Ankart’ı bypass ettiler

Bu yaşıma geldim böylesine ne tanık oldum, ne de gördüm. Antalya’da seçimin hemen ardından dolmuş ve otobüs sahipleri kendiliklerinden bilet ücretlerinde indirim yaptılar. Bununla da yetinmeyip, yolculara Ankart’ı kullanmalarına gerek olmadığını söyleyip, herkesi indirimli ücretle taşıdılar. Ankart’ı kullananlara da seslerini çıkarmadılar ama bir bakıma Ankart’ı bypass ettiler.
Kimilerine göre bu seçim kutlamasıydı. Kimilerine göre Antkart’ı protesto. Sebep her ne olursa olsun otobüs ve dolmuş sahip ve yöneticileri bu uygulamaları ile yasa çiğnediler. Bütün bu olup bitenlere ne Ankart yöneticileri, ne de belediyeler ve en önemlisi de Minibüsçülerle, Otobüsçülerin meslek odaları seslerini çıkardılar.
Şimdi olaya mantık çerçevesinde ve tarafsız bir biçimde birlikte bakalım, irdeleyelim...
Yasalar uyarınca kentin toplu taşıma işinden Büyükşehir Belediyesi sorumludur. Antalya Büyükşehir Belediyesi toplu taşıma işini özelleştirmiş, geçen yıl da akıllı kart adı verilen Ankart uygulamasını getirmiştir. Bu sistem tüm toplu taşıma araçlarında tek bir kartı geçerli kılmaktadır ve bu işi üstlenen şirket tarafından tüm araçlara bu kartları okuyabilen makineler koyulmuştur. Söz konusu şirket bu işler karşılığı hasılattan yüzde 11 oranında pay alacaktır. Belediyenin payı ise yıllık bir sabit ücret yanında yüzde 1’dir. Uygulama başlar başlamaz Ankart’lar 10 liradan satışa çıkarılmış, tepkiler üzerine bilet ücreti indirimsiz olanlar için 5 liraya indirilmiş, emekli, öğrenci, öğretmen ve benzeri indirimli uygulamalardan yararlananlar için yine 10 liradan satılmıştır. Resmi bir açıklama olmamasına rağmen 600 bin kişi bu kartlardan satın almıştır. Yani daha işin başında halktan 6 milyon lira, eski değeri ile 6 trilyon lira toplanmıştır.
Bu arada minibüsler, daha büyük olan midibüslerle değiştirilmiş ve sahipleri belli bir markayı satın almaları konusunda zorunlu kılınmışlardır.
Bu uygulamanın en belirgin sonucu; otobüs ve minibüs sahiplerinin gelirleri kayıt altına alınmıştır.
Bu iki durum halk otobüsleri ile minibüs sahiplerinin yoğun tepkisi ile karşılanmış, halk da uygulamada sürekli yaşanan haksızlıklara tepki göstermeye başlamıştır.

Seçimde etkin oldular
Ankart uygulamasının kendilerine zarar verdiğini düşünen dolmuş ve otobüs sahipleri yerel seçimlerde adeta güçbirliği yaparak Menderes Türel ve AKP’ye karşı eş ve dostları ile yakınlarını süratle örgütlediler. Kimilerine göre 1000 araçlık dolmuş ve otobüs sahiplerinin 10 binin üzerinde oy potansiyelleri vardı. Üstelik seçim öncesi CHP adayı Prof. Mustafa Akaydın’ın, “Hukuken bir boşluk bulursam Antkart sözleşmesini iptal ederim” sözleri onların sistemli olarak örgütlenmelerini hızlandırdı.
Akaydın’ın seçimi kazanmasının ardından, sözde halkın menfaatini düşünüp Ankartlı ile Ankartsız yolcu ücretlerini kendi başlarına eşitleyen dolmuş ve otobüs şoförlerinin bu davranışına bir ad bulamıyorum. Ancak bu davranışları ile hem hakim, hem savcı olmuşlar, ayrıca uygulayıcı rolünü de üstlenerek suç işlemişlerdir.

Ve istifa
Bu satırları kaleme alırken AKP’li Büyükşehir’in minibüslerde kartlı sistem uygulamasına geçmesi sonrasında minibüs esnafının hedefi haline gelen Minibüsçüler Odası Başkanı Ali Tüzün, görevinden istifa etti. Tüzün’ün istifası, dolmuşçu camiasında “Onurlu istifa” olarak yorumlandı… Odanın 26 Nisan’da olağanüstü kongreye gitmesi de kararlaştırıldı.

Aklın yolu bir...
Başından beri bunu söylüyorum. Aslında Ankart çağdaş bir uygulamadır.
Tam 40 yıldır kazancının vergisini ödeyen sorumlu bir vatandaş olarak dolmuş ve otobüs sahiplerinin de her vatandaş gibi kazançlarının vergisini ödemeleri gerektiğine inanıyorum. Bu nedenledir ki, Ankart uygulamasının hem çağdaş, hem de kent yararına olduğunu düşünüyorum. Ayrıca;
Bu uygulamayı belediye niçin kendi imkanları ile yapmamış, bir şirkete vermiştir?
Ankart’ın ortakları kimlerdir? Bilinmeyen ortak var mıdır?
Ankart biletlerinde KDV oranı var mıdır, yok mudur?
Şirketin aldığı pay oranı fazla mıdırr? Ya da belediye hissesi az mıdır?
Kartların maliyeti nedir, pahalı mı satılmıştır?
Ve benzer soruların cevaplarını aramanın zamanı geçmiştir. Şimdi karşılıklı oturup sözleşme üzerinde varsa aksaklıkları mutabakatla çözmek zamanıdır.
Türkiye bir hukuk devletidir. Ortada bir sorun varsa yargı yolu ile çözümlenmelidir. Aksi keyfi tutum ve davranışlar hukuku da zedeler...
Bizden söylemesi...

GÜNÜN SÖZÜ
Güzel konuşmak için tek bir yol vardır; dinlemeyi öğrenmek... 
C.Morley