Toplum olarak doktora gitmek yerine komşunun tavsiye ettiği ilacı alıp içmek gibi bir kültürümüz var.
“Valla böbreğimde çok kötü bir ağrı vardı, bizim aktara gittim, bana bazı bitkisel otlar karıştırdı, ağrım şıp diye geçti” diyen birinin bu sözleri, üzerine soluğu kendi bildiğimiz aktarda alırız…
Hele son zamanlarda aktarların camlarında asılı ilanları gördükçe adeta canımız çekiyor:
“Binbir derdin doğal dermanları, gençlik için pratik iksir, İlaçtan çok daha etkili yöntemler. Böbrek iltihabını yok eden formül, ev yapımı antibiyotik (Nasıl oluyorsa), Karaciğer rahatsızlıkları, saç dökülmeleri, cilt problemleri, sedef hastalığı, vitiligo (ala) hastalığı, egzama, kurdeşen (ürtiker), kalbin dermanı alıç çayı, kabızlığın dermanı kuru incirde saklı, varislere karşı pratik çözüm 1 litre beyaz ispirtonun içine 4 adet kafirun… ve daha neler…”
Şimdi bu yazıların herhangi birini eczaneler yazsa Sağlık Müdürlüğü’nden hemen ihtar gelir, ya da kapatma cezası… Ama onlar yazıyorlar. Kimin denetlediği de belli değil.
En önemlisi de aktarlar da artık sözde Tarım Bakanlığı izinli fabrikasyon haplar satmaya başladı:
Yine aktar vitrinlerini süsleyen ve insanların direkt duygularına hitabeden afişler:
“Biberiye hapı ile zayıflayın, zayıflamanın tek yolu enginar hapı, karaciğerinizi sarımsak hapı ile koruyun …”
Genel olarak obez bir toplum olmamız ve boğazımızdan kesmeyi beceremediğimiz için bir türlü kilo veremeyen, kilolarımızdan kurtulamayan bireyler olarak da yine doktor yerine aktarlara gidip ne olduğu, nasıl imal edildiğini bilmediğimiz bu haplardan alıp kullanıyoruz. Yalnız bu haplar konusunda aktarları suçlamanın da gereği olmadığını ifade etmeliyim. Onlar da bu hapları Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan izin alarak imalat yapan büyük firmalardan alıp satıyorlar.
Bu konudan en çok da Eczacılar şikayetçi. Adını söylemeyim, bizim mahallenin eczacısı da bu aktarların satış usulünden illallah diyenlerden. Sağlık Bakanlığını ve kendi meslek örgütünü göreve çağırıyor. Ve ekliyor, “Biz vitrinimize şu ilaç geldi” diye yazamıyoruz, ama aktarlar aleni reklam yapıyor, bizimle hiçbir ilgileri olmadığı halde haksız rekabet yapıyorlar, kimseler sesini çıkarmıyor” diyerek dert yanıyor. İlgililere ve ilgilenenlere duyurulur.
Çiller’in projesi
Müteahhit, emlak uzmanı Mehmet Çiller’i tanımayanınız yoktur. Bugünlerde başımıza çevreci kesildi. Antalya’nın, hatta tüm ilçelerin çevre ile ilgili sorunlarına çözümler üretiyor, belediye başkanlarına mektuplar yazıyor, bazıları hakkında da Savcılığa suç duyurusunda bulunuyor, Valiliğe şikayet ediyor.
Son olarak kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’ye başvurmuş. Konu Vakıf Zeytinliği. Çiller, Zeytinliğe 50 metre uzaklıktan geçen su kanalının değerlendirilebileceğini söylüyor. Bu kanalın yönünü zeytinliğin içine çevirerek, elde edilecek su ile zeytinliğin ortasında bir suni göl yapılabileceğini, gölün ortasına bir adacık, ayrıca koşu alanları, kır kahveleri sandal gezintileri, piknik alanları yapılabileceğini ve suyun tekrar kanala verilebileceğini d,ile getiriyor.
Az bir masrafla bu prestij projesi gerçekleştirilebilir. Bizden söylemesi, Kepez’in genç belediye başkanı da zaten “Vakıf Zeytinliği için ne yapılacaksa halkın yararına yapılacak” sözleri ile buranın kimseye peşkeş çekilmeyeceğini söyledi. Çiller’in bu teklifi de değerlendirilebilir.
AFAD, Antalya’da oluşturulan temsili enkaz alanında gönüllü arama kurtarma ekibi yetiştiriyor
Kamyonetle kamyon kafa kafaya çarpıştı: 1 yaralı
Antalya’da dev dalgaların arasında can pazarı
Halk otobüsü kırmızı ışıkta bekleyen araçlara daldı: 7 araç birbirine girdi, 8 yaralı
Antalya’da gökyüzünden denize pedal çevirdiler
Antalya’da kayıp şahıs için arama çalışması başlatıldı
Antalya’da otel servis aracı devrildi: 19 yaralı
Alanya sahilinde şiddetli rüzgar denizde dalgalar oluşturdu
Fırtına kazaya sebep oldu, sürücüye ilk müdahaleyi kadın fizyoterapist yaptı
Dünya Takımlar Yürüyüş Şampiyonası’nın basın lansmanı yapıldı
Kirletilen ve Kirlenen Siyaset 08.04.2024 DR. ALİ YILMAZ