TÜRKOLOG

Ben Tüm Darbeleri Yaşadım

O DARBELERDEN KESİTLER

 

Bütün darbeleri yaşadım.

İlk darbeyi yaşadığımda ilkokul dördüncü sınıfta,

Orman köyü olan; Beydağları Gölcük köyünde

İlk okula giderdim.

Çarıklarım öküz derisindendi.

Çam ağaçlarından elde edilen “Püse” denilen sıvı ile,

Eskimesin diye, haftada bir püselerdim çarıklarımı.

Anamın beş şişle ördüğü yün çoraplarım şekil verirdi ayaklarıma.

Bıyıklarım yeni terlemişti.  12 yaşında başlamıştım ilk okula.

İdealim ya öğretmen olmak veya imam olmaktı.

Ayağı çarıklı bıyıkları yeni terlemiş geleceğe umutla bakan bir çocuktum.

Bu zamandan 62 yıl önceki zamana

Bir yolculuk yapayım istedim.

15 Temmuz 2016’yı anlamak için.

1954 yılı bir kadir gecesi günü,

Devletin tek kanallı radyosundan,

Uzun dalga ANKARA radyosundan,

Bir Mevlit yayınlanır, Anadolu da yaşayan  

İnsanların manevi dünyasına …

Cumhurbaşkanı Celal Bayar …

Radyodan Mevlid sesini duyduğu zaman,

Eyvah Cumhuriyet gitti” der

Hüzünlü…

Çünkü;

Laik devletin, yani çeşitli din ve inançların beraber yaşadığı,

Ortak vatan bellendiği bir yurtta, ortak vatanda.

Sunni akideye bağlı bir inanç sisteminin

Simgesi mevlid okunamazdı Devlet radyosundan…

Cumhuriyetin laik duvarına “ilk yumruk” atılmıştı

Taa

O

Zaman.

İlerleyen zamanlarda,

Okullarda, kahvelerde, sokaklarda

Bir gizli el,

Kur’anı  direkt okumalıyız,

Kur’anı Saidi Nursi’den okumalıyız.”

Yollu telkinler başlamıştı.

 İçten içe, örgütleniyordu bu kara güçler.

Türk ceza kanununda var olan

Dinin siyasete alet edilemeyeceği,

1924 Anayasasının şekillendireceği ceza yasasında vardı.

Karanlık güçler kıpırdandı örgütlenmeye başladılar izbe yerlerde.

Ceza kanunu devreye girdi. CMK.163

Bu yasa din ve inanca baskı olarak algılanıp,

Tepki verdi karanlık güçler

Halkımızın manevi dünyasında parçalanmalar başlıyordu.

Birde üstüne üstlük, iktidar tarafından siyasi baskılar da artmıştı.

Aydınlık güçler üzerine …

Başbakan Menderes generalleri kendi atadığı için,

O’na tepki veren generallere;

Ben ülkeyi Astsubaylarla da yönetirim” diye restini çekiverdi.

Ben çocuktum o zaman, bezden toplarımızı oynar,

Acıkır, bellerimize bağlı olan azıklarımızı yer,

Azık çıkınlarımızın uçlarını düğüm yapar,

Teneffüs saatlerinde çok zevkli bir şekilde particilik oynardık.

CHP’li çocuklar bir saf … DP’li çocuklar bir saf olurdu.

Savaş gibi bir oyundu oyunumuz.

Birbirimizin başına düğümlü çıkınlarımızı vurarak oynaşırdık.

Böyle bir oyunda,  bir Çarşamba günü öğle teneffüsünde.

CHP’li arkadaşım, çıkınına taş bağlayıp, benim kafaya geçirdiği zaman,

Kan fışkırırdı beynimden, kıpkızıl kan oldu elim yüzüm.

Ağlayarak hemen okulun kapısı çıkışında

Evi olan akrabalarımızdan

Nefse Teyze’ye koştum ağlayarak.

Elimi yüzümü yıkadı. Yaranın üzerine ;

Kurumuş bir eşek boku koyarak sarıp kanı durduruverdi.

Sınıflarımıza girmek için öğretmenimiz oyunun bittiğini

Düdüğü ile duyurdu bize.

Okul önünde sıra yapardı öğretmenimiz.

Sınıf sınıf sıra olurduk önce. Beş sınıflı bir okuldu.

Benim başımı yaralı ve sarılı görünce sordu

Kuzca Kürce ilkokulu  Öğretmenimiz , Mahmut Işık,

“ Başına ne oldu ulan Yellice? ”

“Öğretmenim particilik oynuyorduk,

Feyzullah taş bağlamış çıkınına vurdu başıma,

Başım yarıldı” dedim.

Sen hangi partidensin  lan? Dedi.

Hemen hazır ola geçerek,

Daha önceden “ Karagöz” isimli DP ocak başkanlarına gelen dergiden ezberlediğim,

Mısraları okuyuverdim, bir çırpıda hazır ola geçerek.

“ Başımız dik, kalbimiz mert duygularla çarpar

Canımızdan değerli bir Menderesimiz var”

Öğretmenim şaşırdı. Hiçbir şey demedi

Yalnız;

“ Vay eşekoğlu eşek “ dedi.

Öğretmen halk partiliymiş, sonradan öğrendim.

Ertesi yıl 1960 ihtilal oldu.

Köyümüzde okul olmadığından ,

Komşu köy Kuzca’ya gider gelirdim.

20 km vardı yürüdüğüm yol.

Bizim köyümüz Gölcük köyüne okul açıldı. 1959 da.

Bende kendi köyümde okudum. 5.nci sınıfı

O zaman.

Bitirme sınavları bir komisyon huzurunda yapılırdı.

İki kişi vardık beş sınıflı okulun, beşinci sınıfında.

 Kuzca’dan öğretmenim  M. Işıkta vardı komisyonda.

“Geç lan kalk ayağa,

Seni yassı adaya süreceğim.

Anlat bakalım ihtilal niye oldu?”

İlk soru böyleydi.

Geçiverdim hazır ola.

“Meşruluğu kayp etmiş bir iktidara karşı

Türk silahlı kuvvetleri meşru müdafaa hakkını kullanarak “ vs. ihtilal bildirisini,

Okuyuverdim Ezberden.

Öğretmenim yine;

-“Vay Eşek oğlu Eşek” dedi bana…

İhtilali yapanlar “ Beyaz Kitap” diye bir kitap bastırmışlar,

Köyde dağıtmışlardı.

Bende her bulduğum kitabı okur ezberlerdim.

Ezberim işe yaradı.

Köyümüzde tek radyo kocaman pilleri olan “ Anatlu Katotlu pil” i  olan bir radyo idi.

Bu radyo Gömbe lakaplı iki katlı başı toprakla örtülü evi olan Adamındı.

Adamın evinde komşular Perşembe günleri toplanır “ Yassı Ada”

Saatini dinlerlerdi Sessiz, konuşmadan, çıra ışığında.

Gece karanlığında Ellerindeki çıra ile evlerine dönerlerdi, köylüler;

Eli nasırlı, ayağı çarıklı, okuma yazma bilmeyen köylülerim,

Babam, Amcam ve komşularım.

Gömbe akıllı bir adamdı mutlak.

İki katlı evi vardı, içi ahşap kadran kokardı.

Kolay değil öyle bir eve sahip olmak

O

Zaman.

Babamın ortakçılığını yaptığı

Mehmet Ağ da bile yoktu öyle ev.

Bizim evimiz taştan örülü tek kat üstü toprak tek oda 24 m2 bir evdi.

Beş kardeşdik o zaman.

İmrenirdim adamın evine.

Gömbe pratik bir adamdı da.

Birazda açıkgöz olmalı. İki karısı vardı.

On kadar çocuğu.

Demirciye yaptırdığı kerpetenle ağrıyan dişlerini çekerdi köylülerin.

Benim bir azı dişimi çekmişti. Kökü içeride kaldı.

Hala acır o dişim…

Menderesin Yassı Ada mahkemesini gömbenin evinden dinlerdik,

Tüm köylüler.

Salim Başol, aklımda kaldı. Yassı ada mahkemelerinden

Hiç unutmadım

O’nu.

Gür ve kendinden emin bir sesi vardı.

Köyümüzde cami yoktu, imamda.

1959-1960 yılında açılmıştı köyde okulumuz.

Aksu köy enstitüsü mezunu Durmuş Güleç adlı idealist bir öğretmenimiz vardı.

Öğrencileri için kendini parçalardı.

Bana özel bir ilgi gösterirdi.

Bir ramazan günü Oruç’um.

Amentü Şerhi diye bir kitap okuyordum yazarı Numan Kurtulmuş.

Şimdikinin dedesi…

Tesbih namazının sevaplarını anlatıyor. Kıldın mı Cennet senin.

Sevaplara nail olmak istedim. Cennette gitmek istedim O zaman.

Öğle teneffüsünde okulumuzun hemen yanındaki düzlükte namaza durdum.

İnerim kalkarım bitmez….

Zil çaldı. Ders başladı, Namaz bitmez.

Yarıda kesersem zail olacak sevaptan korkuyorum

Ve bitirdim namazı.

Öğretmenim beni seyr ediyormuş, derse girmemiş …

Ben namaz kıldığımdan beni sevecek zannettim.

Ne yaptın sen” dedi.

“Öğretmenim tesbih namazı kıldım”

“Önce görev sonra tesbih namazı” dedi.

İki tokat attı bana rahmetli.

O tokatla görev şuurum gelişti belki, kim bilir?

İlkokulu bitirdikten sonra;

Aksu Öğretmen Okulu sınavlarına girdim.

Kumluca kazasında yazılıyı kazandım. Aksuda sözlüyü kazanamadım O yıl.

11 Eylül 1961 de başlayan sözlüden yedek kaldım.

17 gün bekledim Aksu’da. Çağırmadılar yedekten.

Köye dönmem lazım boynu bükük başarısız.

Aksu ile benim Beydağlarındaki köy arası 80 km.

Yaya gidilecek.

Saat sabah 06,00 gibi çıktım Aksu’dan,

Antalya Kale Kapısına geldim.

Saat 08,30-09,00 gibiydi.

Bir kuyruk olmuş insanlar sesiz.

Belki bir şey dağıtıyorlardır bedelsiz diye, bende girdim kuyruğa,

Sıra geldi bana … Gazete kuyruğu imiş.

-Büfede ki adam” hangi gazeteyi alacaksın” dedi.

-“ Ver bir gazete” dedim.

Tercüman gazetesini verdi.

Koydum fileme birde ekmek, ver ellerini Beydağları Gölcük köyü.

60 km daha yol var.

20 km kadar gittim. Yemişli Pınar denilen yerde,

Bir tahtadan köşk ve su var, orda dinlenmek için durdum.

Aldığım gazeteyi bir açtım, yüz yukarı uzandığım yerden.

Menderes’in Yassı adada asılmaya götürülüşü, kolları arkadan bağlı,

Uzun pardösülü bir adam.

Çocuk gözlerimden yaş boşaldı.

Ağlayarak gece 12,00 da varıverdim,

24 m2 lik toprak ve sıcak evimize…

Son sözü sorulmuştu Menderes’e,

“Suçsuzum Allah milletime zeval vermesin”  diyordu.

Çocuk ruhumu incitmişti

Bu,

İdam ve ölüm.                                                                    10 Ağustos 2016

                                                                                      23,30

                                                                                      Beydağları/Karadere    

                                            DEVAMI VAR….

Yayın Tarihi
19.07.2017
Bu makale 2050 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!