Hedef Anadolu

Yaşadığımız Dünya'yı, ülkeyi, kenti, yakın çevremizi; insanları ve kültürleri çok değişik ölçülere göre değerlendirebiliriz. Örneğin, çevrenizde kavga çıkarmak için bir neden arıyorsanız; farklı toplumsal yaklaşımları, siyaseti, dini, tartışıp, amacınıza ulaşabilirsiniz!

Ancak ne kadar yumuşatılmaya çalışılırsa çalışılsın; insanlar arasındaki çatışmanın temel nedeni; kapitalist sistemin yarattığı emperyalizm’dir.. Tarih boyunca bu kavramın karşımıza çıktığını görürüz. Bu saldırı günümüzde de, "Uygarlıklar Çatışması" adı çerçevesinde sürdürülüyor.

İlkçağlarda çatışma;  en yalın haliyle köleler ve üstünler ayrımındaydı. Eski Yunan ve Roma'da ise; “Barbarlar ve Vatandaşlar” biçiminde. Ortaçağda çatışma din eksenine kaydı. Yeniçağ ile birlikte ulus devletler ortaya çıktı. Bu kez insanlar; “vatan ve bayrak” için çatıştılar. Sömürgecilik yurtseverliği doğurdu.

Sanayi devrimi; küresel kaynak ve pazar kavgalarını da beraberinde getirdi. Milyonlarca insan; arî ırk, vatan ve bayrak uğruna öldüklerini zannederken; savaşı, İngiliz ve Fransız pazar ve kaynaklarına göz diken Alman demir çelik sanayi devlerinin finanse ettiğini çok geç öğrendiler.

Kavga ve savaş çağında; yüz milyonlarca insan, canlarından, mallarından, evlerinden ve yurtlarından oldular. Birçok ülke yokluk, sefalet ve acılara sürüklendi.

Dünya daha sonra; Komünist - Kapitalist ve ardından Doğu-Batı olarak ikiye ayrıldı.  Yıllar sonra Sovyetlerin parçalanmasıyla bu ayrım da işlevini yitirdi. Komünistler,  liberal sosyalizmi tartışırken kapitalistler, sosyal demokrasi ile buna çoktan yanıt vermişlerdi bile...

Bütün bunlar; dünyaya nasıl ve nereden bakarsanız bakın, karşınıza çıkacak olan tek değişmez gerçeği; batı kapitalizminin tükenmeyen hırsını ve tutkusunu sergiliyor. Bu tutku yıllar öncesi de vardı, yarın da olacak. Çünkü ezen-ezilen, sömüren-sömürülen çelişkisi, gelişen teknoloji ile daha da hızlanmakta, yaygınlaşmakta ve büyümekte.

Günümüzde sergilenen oyun ise dinle birlikte bütün değerleri kapsamakta. Mezhep, dil, din, azınlık, etnik kimlik, kültürel ve sosyal kavgaları kışkırtmak küresel yayılım olarak da değerlendirebileceğimiz emperyalizmin genel hareket alanı.

Ortadoğu bunun en açık örneği. Saldırının temeli, geçmişteki sömürgecilik çabalarını; Anadolu’da ortaya çıkan “Kemalist Hareket” nedeniyle ellerinden kaçırmalarına dayanıyor.  Çatışmanın temelinde Anadolu yatıyor ve Anadolu merkezli Kafkasya - Orta Doğu sömürüsü planları!

Unutmayalım emperyalizmin tek hedefi toprak üstü toprak altı kaynaklar olduğu kadar, sömürülebilecek köleleştirilmiş toplumlardır. Bunu artık anlamamız; toplumsal yapımızı, toprak üstü ve altı değerlerimizi, ulusal gücümüzü, sınırlarımızı,  birlikteliğimizi, dilimizi, bayrağımızı koruyarak zenginleşmenin, ekonomik bağımsızlığı elde tutmanın koşullarını oluşturmamız gerek. Yani Atatürk’ün 1923’ten sonra yaptıklarını günün koşullarına uygulayarak sürdürmek ve yeniden “çağdaş uygarlıkları üstüne çıkmak” gerek!

Bu saptama günümüzde Kent yönetimleri içinde çok geçerli. Kentleri küresel bağlantılı iktidarlarını destekleyen yandaşlarının sömürü aracı olmaktan kurtarmak için sosyal, eğitsel gelişmeyi ve toplumsal birlikteliği, paylaşımı çoğaltmak gerekli.

Unutmayalım Atatürk bunun için ekonomik bağımsızlığı ve ulusal kimliği savunmuştu...

Yıllar sonra, yeniden başa mı dönüyoruz ne!