Çeçenistan’ın Bilinmeyen Yüzü

Bugüne kadar medyada ara ara haberlerden bildiğim, harita üzerinde nedir, nerededir çok fazla merak etmediğim, kendi yağıyla kavrulan ve asırlardır bağımsızlık mücadelesi veren bir ülke olarak hafızamda yerini alan Çeçenistan’ın bilinmeyen yüzünü konuşmak istiyorum sizlerle bugünkü köşemde.
Adı terör olaylarıyla anılan ve bu intiba ile pekişen ve zaman zaman dışlanan Çeçenistan’ın sıcacık yüzünü göreceğimi hiç tahmin etmiyordum bu ülkeye gidene, topraklarına ayak basana dek. Antalyalı gazeteci dostlarla birlikte davet edildiğim bu kendini ispat etmek için çırpınan ülkenin sınırlarına adım atar atmaz düşüncelerim ve fikirlerim tamamen değişti, bu ülkedeki misafirliğim boyunca anlamlı ve duygusal bilgilere eriştim.
Bizleri karşılayan Çeçenistan Özerk Bölgesi Cumhurbaşkanı Ramzan Kadirov’un davetlisiydik anlayacağınız. Bu Müslüman ülkede her şey bizim bildiğimizin tam aksine farklı, yer yer sıra dışı ve bazen de şaşırtıcı. Adı sık sık terör olaylarıyla anılan ve o karmaşık olaylar nedeniyle diğer dünya insanları tarafından bir anlamda dışlanan, coğrafyasına komşu olanlarla husumetler yaşayan, fakat kendi bağımsızlığını ve özerkliğini ilan etmek için çırpınan bu ülkenin her karışında mücadele, her damla tarihinde gözyaşı, kan ve hüzün var.
Kamuoyu’nda son yıllarda adı terör olaylarıyla anılan ve bu intiba ile adeta dışlanan Çeçenistan’a bir yolculuk fırsatımız oldu geçen hafta içerisinde. Çeçenistan Özerk Bölgesi Cumhurbaşkanı Ramzan Kadirov’un konuğuyduk ve bu talihsiz ülkeyi karış karış gezdik. Kutsal Emanetlerin sergilendiği alanda çok önemli açıklamalar yapan Kadirov; “Bu imajı temizlemek için Türk hükümetinden destek bekliyoruz’ diyerek bir anlamda Çeçenistan’ın gerçek kimliğine kavuşma haykırışını ifade eder gibiydi
O davet sonrasında Çeçenistan’ın ismini duyunca garip bir tedirginlik yaşadığımı inkar edemiyorum. Daha önce medyada bu ülke hakkında duyduklarım ve izlediklerim sonrasında oluşan düşüncelerimi değiştirmek için inanılmaz bir fırsattı bu ülkedeki izlenimlerim ve ben bu karakterli ulusla 2 gün geçirdim ve bu ülkenin bağımsızlık ve onur mücadelesine fikren iştirak ettim.  Çeçenistan Özerk Bölgesi Cumhurbaşkanı Ramzan Kadirov’un önderliğinde götürüldüğümüz her yerde bu ulusun Türk hükümetinden beklentileri, yaşadıkları olumsuz olaylar yüzünden çabaları inanılır gibi değildi.
Bu ülkenin manevi duygularını daha iyi yaşamaları ve ifade etmeleri açısından Birleşik Arap Emirlikleri’nden, Çeçenistan’da sergilenmek üzere 16 adet kutsal emanet getirildi. ‘Çeçenistan’ın Kalbi’ olarak adlandırılan Türklerin yaptığı ve Ankara’daki Kocatepe Cami'nin birebir örneği olarak tasarlanan Hacı Ahmet Kadirov Cami’nde kutsal emanetler 11 Temmuz’da sergilenmeye başladı.  Çeçenistan’da sergilenen 16 adet kutsal emaneti, 5 günde 1 milyondan fazla kişi ziyaret etti. Başta Rusya’da bulunan Müslümanlar olmak üzere çevre Özerk Cumhuriyetlerde bulunan Müslümanlar, gördükleri kutsal emanetler için gözyaşı döktü.
Kutsal emanetleri Çeçenistan’a getiren Rusya Federasyonu Çeçenistan Özerk Bölgesi Cumhurbaşkanı Ramzan Kadirov’un vatandaşlarla beraber camide yer alışı görülmeye değerdi. Çeçenistan Özerk Ramzan Kadirov, kutsal emanetleri bölgede bulunan Müslümanlara göstermenin ve böyle bir imkanı yaşamalarının büyük bir huzur ve iman gücü doğurduğunu belirterek, Türklerin kendileri için değişilmez dost olduğunu, her zaman Türkiye’den beklenilen desteği, ilgiyi ve anlayışı bulduklarını ve bu dostluğun ispatı için burada toplandıklarını söylerken çok samimiydi.
Çeçenistan bilinen ülkelerin aksine, camiler, halkın giyim kuşamı, inanışlar ve asker yapısı ile müstesna bir ülke. Başkenti Grozni olan bu farklı ülkenin yasaklarla arası oldukça sert. Burada alkol yasak. Savaştan hayli yorgun düşmüş bu ülkede yüzlerdeki o hazin ifade inanılmaz bir resim adeta.  Bu bölgenin en kaliteli otelinde misafir edildik, fakat 5 yıldızlı bir otel olarak lanse edilen bu konaklama yerinde farklı duygular yaşadığımı da inkâr etmeyeceğim. Korku, endişe, yalnızlık ve peşinen kanıksanan duygularla gelgitler yaşadığımı, insanıyla, kültürüyle, doğasıyla ve inançlarıyla bir bütün olma çabası taşıyan bu kültür donanımlı insanların çabalarını da aynı duygularla alkışladığımı söylemeden geçemeyeceğim.
Çeçenlerin kimlik arayışlarına ve seslerini kamuoyuna duyurma çabalarına saygıyla eğilirken bu ulusun kendi iç sıkıntılarını siyasi bir platforma taşıyabilmesini umdum. Buraya yolculuk eden tüm insanların ortak noktası uzlaşma ve bu coğrafyanın diğer uluslardan ayırt edilmemesi tek dileğim. İzlenimlerimin özetlenecek haliydi yukarıda değindiklerim. Fakat Çeçenistan’ın gerçek bir heyetle bir değil, yüzlerce kez derinden dinlenmesi, çözüm yolları aranması gerekiyor. Bu insani bir temenni ve ben bu devasa ülkeyi gerçekten anlayabildiğimi umuyorum.
Sevgi ve mutlulukla…