CESUR KALEM

Yalakalık, Yağcılık ve Yalancılık (3Y)

Yalakalık ve yağcılık, dürüst ve erdemli insanların yapabileceği bir iş değildir. Özel bir kabiliyet ve meziyet ister! Bir yönüyle de herkesin icra edemeyeceği bir sanattır! Çünkü insan onuru ile ters düşen davranışlardır. Bahse konu bu kavramlar; bazı insanların kendi çıkarları uğruna, başkalarına gereksiz ya da hak etmediği iltifatlarda bulunmasını kapsar.

Yalakalık ve yağcılık kavramlarına bir kardeş daha geldi. O da yalancılıktır. Yalancı insanlar, işlerine gelmeyen insanlara iftara atarak, dedikodu çıkararak karalama yolunu seçerler.

"Yalakanın iyisi, efendisi yellendiğinde derin nefes alandır" derler. Günümüzde yalaka ve yağcılar, kimde çıkarı varsa onun borusunu üfler. Yani bir nevi dalkavukluktur. Bizim gençlik yıllarımızda yalakalar ve yağcılar; toplumda dışlanır, ayıplanır ve hor görülürdü. O nedenle sayıları azdı. Son 20 yıldır sayıları alabildiğince artmış görünüyor.

Birgün yalaka ve yağcılardan hoşlandığını düşündüğüm bir devlet adamına sordum: “Bu insanlardan nasıl hazzediyorsunuz?” Gülerek cevap verdi. “Ben onlardan yararlanıyorum, bazen işime de yarıyorlar!”

Ve devam etti: “Yalakalığın ırkı, dini, dili ya da mezhebi yoktur. Yalaka, yağcı ve yalancılar… İnsanlığın var oluşundan itibaren vardır. Bu tipler, “Nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilirler. Bu nedenle yöneticiler bunları sevmezler ama sever gibi görünürler.”

Keşke öyle olsa! Yalakalık yapmayı bir yaşam biçimi olarak seçenlerin davetlerde ve resepsiyonlarda boy gösterdiklerini… Hatta baş köşede yer aldıklarını ve yöneticilerin onlara olan ilgisini görünce; işin boyutunun hiç de böyle olmadığını anlıyoruz.

Konumuzla ilgili bir patlıcan hikayesi vardır: Ne zaman yalaka ve yağcıların konusu gündeme gelse aklıma bu hikâye gelir.

“Eskiden yaşayan kralın biri patlıcanı çok severmiş. Patlıcandan her bahsettiğinde, Soytarısı iç geçirir Kralı tasdik edermiş. Kral; “Patlıcan dolma gerçekten mükemmel bir yemek” diye konuşsa, Soytarı atılır “Evet patlıcan dolmanın üzerine yemek tanımam” dermiş.

Kral patlıcan musakkadan bahsetse “Ah var mı patlıcan musakka gibi bir yemek’’ diye söze başlarmış. Kral “Üç öğün patlıcan kızartma olsa yerim” dediğinde, “Bir ömür patlıcan kızartma yiyebilirim’’ dermiş.

Zaman geçtikçe Kral patlıcandan bıkmış nefret eder olmuş. “Bu patlıcan yemeğini nasıl yerler bilmem. Böyle tiksindirici bir yemek daha olamaz” demiş. Soytarı ‘Haklısınız Kralım millette ne mide var. Aslında tüm patlıcan yemeklerini yasaklamak lazım” demiş.

Soytarının daha önceki söylediklerini bilen bir kişi “Yahu! Daha düne kadar sen değil miydin, patlıcan yemeğini öve öve göklere çıkaran?” diye sorduğunda Soytarı atılmış. “Ben Kralın Soytarısıyım patlıcanın değil” diyerek yalakalığını tescil etmiş.

Her övgüyü de yalakalık ve yağcılık olarak algılamamak gerekir. “Marifet iltifata tabidir” derler. Başarılı insanlar desteklenir, takdir edilir, övülürse daha iyi işler yapar. Benim yazımın konusu bu değil. Öveceksen bile onun da bir üslubu, bir sınırı vardır. Aşırı abartı ve alakasız övülme, erdemli insanları ve gerçek devlet adamlarını rahatsız ediyor.

Yalaka, yağcı ve yalancı… Bilin bakalım kimi tarif ettim? Etrafınıza bir bakarsanız o kadar çok bunlardan görürsünüz ki, yazdığım şablona aynen uyar. Kimileri bu yazının altında kalacaktır! Kimileri de kendisini tanımladığımı düşünecektir. Olsun, “Yarası olan gocunur.” Bir mektup yazdım Hasan’a/ Ha Hasan’a ha sana. Onları toplum tanıyor! Ne yaparsa yapsınlar yalakalık ve yağcılık lekesi alınlarına yapışmış, çıkması mümkün değil.

Birilerine hoş görünmek uğruna şerefini ahlakını ve en önemlisi şerefli bir mesleğini ayaklar altına alanlara bakınca utanıyorum. Aslında bu türler, en büyük zararı övmeye çalıştıkları makam sahiplerine veriyorlar. Vatandaş ise dalga geçiyor! “İyi yalamış!” diyor.

Siyasiler, yöneticiler veya para ve makam gücünü elinde bulunduranlar, yaptıklarının doğru olduğunu söyleyecek, yanlış olsa da alkış tutacak, kendilerini övecek insanları etrafında ararlar. Bu arayışları etraflarında yağcı ve yalakaların üşüşmesine neden olur. Nasılsa, her yaptıklarını doğrulayan yalakalar var.

Çalsalar da bu değişmez, çırpsalar da hak yeseler de zulmetseler de…Onları farklı mesleklerde, toplumsal dernek ve vakıflarda görmek mümkün. Eğer “aykırı” ses çıkmaya başlarsa, “Yok, bu konuda hata yaptınız” denirse… ”Yandı keten helva…”

Bu tiplemeler, işlerine gelmeyen hiçbir şeyi yapmazlar. Çünkü hayatları yalakalık, yağcılık ve yalandır. Bu sayede mevki, makam ve para da kazandıkları için etrafındaki şakşakçıların gösterdiği ilgiye yanılırlar. Unuttukları tek şey, gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmasıdır.

Yalaka ve yağcılar için falan gitmiş, filan gelmiş çok önemli değildir. Gidenden ziyade gelenle ilgilenirler. Yağcı ve yalakalar etrafı saracağından… Gelen, yeni görevine uyum sağlamakta bir sıkıntı çekmeyecektir. Giden de yeni bir makama gidiyorsa, gittiği yerde yağlayacak birilerini bulmakta zorlanmayacaktır.

Dilerim ki, insanlarımız sağında solunda yanında karşısındaki yağcı yalaka yalancı insanları erken görür tanır ve onlara layık oldukları dersi yüzlerine karşı verir. Liderlik de burada başlar.

Yöneticiler çoğu kez ne yaparlarsa yapsınlar, başını emme basma tulumba gibi sallamanın dışında, “Siz Allah’ın bize gönderdiği bir lütufsunuz, sizin gibisi gelmedi” diye başlayıp, övgüler dizeni severler ya da öyle görülürler. Halbuki bir makam sahibi için en iyi şey, hataları düzeltici eleştiri ve telkinlerdir

Son sözüm; yağcılar ve yalakalardan dost olmaz! Onlar gidenden çok geleni severler! “Kral öldü, yaşasın yeni kral…”

O yalakalar bizden uzak dursun.

NOT: Antalya Valisi Hulusi Şahin’den kendisinden önceki valileri töhmet altına sokan eleştirilere cevap vermesini arzu ederdim. Şu ana kadar göremedim. Bir de 30 Ağustos resepsiyonu için davetli listesine bir bakmasını isterim. Kimler var, kimler yok.

Bazı kanaat önderleri, STK başkanları, geçmişte kente hizmet etmiş bürokratlar, iş insanları ve sanayiciler, yazarlar davetiye listesinde niçin yok? Hiçbir vasfı ve konumu olmayan, her devrin önemli aktörleri (!) ortada geziyor ve her davette baş tacı ediliyor.

Zira yağlama ve görüntüyü iyi yapıyorlar.

Devlet adamlığı ve tarafsızlığından şüphe etmediğimiz Sn. Vali’nin bu konuyu irdelemesini ve kendisini yanıltanlardan hesap sormasını bekliyoruz.



 

Yayın Tarihi
01.09.2024
Bu makale 748 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Doğru söze ne denir? ????????

Ahmet illez 08.09.2024

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!