ANTALYANIN KAHYASI

Evcilmen ve Böcek'i "Yok etme" projesi

ERDOĞAN KAHYA

CHP'de olup bitenleri biri bana anlatırsa mutlu olacağım derken, cevap Giray-Tuncay Ercenk kardeşlerin rahmetli annelerinin cenaze töreninde ismini veremeyeceğim bir AKP'li dosttan geldi. Önce o bana sordu ''Siyaset nasıl gidiyor?'' diye, sonra ben ona sordum ''Adaylar niye açıklanmıyor?'' diye...
uzun uzun konuştuk. O'na, daha doğrusu AK Parti kurmaylarına göre; CHP Muratpaşa'da Süleyman Evcilmen'i, Konyaaltı'nda da Muhittin Böcek'i aday göstermeyecek. Ancak bir taşla iki kuş vurup, başka partilere de gitmelerini engellemek için 17 Şubat'a kadar oyalayacak.
Neden 17 Şubat diye soranlarınızı duyar gibiyim...
Yüksek Seçim Kurulu'nun açıkladığı takvime göre siyasi partiler adaylarını en geç 17 Mart tarihine kadar bildirmek zorunda. Bu tarihten bir ay öncesi de aday adaylığı süreci tamamlanmış olacak. Sizin anlayacağınız 17 Şubat saat 17.00'ye kadar herhangi bir siyasi partiden aday adayı olacak kişiler 18 Şubat'tan itibaren şayet partisinde aday olamamışsa, başka bir partiye gidemeyecek, aday olamayacaklar.

Neden açıklanmıyor?
Takvim ve formül çok güzel... Mevcut Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile en büyük ilçe Muratpaşa ve Konyaaltı ilçe Belediye Başkanlıklarını elinde tutan CHP'nin çok değerli Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Ak Parti kurucularından, eski Kepez Belediye Başkanı Erdal Öner'i Kepez adayı ilan etmek için Antalya'ya gelip, gösterişli bir tören düzenlerken, partisine üç dönemdir yüzde 60 ve üzeri oy alarak seçim kazandıran Konyaaltı ve Muratpaşa Belediye Başkanlarını açıklamaması sizce de ilginç ve dikkat çekici değil mi?
Konuyu biraz didiklediğinizde Büyükşehir Belediye Başkan Adayı mevcut Başkan Mustafa Akaydın ile İl Başkanı Devrim Kök'ün Evcilmen ve Böcek'i istemedikleri, yerlerine de gösterecekleri adaylar konusunda mutabakat sağladıklarını öğreniyoruz. Akaydın ve Kök'ün genel merkezi, daha doğrusu Kılıçdaroğlu'nu bu konuda ikna ederken, her iki ilçede de CHP'ye verilen oyların başkanlara değil bizzat partiye verildiğini söylemeleri, ayrıca son beş yılda iki başkanın ortaya koydukları muhalefetle Büyükşehir Meclisi'ni çalıştırmadıkları, adeta muhalefet yaparak, grup kararlarına uymamalarını delil olarak sunmaları etkin oldu. Hatta belden aşağı vurarak her ikisinin de özel hayatlarında çalkantılar olduğunu, parti tabanının da iki başkan için, ''3 dönemdir yapacaklarını yaptılar, partide başkanlık yapacak başka kişi yok mu?'' söylemleri ile rahatsızlıklarını da dillendirdiler.
Ancak Akaydın ve ''Evladım'' dediği Kök'ün bu operasyonları sürerken, siyasetin raconu mudur bilemem ama Antalyalıların beklediği en büyük proje (!) asansörün temel atma töreninde Evcilmen ve Böcek'in ellerini havaya kaldırmalarını da anlamam mümkün değil.
Her geçen gün bunun sebebinin iki güçlü belediye başkanının başka partilere gitmemesi gerçeği yatıyor. Ya 17 Şubat gelmeden giderlerse ne olacak? "Yandım anam keten helvası... "

CHP ne yapmalıydı?
Olaya tarafsız bir gözle baktığımızda CHP'nin çok sayıda adayın çıktığı, ya da adaylıkların tartışıldığı ilçe ve Büyükşehir'de adaylarını ön seçimle belirlemesi gerekirdi diye düşünüyorum. Parti içi demokrasisi ile övünen, çok sesliliğe saygı duyarak diğer siyasi partileri bu konuda eleştiren Kılıçdaroğlu ve ekibine de Antalya için ön seçim ve sandık yakışırdı. Kamuoyu yoklamaları ile sandık sonuçlarını harmanlayıp adaylar belirlenebilirdi.

Baykal nerede?
CHP'ye 20 yıla yakın genel başkanlık yapan ve geçen yerel ve genel seçimlerde tek seçici olarak adayları belirleyen Deniz Baykal nerelerde diye merak ediyorum. Baykal'ın Akaydın'ı istemediğini biliyoruz ama alternatifini mi bulamadı, yoksa kendisine fikri mi sorulmadı? Kulislerde konuşulanlara bakılırsa Büyükşehir adaylığı için önce Muhittin Böcek'i öneren, kabul görmeyince Milletvekili Yıldıray Sapan'ı deneyen Baykal'ın bu sessizliğini yorumlamak çok da kolay değil. Baykal'ın Akaydın'a karşı mağlubiyeti kabul ettiğini söylemek de kolay değil.
Bütün bunları üstüste koyduğumuzda dilim varmıyor ama, aklıma CHP Antalya'da seçim kazanmak istemiyor mu sorusu geliyor. Bütün bu belirsizliklerin CHP tabanının da rahatsız ettiğini söylemeliyim.
9 Şubat'ı Bekleyip görelim bakalım, neler olacak?...