mı?” sorusunu yönelterek, Kılıçdaroğlu ‘nu tahrik ediyor. Kılıçdaroğlu ise, “Var mısın yarın erken seçimi ilan etmeye? Aynı gün içinde adayımızı açıklayalım” çıkışını yaptı.
Erdoğan, halkın nabzını iyi tutan ve siyaseti iyi okuyan bir lider… İmamoğlu ve Mansur Yavaş denklem dışı kalırsa ve Kılıçdaroğlu aday gösterilirse, seçimi kesin kazanacağına inanıyor!
Sokak araştırmaları, bu söylemin boş olmadığını, karşılığı olduğunu gösteriyor. Ankara’da taksici, berber, esnaf vs. gibi halk kesimleri ile sohbet ettim. Cumhurbaşkanlığı seçimini sordum. İnsanlar mevcut iktidara tepkili… Lakin muhalefetin her adayına da oy vermeye niyetli değil.
Sokağın sesini dinlediğine inandığım bazı siyasi analistler ise, “6’lı masa Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kesinlikle kabul etmez. Zira bu risk almak demektir. Seçimin kaybedilmesi, 6 partinin liderini de yerinden edebilir” dediler.
Peki, o zaman ne olur? “CHP dışındaki partiler, başka bir aday üzerinde uzlaşır. O da Meral Akşener, Mansur Yavaş veya İlhan Kesici olur. Seçim 2. Tura kalır. O zaman başa baş bir seçim…” dediler.
Yapılan anketler ve sokak neden Mansur Yavaş diyor? Ufak dokunuşlar… Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Ankaralının gündelik hayat problemleri için çözüm odaklı çalışıyor. Ürettiği çözümler ve politikalar basit ve halka dokunur cinsten… Bol keseden atmıyor, gösteriş ve şovdan uzak, işinin gereğini yapıyor.
Ankara herkesin sık uğradığı bir yer… Herkesin burada bir işi var. “Şehir efsanesi” çok hızlı olarak diğer şehirlerde de yayılıyor. Halk, bu sistemin getirdiği sıkıntıların Mansur Yavaş ile daha kolay çözebileceğine ve hukukçu kimliği ile sistem değişikliğine rahat geçiş sağlanabileceğine inanıyor. Bu nedenle anketlerde Mansur Yavaş önde çıkıyor.
Halkın gündemi sistem tartışması mı? Tabi ki, “Hayır…” Halkı ilgilendiren, ekonomik sıkıntıların kim tarafından çözüleceğidir. Seçmenlere, “Bu sistem çöktü, bugünkü sıkıntıların kaynağı tek adam anlayışına dayanan bugünkü sistemdir. Biz iktidara gelince bu sistemi değiştireceğiz ve ekonomiyi tekrar düzelteceğiz “ mesajının doğru iletilmesi… Halkın bu konuda ikna edilmesi gerekir.
Yıllardır gündemi belirleyen ve girdiği her seçimi kazanan Erdoğan, bu sefer bocalıyor. “Erdoğan, yola çıktıklarını yolda buldukları ile değiştirmenin bedelini ödüyor” düşüncesi yaygın…
İYİ Parti’de bir heyecan ve umut gördüm. Genel merkez, ziyaretçilerin akınında… Herkesin yüzü gülüyor. “Az Kaldı” sloganı tutmuş gibi görünüyor. Seçimler yaklaştıkça aday adaylarının ortaya çıkması ile ortalık daha da şenlenecektir.
CHP ise geçmiş yıllara göre oldukça hareketli. Lakin adaylık tartışmaları her yerde… Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını isteyenler… “Kılıçdaroğlu ile kazanamayız, Mansur Yavaş olsun” diyenler… Ekrem İmamoğlu’nu destekleyenler… Bilindik CHP…
Siyasette; “Dün dündür, bugün bugündür" sözlerinin de sahibi olan Süleyman Demirel: 24 saat siyasette çok uzun bir süredir” demiştir. CHP’li dostlara tavsiyem, “dereyi görmeden paçayı sıvamayın!”
MUHALEFET; "hiç bir statü, kariyer ve koltuk peşinde olmaksızın AKIL, BİLİM, HUKUK ve DEMOKRASİ adına mücadele edilirse bir anlam kazanır. Suya sabuna dokunmadan muhalefet yapanların... Güce biat edenlerin... Halkın parasını çarçur edenlerin… Herkese mavi boncuk dağıtan fıkracı belediye başkanlarının muhalefeti halka inandırıcı gelmiyor.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, halkın değişimden yana bir tavır sergileyeceğini düşünüyorum. AK Parti ve Erdoğan’ın halka anlatacak hikâyeleri sonra erdi ve sıfırdan yeni bir hikâye yazmaya da zamanları kalmadı. Süleyman Demirel’in “Boş tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur’’ sözü bu açıdan doğrudur.
Yeter ki, muhalefet büyük bir hata yapmasın!
Cumhur İttifakı seçimi kazanabilir mi? Bu ekonomik çıkmazda zor görünse de imkânsız değildir. Siyasi analistler, “Ekonominin yıkıcı etkileri, siyasal iletişim stratejileri ile bir süre ötelenebilir?” tezini ortaya koyuyorlar. Bunun anlamı; güvenlik krizidir. Bizim gibi ülkelerde büyük bir güvenlik kaygısı veya tehdidi, ekonomik kaygıların önüne geçebilir.
”Aç tavuk rüyasında darı görürmüş.” MHP de rüya görüyor! Erdoğan'ın Yüksek Seçim Kuruluna yapacağı "adaylık" başvurusu Anayasa'nın 101. Maddesinin 2. Fıkrasına göre reddedileceğini sanıyorlar. O zaman ne olacak? “Devlet Bahçeli aday olacak! "Devletin başına Devlet geçecek!" Beyler… Erdoğan adaylığı kimseye bırakmaz! Anayasa çiğnense ne olur? Anayasa sanki ilk kez mi çiğneniyor?
Kasım ayında baskın erken seçim olur mu? Ankara’da görüştüğüm birçok siyasetçi, “evet erken seçim olacak” dedi. Yeni Akit Gazetesi yazarı Dilipak, "Kasım ayı için 90 gün önceden karar almaları gerek, geldik Temmuza… Ağustos seçim kararı almak gerek. Söyleyeyim: Mahalle karışacak" şeklinde yazmış. Lakin ben buna ihtimal vermiyorum. Seçimin 2023 Haziran ayında olacağını düşünenlerdenim.
Siyaset kazanı kaynıyor.
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç : "Tatlı su balığı siyasetçileri var, suya sabuna dokunmadan. Majestelerinin gazetecileri var, havanın suyun berraklığından bahsederler. Öksürmenin, bağırmanın zamanıdır. Kral çıplak demenin vaktidir" demiş.
Biz KRAL ÇIPLAK diyeli çok oldu BAŞKANIM.