Çetin Budak’la Antalya’yı konuşmak!

Geçtiğimiz hafta içerisinde konuğumuz olan ve göreve geldiği günden itibaren kararlı duruşuyla, isabetli kararlarıyla ve oturduğu koltuğu dolduran çok sevdiğim ve icraatlarını yakından takip ettiğim Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak ile keyifli bir sohbetin içerisinde bulmuştuk kendimizi. Expo başta olmak üzere, hızlı tren, Antalya’nın eskiyen dokusu hakkındaki düşünceleri, kent trafiği, esnaf turist ilişkileri ve Stat yapımı olmak üzere birçok konuda detaylarıyla konuşarak önerilerini, sorunların çözüm yollarını birlikte değerlendirmiştik.

Bu hızla büyüyen kent için önemli bir nimet olarak gördüğü ve dünyanın gözü kulağı olarak kabul edilen ve en önemli organizasyonlarından biri sayılan  "Dünya Botanik Expo"su’nun 2016 yılında "EXPO 2016 ANTALYA" adıyla bu ülkede düzenleneceğini ve bu tarih  yaklaştıkça korkularının arttığını ifade etmiştiATSO Başkanı Budak; ‘Bütün korkum şu; EXPO’dan yüzümüzün akıyla çıkabilecek miyiz!’ Bu organizasyon bütün ülke kültürlerinin bir araya geldiği, çok sayıda ülke insanının buluştuğu bu dev organizasyona acaba kent olarak hazır mıyız!. Diyerek adeta bazı konularda hazırlıklı olmamızı, bu konuda bakanlıkların daha ciddi yatırım yapmalarını, projeleri daha duyarlı incelemeleri gerektiğinin altını çizmişti.

ATSO Başkanı Çetin Budak; ‘Kendi içerisinde atıl bir halde bulunan ülke zenginliğinin kaybolmaya yüz tutan değerleriyle mücadele ettiğini, ayakta kalmak için kendi kendini bitirdiğini de sözlerine iliştirerek; ‘Bu önemli pastayı Antalya’ya taşımak gerek. Bu sadece uçaklarla ve otobüslerle olmamalı Şu anda kentleri birbirine bağlayan, farklı kültürdeki insanları buluşturan, onları kaynaştıran ve uzakları bir anlamda yakın eden bir ulaşım şekli ile, yani hızlı tren ile olur.. Antalya gibi göz önündeki bir kentin bazı değerlerden uzakta kalması biraz da bizim ayıbımız ve ben bu eksiklikleri görünce çok üzülüyorum. Artık bu şehri hızlı bir şekilde Anadolu’ya bağlamak gerek’ diyerek yetkililerin dikkatini çekti.

Bu tür organizasyonların değerini bulması için kanunu olması gerektiğini ve tüm bakanlıkların bu konuda koordineli çalışmasının gerektiğine işaret eden Budak; ‘Bunlar olmadan bu kent yeniden inşa edilemez. Altyapı, hızlı tren ve Kruvaziyer Turizmini kucaklayacak bir liman yapılmalı. Antalya ile ilgili altyapı ve üstyapı yatırımlarının bir an önce yapılması da hızla eriyen vakti bir nebze durdurur ve o süreye kadar hazır hale gelir ve yüzümüzün akıyla bu organizasyondan çıkarız diyerek konuyla ilgili düşüncelerini bize aktardı.

Bu sohbetin son ve bana göre diğer bir önemli noktası da stat yapımı konusundaki konuşmamız idi. 100. Yıl’a her yönüyle sıcak baktığını ve bu kent insanının çok uzağa gidemeyecek kadar iç içe yaşamaya alıştığını, Mardan Stadı’nın bu yüzden yeterli ilgiyi ve kapasiteyi görmediğini belirterek;  ‘Bu kent haritasına en uygun yer 100. Yıl. Bu bölge bana göre kentin kalbi. 2 Haftada  bir maç yapılacak ve bu kadar sıkıntıyı haliyle çekeriz. Mardan tutmadı, başka alternatifler konusunda da kimse hemfikir olmadı ve kala kala 100. Yıl’a kaldık ve şimdi bu alternatifin değerlendirilmesi gerek. Bunun için de tüm kurumların, ilgili kuruluşların bu bölgede elbirliği, fikir birliği yapmaları gerek. Futboldan soğuyan bir kentin insanı olmaktan gerçekten utanıyorum’ diyerek noktayı adeta koydu sayın Budak.

VERMEDEN ALMAK ALLAHA MAHSUS!

MedicalPark Antalyaspor 2. Başkanı Ali Yılmaz’ın bir mailiyle devam etmek istiyorum. Sevgili Yılmaz’ın Antalya’lı sporseverlerden dilediği, takımı adına istediği şeyleri önce kısaca sizlere sunmak, ardından kendi görüşlerimi aktarmak istiyorum. İşte o dilek; “Bildiğiniz üzere Antalyasızın en büyük marka değerine sahip varlığı MedicalPark Antalyaspor’dur. Günümüzde bir dünya vitrini mahiyetini kazanmış olan spor toto süper ligde MedikalPark Antalyaspor olarak daimi ve kalıcı başarıları, oldukça zorlaşan rekabet şartlarında kazanabilmemizin yolu, Antalya’nın özel sektör olsun kamu sektörü olsun tüm kurum, kuruluş ve kişilerinin kenetlenmesi ve MedicalPark Antalyasporumuza destek vermelerinden geçmektedir. bu destek konularının başında da mücadelenin esas arenası olan mardan Antalyaspor stadında takımımıza doğrudan destek vermek gelmektedir. Bu desteğin olabildiğince fazla kişiyle sağlanmasını teminen her iç saha maç gününde adeta seferberlik ilan eder gibi maçımızı hep beraber şehir olarak yaşamamız gerektiğini düşünüyoruz. bu ortak duyguları yaşamak ve paylaşmak içinde aşağıda programı yer alan maçımızla saati çakışacak olan ve fazla sayıda kişinin katılımını gerektirecek toplantı ile organizasyonlardan kaçınılmasını istirham ediyoruz. Bunu hem maçlarımıza azami katılımın sağlanması adına, hem de sizlerin yapacağı toplantı ve organizasyonların katılım sayısı ile başarısı adına istiyoruz. Talebimize göstereceğiniz hassasiyetten ve uyumdan şüphemiz olmaksızın şimdiden çok teşekkür ediyor hep birlikte mardan Antalyaspor Stadın da  buluşmak üzere saygılarımızı sunuyoruz.

Ali Yılmaz
MedicalPark Antalyaspor 2.Başkanı

Evet. Bu konudaki düşüncelerimi zaman zaman sizlerle paylaşmış ve Mardan Stadı’nın bu kente uzaklığı nedeniyle layık olmadığını dile getirmiştim. Ben yıllar oldu takımımın maçlarına gitmeyeli. Hoş otobüs de kaldırsalar, helikopter de tutsalar o bölgenin futbol turizmine hizmetten öte gitmeyeceğini açık yüreklilikle söyleyebilirim. Trafiğine bir kez şahit olan ikinci kez gitmeme kararı alır ve orada maç seyretmek adeta işkenceye dönüşür.

Ne yapılsa ne değişir!. Öncelikli sorun burada. Sayın Ali Yılmaz’ın önerilerine fikren katılsam da bedenen katılamıyorum. Nedeni bu kent insanının kapasitesi buna izin vermiyor. Farklı organizasyonlarla stada taraftar götürülebilir, öğrenciler başta olmak üzere kampanyalar düzenlenebilir. Yeni bir stat yapılana kadar bu çile öyle veya böyle çekilecek, ama bu süreyi daha makul düşüncelerin ışığında değerlendirmek de bu kent insanının asli görevi.

Sevgi, sağlık ve dostlukla…