ANTALYANIN KAHYASI

“Dünya Kenti” Kavgası

ERDOĞAN KAHYA

Konuyu bu kez Antalya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Metin Bulut gündeme getirdi. Kendine göre haklıydı ve federasyonun 25. kuruluş yıldönümü gecesinde kalabalık siyasetçi grubunu birarada görünce de verdi veriştirdi:

“Antalya için siyasilerimiz ‘Dünya Kenti’ diyorlar. Biz buna katılmıyoruz. Bir stadyumu dahi olmayan kent nasıl dünya kenti olur? 640 kilometre sahil şeridine sahip, ancak kapalı bir yüzme salonu bile olmayan kent nasıl dünya kenti olur?” diye sordu.

Cevap da gecikmedi.

AKP’nin 2. sıra dayı AKMP Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, dünya kenti olmanın şartlarından sayılan yatırımları aslında yapmak istediklerini ancak CHP’li yerel yönetimlerin engellediğini öne sürdü.

Çavuşoğlu’nun bu sözlerine CHP’nin 4. sıra adayı son günlerin tartışılan adamı Yıldıray Sapan’dan geldi ve Sapan, CHP olarak hiçbir yatırımı engellemediklerini ve spor yatırımlarının mahkeme kararı ile durdurulduğunu söyledi.

İzleyenler daha sonra mikrofona gelen ve konunun direkt muhatabı olan Menderes Türel’in de bu konuda bir şeyler söyleyeceğini ve dananın kuyruğunun kopmasını beklerken Türel, tam bir politikacı gibi davranıp, konuya hiç girmeden ASKF’nin kuruluş yıldönümünü kutlayıp konuyu kapattı. Anlayacağınız Türel, doğabilecek siyasi bir tartışma ve ardından gelebilecek krizi iyi yönetti.

Türel orkestra şefi gibi

Aslında AKP’de genel merkez kontenjanı ile liste başına konulan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, seçimi yöneten kişi olarak görünse de bence maestro Menderes Türel… Geçen seçimde gerçek maestro liste başı TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’di. Şahin orkestrayı iyi yönetemedi, yerel seçimde başarılı olamadı ve memleketine gitti. Ancak görünen o ki, bu kez fatura Vecdi Gönül’e değil Menderes Türel’e kesilecek. Ya da başarılı olması halinde övgü ve taltif menderes Türel’e olacak. O yüzden olacak ki, Menderes Türel konuşmalarında AKP’nin Antalya’da birinci parti olacağını söylüyor. Zaman su gibi akıp gidiyor. Bütün bunları görmek için şunun şurasında 13 hazirana 27 gün kaldı.

CHP’de değişik bir uygulama

Antalya’da sivil inisiyatif taşın altına elini gerçekten sokmaya başladı. Birçok kuruluş, sabah kahvaltılarında bir araya gelerek memleket meselelerini tartışıyor. Yaklaşan seçimler nedeniyle de değişik siyasi partilerden adayları kahvaltılarına davet eden bu örgütlenmeler, uzun yıllar CHP’nin genel başkanlığını yapmış Antalya’dan çıkmış bir lideri, Deniz Baykal’ı aralarında görmek o’nunla sohbet etmek istiyorlar.

Baykal ve diğer adayların nereye gideceklerine İl Başkanı başkanlığında kurulan bir kurul planlıyor ve karar veriyor. Adaylar da bu konuda kendilerine gelen talepleri İl Başkanı’na iletiyorlar.

İl Başkanı bu konuda yeni bir uygulama başlatmış. Baykal’ın gideceği sivil toplum örgütlerinden üye listesi istiyor. Daha doğrusu kahvaltıya kimlerin katılacağını yazılı olarak istiyor. Şayet kendine göre uygun olmayan isimler varsa Baykal’ın oraya gitmesi engelleniyor. Bu absürt isimler CHP’li de olsa karar değişmiyor.

Liste gittiği halde Baykal konusunda reddedilen davetler olduğunu duyuyoruz.

Baykal’ın bu uygulamadan haberi olduğunu sanmıyorum.

Çünkü CHP bu mantıkla yönetilmiyor. CHP artık siyasi görüşü, fikri, düşüncesi ne olursa olsun halkı kucaklıyor. CHP artık din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin bu topraklarda yaşayan tüm vatandaşları kucaklıyor. Vatandaşlarımızın mutlu ve huzurlu olması için çalışıyor…

Peki CHP Antalya il yönetiminin bu tavrı nedendir?

Bu nasıl halkı kucaklamaktır?

Şahsen merak ediyorum.

CHP’li Dr. Arif Bulut!

Belki bilmeyenleriniz var. Antalya Araştırma ve Uygulama Hastanesinde iki tane doktor Arif Bulut var. Biri Genel Cerrah, diğeri Ortopedist. Biri Başhekimlik yaptı, diğeri AKSAV yönetiminde. İkisi de Serikli, ikisi de CHP’den aday adayı oldu. Biri listeye girdi, diğeri giremedi.

Listeler açıklandığında 5. sıraya yerleşen Arif Bulut “acaba hangisi” diye çok merak eden oldu ve sonunda Başhekimlik yapan Dr. Bulut olduğu anlaşıldı.

Dr. Bulut Dostlar Meclisi’nde kahvaltı konuğumuz oldu. Siyasete neden girdiği sorusuna, Başhekimlik döneminde iktidar partisinden gelen kanunsuz teklifleri ilk sebep olarak gösterdi. Hastane ile iş yapan müteahhitlere baskı yapıp bağış almadığı için de görevinden ayrıldığını dile getirdi.

Daha fazla teferruata girmedi ama, söyledikleri siyaset kurumu adına düşündürücü…