Anadolu’m yeniden

     “Beşikler vermişim Nuh'a / Salıncaklar, hamaklar / Havva Anan dünkü çocuk sayılır / Anadoluyum ben / Tanıyor musun?”….“Binlerce yıl sağılmışım / Korkunç atlılarıyla parçalamışlar / Nazlı, seher-sabah uykularımı / Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar / Haraç salmışlar üstüme. / Ne İskender takmışım / Ne şah, ne sultan / Göçüp gitmişler, gölgesiz! / Selam etmişim dostuma / Ve dayatmışım... / Görüyor musun?”…. “Nasıl severim bir bilsen. / Köroğlu'yu / Karayılanı / Meçhul Askeri... / Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini. / Sonra kalem yazmaz / Bir nice sevda... / Bir bilsen..” Ahmet Arif ne güzel tanımlar bu şiirinde Anadolu’yu:

Anadolu uygarlıklar beşiği. Anadolu dinlerin yayıldığı toprak. Anadolu çağlar boyu gelişmenin, yenilenmenin odağı ve düşüncenin çağladığı kaynak. Anadolu her çağda kendisi dışındaki topraklara, adalara, kıtalara köprü olmuş. İnsanlığı, insanlığa ulaştıran, üreten, ürettiren, üretken bir toprak.

Biz Anadolular;  tarih ve coğrafya kitaplarının, atlasların, haritaların tanımlandığı kıtalar arasında köprü olmuşuz. Doğuya, Batıya, Kuzeye, Güneye; her yöne, her topluluğa açmışız, evimizi, ocağımızı.

Biz bu yaşanılası dünyada sadece bir yer değiliz. Bir verimli toprağız ve de süregelen bir uygarlığız, o uygarlığın kaynağıyız. Düşüncelerin ve kardeşçe yaşamın, bir büyük hoşgörünün, dostlukların, tarihin, edebiyatın, sanatın ve içten bir paylaşımın dünyaya açıldığı toprağız. 

Anlayışlıyızdır. Üstümüzde yaşamak isteyene kucak açar ya da her geçmek isteyene geçiş verir; duraklayana, canı gönülden kocaman bir  ‘hoş geldin’ deriz.

Anadoluluyuz… Başka yurtlara, başka düzenlere göz komayız. Bizim son sınırlarımız 1919 da Erzurum’da “Misaki Milli” ile çizilmiştir. Ötesinde gözümüz yok, içersine de dokundurmayız.

Biz Anadoluluyuz. Anadolu topraklarının üzerinde yüzyıllarca kardeşçe birlikte yaşamışız. Türk’ü, Kürt’ü, Yahudi’si, Rum’u, Laz’ı, Çerkez’i, Arnavut’u,  Ermeni’si, Azeri’si, Türkmen’i; onlarca alt kimlik bir arada barınmışız, barınıyoruz. Çünkü biz Anadolulular hem hepsiyiz, hem de her biriyiz. Dünyayı kucaklamamız bundandır. Öylesine birliğiz ki; Anadolu’nun düzenini yıkmak isteyen herkese gerekirse yedi düvele hep birlikte karşı kor, topraklarımızı canımız pahasına koruruz.  Çünkü biz Anadolu vatanda Türkiyeliyiz!

M. Kemal Atatürk’ün önderliğinde oluşturduğumuz; birliktelikleri onurla, kıvançla paylaşırız. Biz dayanışmanın, çağdaş düşüncelerin geliştiği toprakta, aydınlığın insanlarıyız.

İşte bunun için Atatürk’ün ölümünden sonra; kimi iç ve dış etkilerle yitirdiğimiz; bağımızı, birliğimizi yeniden oluşturmamız, “çağdaş uygarlıklar üstü” hedefe yönelmemiz gerek!

Sonra da haykırmamız gerek, üzerimize hırsla gelenlere hep birlikte: Ne yapıyorsunuz, biz tüm dünya için varız. Biz insanlığın mutluluğu, bilgi çağının, uygarlığın, hoşgörünün insanlık yararına gelişmesi için varız. Tutun elimizi, elleşelim, ellerimizi birleştirip güçlenelim ve hep birlikte insanlığı mutlu geleceğe taşıyalım dememiz gerek! Bunu söyleyecek oluşuma yönelmemiz gerek!

Ne dersiniz; ülkemin can insanları; yoldaşı, ülküdaşı, arkadaşı, türküdaşı, sazdaşı; eşi, dostu, Ne dersiniz?

“Gör, nasıl yeniden yaratılırım / Namuslu, genç ellerinle. / Kızlarım / Oğullarım var gelecekte / Her biri vazgeçilmez cihan parçası. / Kaç bin yıllık hasretimin koncası / Gözlerinden / Gözlerinden öperim / Bir umudum sende / Anlıyor musun?”

        

Yayın Tarihi
24.02.2010
Bu makale 9132 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Akın bey, bizlerin yani vatanını cebinden ve egolarından daha fazla sevenlerin özlediği bir tablo çizmişsiniz! Kutlarım sizi. Bizler bu tablonun olması için herbirimiz bir fırça ile şekillendirmeliyiz!? Aksi ise mazide ki bir hoş seda olacak. Saygılarımla.

Mehmet Çiller 04.03.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!