Atatürkçülük ve Aydınlanma

 Kemalizm = Atatürkçülük…  Batı ve özellikle ABD kapitalizminin, günümüzdeki tanımıyla Küresel sermayenin; yıllardır çürütmeye, yok etmeye çalıştığı toplumsal çağdaşlaşma devrimleriyle hızla gelişen Türk Aydınlanma Hareketinin, bir kısa tanımı bence.

Yıllardır bir çoğumuzun doğru ya da yanlış dilimizden düşürmediğimiz; kimi zaman bir kenarda unuttuğumuz, kimi zaman arkasına sığındığımız; kimilerinin de eski bir kalıp ya da sakıncalı bir tabu gibi göstermeye çalıştığı; kimilerinin de düşledikleri gelişmeye (!) engel görüp yerle bir etmeye çabaladığı, uygulama içinde gelişen bir sosyal ve toplumsal uygarlık sisteminin adıdır Kemalizm = Atatürkçülük…

Çağdaş uygarlık yolunu, ulusal egemenlikle, bağımsızlıkla bezeyen ve yokluk içinde ulusal teknolojiyi yaratıp, geliştirmeyi hedefleyen; eğitimi düşünmeye yönlendirerek, toplumsal birlikteliği ve paylaşımı çoğaltıp, çağdaş uygarlıkları da aşmayı hedefleyen, Türkiye Cumhuriyetinin  kuruluş felsefesinin adıdır; Kemalizm = Atatürkçülük..

Kemalizm = Atatürkçülük; Anadolu’nun binlerce yıldır yaşadığı, temeli barışçılığa ve birlikteliklerin oluşturduğu ulusal kimliğe dayanan Türkiye Cumhuriyeti’nin, özgürlükçü yapı taşıdır.

Varılan noktanın genel adı ise; Atatürk’ün yaratıcılığı ve önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyetinin ekonomik ve sosyal kalkınması için,  koşullara göre adım adım kurgulanarak gerçekleştirilen ulusalcılıktır!..

Mustafa Kemal Atatürk’ün uzak durmaya özen gösterdiği kapitalizmin baskısı ile, içine girmek için elimizdekileri satıp savdığımız, onca değerimizi bol keseden harcadığımız ve onurumuzun ayaklar altına itildiği, ekonomimizi el ellerine teslim ettiğimiz AB ve tükenmek bilmez hükmetme hırsıyla yoğrulmuş, ABD’nin baskısıyla gelişen küreselleşmenin can düşmanı ise; “Ulusal Egemenliktir”!..

Amaçları açısından tanımlandığında Atatürkçülük; Ulusal Ant sınırları içinde, Ulusal birlikteliğin ve Ulusal Bağımsızlığın, çağdaşlaşmanın, bilgi toplumu olmanın ve aydınlanmaya giden yolun adıdır.

Bu düşünce; Osmanlı'nın Birinci Dünya Savaşı'nda yenilgiyi kabul edip imzaladığı Mondros sözleşmesiyle gelişir. Türk aydınlanma hareketinin olmazsa olmazı “Ulusal Kurtuluş” hareketi ile başlar, bir dizi çağdaşlık devrimiyle sürer. Adı Türkiye Cumhuriyeti’dir.  

Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın temel amacı, Mondros ve Sevr’in ağır koşullarına direnip,  işgalci düşmana, onun kapitalizm sistemi içinde yarattığı sömürgeciliğe ve yine onun yurt içi işbirlikçilerine karşı, Türk’ün anayurdunda onurlu bir başkaldırısıdır..

Anadolu’nun bağrında başlatılan “Ulusal Kurtuluş Savaşı” tüm tutsak sömürge ülkelere örnek olması açısından tarihte yerini almış bir toplumsal kalkışma; kurutuluş sonrası çağdaşlaşmayı da içeren devrimlerle birlikte, Mustafa Kemal’in düşüncesinde biçimlenmiş eşsiz bir “Aydınlanma Devrimi”dir.

Daha ilk adımda Erzurum ve Sivas kongrelerinde oluşturulan “Ulusal Ant” dünya bağımsızlık tarihi açısından örnek bir belge olarak tanımlanmaktadır. İşgalcilerin bu ant sınırları dışına çıkarılmalarını ve silah bırakışmasını izleyen Lozan Antlaşması ise; hem büyük utkunun gerçekleşmesi, hem de sınırdaş ülkelerin bağımsızlıklarına saygı gösterilmesiyle sonuçlanan ve Ortadoğu’yu yeniden biçimlendiren çağdaş hukuk belgeleridir. Bu belge “Yurtta barış, dünyada barış” andıyla imzalanmıştır.

Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan “Laik Türkiye Cumhuriyeti”; ekonomik çöküş sarmalındaki Anadolu’yu, yenilgiyle tanıştıran çağ dışı kalmış Osmanlı hanedanlığına ve halifeliğe karşı da büyük ve anlamlı bir başkaldırıdır. Bu yönüyle de dünya uluslar ailesinde yerini alan eşsiz bir ulusal devrimdir.

Atatürk Aydınlanma hareketinin; uygulamayla gelişen felsefesinin temelinde tam bağımsızlık yer alır. Çünkü eğitimin, bilginin, kültürün, düşüncenin paylaşımını ve birlikteliğini öngörür. Bu yönüyle de tümüyle eşsiz bir aydınlanma yürüyüşüdür.

Kurtuluşla birlikte çok gerçekçi adımlar atılır, harf devrimi, kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesi, Köy Enstitüleri ve Halkevleri ile tüm toplumun hızla bilgiye ulaşması hedeflenir.  10 Kasım 1938’den sonra, “Atatürkçülüğü” silmek istercesine bu eğitim kurumlarının kapatılması; gerici unsurların karşı yıkım hareketidir.  

Yine Atatürk’ün ileri görüşlülüğü ile kurulan uçak ve traktör fabrikalarının “Marşhal Yardımı” çerçevesinde kapatılıp, ithalata yönelmemiz, o dönem yöneticilerinin ikinci bilinçli dışa bağımlılığını oluşturur.

Bir başka bilinçli yanlış; sömürge durumundaki öteki “mazlum” ülkelerin, bağımsızlık yolunda desteklenmemesi, Asya’daki Türk Cumhuriyetlerine önder olunamayışıdır.

Yakın geçmişimizde, devletçiliği ortadan kaldırmak için yapılan özelleştirmelerde izlenen yol ise, dışa bağımlılığımızın ve sömürgeleşmeye geçişimizin ihanetini belgeler. Bugün dış yönlendirmelerle oyuncağı olduğumuz küresel sistemin acımasızlığını yaşıyoruz.

Gelecek kuşakların yeniden esir, kul ve köle olmasını istemiyorsak, yeniden Atatürk Aydınlanma Hareketine dönmemizden başka çözüm yoktur… İzlenecek yol Atatürk’ün, çalışmalarını ve düşüncelerini günümüze aktardığı Söylev’inde gizli.

Bu dünyada ilk kez bir liderin, yaptıklarının hesabını belgeleriyle ulusuna aktardığı; özgür, bağımsız ve çağdaş ulus ülküsüne nasıl ulaşıldığını, kimlerle, nasıl savaşıldığını, hainlikleri anlattığı Söylev’ini, “Onuncu Yıl Söylevi”ni, Gençliğe seslenişini“ her Türk gencinin satır satır, yeniden, yeniden özümseyerek okuması gerektiğine inanıyorum.

Kısaca Kemalizm = Atatürkçülük; Türk Aydınlanma Hareketinin, uygulama içinde geliştirilen temel felsefesini oluşturur

Çünkü Atatürkçülük; ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık temelinde iş birliğine ve bilginin paylaşımına dayanan uygarlık sisteminin; yaşanarak ve düşüncede biçimlendirilerek uygulanan eşsiz bir aydınlanma öyküsüdür. Hep birlikte Aydınlık günlere.

Yayın Tarihi
24.12.2009
Bu makale 9308 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!