Talihsiz Antalyaspor’um

Allah aşkına şu işe bir bakın.

Antalyaspor’un eski başkanı, 32 yaşındaki Ali Şafak Öztük TFF gelirlerine temlik, yani el koydurmuş.

Üstelik kendi alacağı için değil, kulüpte har vurup-harman savurduğu başkanlığı döneminde gereksiz transferler için bankadan aldığı ve kefil olduğu 200, faizi ile birlikte 303 milyon lira borç için…

Bu da yetmiyormuş gibi babası Fikret Öztük, Başkan Cihan Bulut’un nezaket içinde , “Sizin oğlunuzun yaptığı borç” da demiyor, “Temliki lütfen kaldırın, borcun 28 milyonunu ödedik, ödemeyi sürdürüyoruz.   Ancak Temlik elimizi kolumuzu bağlıyor, ödeme yapamıyoruz, temlik olursa nasıl yaparız?” serzenişine, veresiye satmayan tüccar edası ile; beş kuruş alacağı olmamasına karşın, bankanın alacağını, daha doğrusu kendi kefaletini garantiye almak için;

-           28 milyon ödemeniz yeterli değil, biraz daha ödeme yapmanız gerekiyor.

diyor, Antalyaspor’u çok sevdiklerini, yardım etmek istediklerini, ama önce verilen sözlerin yerine getirilmesi gerektiğini de ekliyor. Bu sözlerin ne olduğunu da açıklayın, çünkü kamuoyu bunu merak ediyor.

**

Allah aşkına siz nereden çıktınız Fikret Bey, Oğlunuzu Antalyaspor’a biraz oynasın diye mi başkan yaptınız?

Oynadı, oynadı oyuncak bozuldu…

 Antalyaspor’u, adını onca kullandınız forma ve stat ismi için verdiğiniz 7 milyon dışında hangi yardımınız oldu? 

Sırf oğlunuzun egoları tatmin olsun diye yaptığı gereksiz transferler için bankadan aldığı 200 milyon krediye kim kefil olmanızı istedi. Siz ticaret adamısınız, birine kefil olurken, ödeyebileceğiniz kadarına kefil olursunuz. Üstelik TFF kurallarına göre, bütçenin en fazla yüzde 25’i oranındaki temlik miktarını, bütçeyi genel kuruldan yetki almadan artırarak yapmanız da hiç ticari ahlaka yakışmıyor, ama ödemeler başladığında oğlunuzun başkanlığı neden bıraktığı da anlaşılıyor.

Bir konu daha var ki Fikret Bey;

Antalyasporlu yöneticilere petrol arazisini satışa çıkardıkları için sitem etmiş ve “Keşke bana bir danışsaydınız” demişsiniz. Eşinize danışılmış ve dosya gönderilmiş Fikret Bey, üstelik petrol söz konusu olunca size danışmak zorunda mı insanlar,  neden teklif verip almadınız ben de bunu merak ederim… Kimse alamaz dediğinize göre fiyatın düşmesini bekliyorsunuz herhalde?

Bu bölüm de okurlara bilgi notu:

Konunun daha iyi anlaşılması için bu meseleyi başından itibaren bir anlatmak istiyorum.

Efendim; Ali Şafak Öztürk Antalyaspor Başkanı olduğunda, sahibi oldukları şirket adına çok sözler verdi, hepsinden geçiyorum. Sadece forma reklamı ve Stata isimlerinin verilmesi karşılığında 7 ila 10 milyon arasında bir para ödediler.

Ali Şafak Öztürk’ün bir hobisi var. Tüm dünya futbolcularını iyi tanıyor.  Bu konuda İngiltere merkezli bir de internet sitesi var. “Benden öncekiler Eto’o yu transfer ederlerse ben ondan daha iyilerini getiririm” diye kolları sıvadı  Döneminin başından itibaren dünyanın o dönemde en pahalı futbolcuları Samir Nasri, William Vaingver, Jeremy Menez ve Marcon Marques’le anlaştı. Sırf kendisinden önceki yönetim aldı diye Eto’o’yu kadro dışı bırakarak amatör takımla antrenmanlara çıkardı. 

Bu işler için para lazımdı ve Antalyaspor’un kasası boştu. Kimse o’na “sen ne yapıyorsun ?”  demediği için bir kamu bankasından yaptığı anlaşma ve Opet’in kefil olması koşulu ile 200 milyonu anapara 103 milyonu faiz olmak üzere toplam 303 milyon lira krediyi 1 yılı ödemesiz aldı. Bir yıl sonra ödeme zamanı geldiğinde Yönetim Kurulu kararı ile Antalyaspor’un tüm gelirlerine 75 milyonluk temlik koydurdu. Aslında borç 303 milyon iken neden 75 milyon lira?

Bu çok önemli

TFF’nin kararına göre kulüp yönetimleri bütçesinin en fazla yüzde 25’ine kadar borçlanabiliyor ve yönetim bu miktardaki borç kadar sorumlu oluyor. Son genel kurulda onaylanan bütçe 146 milyon olmasına ve yüzde 25’i 36 milyon 500 bin lira etmesine rağmen, bir Mali Müşavir yaptığı usulsüz bir uygulama ile genel kurulun yetkisi olmadan bütçeyi 300 milyona çıkarıp, 75 milyona bu şekilde ulaşıyorlar. Sizin anlayacağınız yönetim tümüyle suç işliyor. Borcu ödeme zamanı kısa bir süre sonra geliyor ve sevgili genç başkanımız olağanüstü genel kurul istiyor, ısrarlara rağmen görevde kalamayacaklarını söylüyor.

Gerisi malum Genel kurul toplanıyor,

 Cihan Bulut ve ekibi göreve gelir gelmez 303 milyonluk banka borcunu kucaklarında buluyor. Futbolcu alacakları ve diğer borçlar da en az 100 milyonu buluyor. Bazı risklere girerek futbolcu alacaklarını kapatıp, banka borcunun da 28 milyon lirasını ödüyorlar.  Şimdi bu temlik olayı ile ilgili elleri kolları bağlı bekliyorlar.

Temliğin kaldırılması için Fikret Öztürk’e başvuran yönetim aynı günde bir bankaya olan 3 milyonluk borcu ödeyemezken, bir başka banka şubesine gelen 7 milyon lirasına, Kasım ayındaki ödemesi için temlik kuralları gereği bloke uygulanıyor. Buna sadece yazık denmez, bunun adı ayıptır…

Aslında Antalyaspor bu borcu ödeyemeyecek durumda. Ticaretde böylesi durumlarda banka parayı kimde bulursa, ilk akla gelen de kefilden bu parayı tahsil eder. Ancak bir de Antalya’nın ve Antalyaspor’un adı var. “ Biz Antalyalıyız. Bu bize yakışmaz” diyor Cihan Bulut… “Sonuna kadar direneceğiz” diye ekliyor.

Son söz

Antalyaspor’a başkanlık yapmak çoluk-çocuk işi değil. Biz ne başkanlar gördük, fedakârlık yaptılar, ceplerinden para harcadılar, Antalyaspor sevgisinden başka hiçbir şey düşünmediler, Antalyaspor’u özel işlerine alet etmediler. Alacağı tahsil edenler de oldu, silenler de, ama kulübü batma noktasına hiç biri getirmedi. Yarın Antalyaspor şirketi iflas ederse, Antalya’da hem turizm, hem akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren bu firmanın sahip ve yöneticileri, hatta yönetimde görev alan temsilcileri halkın yüzüne nasıl bakacaklar merak ediyorum.

Ben şahsen ilk kararımı veriyorum, o petrol şirketinden bir daha akaryakıt almayacağım…