Tüm yurtta yerel seçim sonuçları son dönemlerde olduğu gibi kimi yerlerde tartışmalı ve şaibeli..Oy verme sürecinin oldukça sakin geçtiği süreyi saymazsak, iş oyların sayım, döküm ve bilgisayar ortamına aktarımına geldiği zaman, seçmen iradesinin saptırılmaya çalışıldığı ve hiçe sayıldığı tavırların içine bürünüveriyor yönetim ve kimi kesimler.
Kuşkusuz bu konu toplum araştırmacılarının işi. Ama görünen köy kılavuz istemiyor. Bu seçimde de normal siyasetin dışında kuşkular uyandıran çabalar gözden kaçmadı. Tabii kaçanları sayamıyoruz.
Antalya özeline geldiğimizde, 2004 yerel seçimini anımsarsak; AKP’nin o dönemdeki özellikle seçilmiş sürpriz adayı Menderes Türel’in yüzde 34 oyla Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilmesinin ardında kendi kişiliğinden öte, AKP’nin genel yönetimdeki etkisini önemli olmuştur. Bu seçimde % 32’ye düşmesi de, AKP’nin hükümet gücüyle korunmuş bir düzeydir diyebiliriz.
Ancak Deniz Baykal’ın da bu sonuçları incelerken CHP’nin 2004 adayı Ertuğrul Dokuzoğlu’nun yüzde 26’da kalmasının ardında aday yanlışlığının yattığını bir kez daha düşünmesi gerekir sanırım.. Çünkü bu seçimde, seçmenin genel eğilimi göz önüne alınarak seçilecek doğru adayla neler yapılabileceği açıkça görüldü.
Antalya seçmeni bu dönem AKP’yi Antalya’da istemedi. Türel’in oylarını artıramamasının temelinde, kendisini Belediye yönetimine getiren AKP’nin ulusal düzeyde izlediği politikaların, giderek kuşku yaratmasının yanı sıra, kentin kültürel ve doğal değerlerinin rant hırsı ile yağmalanmasının da etkili olduğu bir gerçek. Türel’in oy kullandığı sandıkta bile Mustafa Akaydın 196 oy alırken, kendisine sadece 56 oy çıkması bunun bir göstergesi değil mi?..
AKP adayı Menderes Türel karşısında; Akaydın’ın yüzde 45’e çıkarak, Büyükşehir belediye Başkanlığı kazanmasının ardında da Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı döneminde, üniversitelerin bağımsız ve çağdaş birer bilim yuvası olduğunu savunması ve türbana karşı duruşuyla, Atatürkçü tutumunun yattığı unutulmamalı.. Toplum bu seçimde; Akaydın’ın rektör olmasını engelleyici nedenleri çok iyi bildiğini ortaya koyarken, yanıtını da Akaydın’da birleşerek vermiş oldu.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın sonuçların belirginleşmesinin ardından yaptığı basın açıklamasındaki sözleri iyi okumak gerek: “4 ay önce siyasete atıldığım ilk gün rektörlük seçimlerinde aldığım oranda oy alacağımı Tanrı’ya olan inancımı ortaya koyarak söylemiştim. Ben o yüzden şaşırmadım. O oy oranıyla beni rektör atamayanlara, en güzel yanıtı halk verdi. Şu anda iki duygu yaşıyorum. Birincisi çok mutluyum, ikincisi büyük bir sorumluluk hissediyorum. Menderes Türel, öyle zannediyorum ki hataları yüzünden kaybetti... Antalya kendine yakışanı yapmıştır.”
Evet Antalya kendisine yakışanını yaptı.. Muratpaşa ve Konyaaltı ilçelerinde de önceki iki dönem başkan olan Süleyman Evcilmen ve Muhittin Böcek’in yüksek oy oranları ile üçüncü kez seçilerek koltuklarını korumaları da bundan sonra belediye yönetimlerine gelecekler tarafından iyi değerlendirilmeli. Bu başarının ardında geçen iki dönemde bölgelerinde yarattıkları toplum yararına kentsel değişimin etkisi ve cumhuriyetçi duruşları göz ardı edilemez.
Belirtmekte yarar var sanırım; tüm yurtta olduğu gibi Antalya seçmeninin de, AKP’ye karşı duruş sergilenmesinde İP başta olmak üzere SHP’nin ve bir çok sivil toplum kuruluşunun da; Akaydın birlikte CHP adaylarını desteklemeleri yadsınamaz.. Bir kentsel güç birliği sağlanmıştır diyebiliriz. Bu birlikteliklerin gelecekte daha da büyümesi, Türkiye’nin yakın geleceği açısından önemlidir bence.
Bu seçim sonuçlarıyla Antalya; Atatürkçü düşüncenin, çağdaşlığın savunucusu, kişisel rant ve çıkarlar yerine toplumun sağlıklı, huzurlu yaşamını sağlayacak kent yönetimlerini seçmiştir. Bence öncü adayların dışında, bu seçimi asıl Antalya’nın çağdaş, Laik, Cumhuriyetten yana seçmeni kazanmıştır… Büyükşehir’den başlayarak tüm merkez belediyelerde yönetimdedirler…
Kısaca Antalya “Cumhuriyet” dedi… Kutlu olsun.