Kentleşmek ve kentli hakları

Kentileşmek, eski söylemle “hemşerilik”, “sorumlu hemşeriliğe” dayalı eşit yükümlülükler, kentli hakları; kentlilik sorumluluğunun gerektirdiği kurallara uyma sorumluluklarının tümünü kapsıyor.

Avrupa Kentsel Koşullarının temel dünya görüşü de ''kentli haklarının'' tanımına, kabulüne ve güvenceye bağlanmasına dayanıyor. Bu hakların gerçekleşmesinin ise ''fertlerin, dayanışma ve sorumlu hemşeriliğe ilişkin eşit yükümlülükleri kabul etmesine bağlı olduğu'' vurgulanan 1992 Strasbourg deklarasyonunda, ''Avrupa yerleşimlerindeki kent sakinlerinin sahip oldukları haklar'' şöyle belirleniyor:

         Güvenlik: suç, şiddet ve yasadışı olaylardan arındırılmış güvenli bir kent;

         Kirletilmemiş, sağlıklı bir çevre: Hava, gürültü, su ve toprak kirliliği olmayan, doğası ve doğal kaynakları korunan bir çevre;

         Dolaşım: Toplu taşım, özel arabalar, yayalar ve bisikletliler gibi tüm yol kullanıcıları arasında, birbirinin hareket  ve dolaşım özgürlüğü kısıtlanmayan uyumlu bir düzen.

         Sağlık: Beden ve ruh sağlığının korunmasına ilişkin çevre ve  koşulların sağlanması;

         Spor ve dinlence: Her yaştaki birey için spor gereksinimini ve boş vakitlerini değerlendirebileceği olanakların yaratılması;

         Kültür: Çeşitli kültürel faaliyetlerin, yaratıcı aktivitelerin ve benzeri olanakların sunulması ve bunlara halkın katılımının sağlanması;

         Kültürlerarası kaynaşma: Geçmişten günümüze, farklı kültürel ve etnik yapıları barındıran toplulukların, barış içinde yaşayabilecekleri ortamın oluşturulması;

         Kaliteli bir mimari ve fiziksel çevre: Tarihi yapı mirasının duyarlı bir biçimde restorasyonu ve nitelikli çağdaş mimarinin uygulanması ve buna uyumlu fiziksel mekânların yaratılması;

         Katılım: Çoğulcu demokrasi gereği; kurum ve kuruluşlar arasındaki dayanışmanın esas olduğu kent yönetimlerini, gereksiz bürokrasiden arındırma, yardımlaşma ve bilgilendirme ilkelerini yaşama geçirme;

         Sürdürülebilir kalkınma: Yerel yönetimler, toplum ve sivil toplum arasında; ekonomik kalkınma ile çevrenin korunması ilkelerine uygun uzlaşmanın sağlanması;

         Doğal zenginlikler ve kaynaklar:  Yerel doğal kaynak ve değerlerin; yerel yönetimlerce, akılcı, dikkatli, verimli ve adil bir biçimde beldede yaşayanların yararı gözetilerek korunması ve yönetimi;

         Kişisel bütünlük: Bireyin sosyal, kültürel, ahlaki ve ruhsal gelişimine, kişisel refahına yönelik, kentsel koşulların oluşturulması;

         Eşitlik: Yerel yönetimlerin; tüm bu hakları bütün bireylere cinsiyet, yaş, köken, inanç, sosyal, ekonomik ve politik ayrım gözetmeden, fiziksel veya zihinsel özürlerine bakılmadan; eşit olarak sunulmasını sağlamakla yükümlü olması.

Bunları ben söylemiyorum. Bence gereksiz adaylığımız, askıda sallanan AB’nin, üyelik için temel koşulları.  Bunlar kent yönetimleri açısından sadece bir kaçı. Değerli kent yöneticilerimize, yardımcılarına, kuruluşlara, belediye başkanlarına, meclis üyelerine, kısaca tüm ilgililerin ilgisine sunuyorum.

Yanlış anlaşılmasın; Atatürk Ulusalcılığına bağlı bir Türk olarak, AB’ye girmeye karşıyım. Bu kuralları çağdaş bir ülke ve kentte olması gereken, en temel kurallar olarak görüyorum. Bu açıdan baktığınızda sayılan niteliklerin tümünün; aslında insan olmanın, insanca yaşamanın olmaz ise olmazları olduğu görülecektir.

Hani Atatürk demişti ya : “Çağdaş uygarlıkların üstüne çıkacağız!...” Çağdaş uygarlığın seyrini izleyemediğimiz, çarşafa ve takkeye büründüğümüz için, çocuklarımızı okutmadığımız için, Cumhuriyet öncesine döndük yeniden.

 

Yayın Tarihi
18.06.2009
Bu makale 482 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!