Tarzan'ca Duraklar, Anlamsız Levhalar!.

Toplu Taşıma Projesi kapsamında Antalya birkaç aydır oldukça gergin günler, kargaşalar ve anlamsızlıklar içerisindeydi. Büyükşehir olma özellikleriyle toplu taşıma sistemindeki değişiklikleriyle ve vatandaşa kabul ettirdiği projeleriyle Antalya Büyükşehir Belediyesi oldukça sancılı bir dönem geçirdi ve sonunda zorlayarak da olsa bu sistemi hayata geçirmeyi başarma yolunda birkaç önemli adım attı.
Neden birkaç adım dedim, işte bunun yanıtı yine bu projenin içerisindeki köklü değişimlerin eksik yönleriyle buluştuğu için. Bu eksik yönleri kısmen de olsa çözme yolunda hamleler yapan Büyükşehir yetkilileri vatandaşın her gün yaptığı eylemleri aza indirdi ise kış mevsimine şükretsin. Akşam 17.00'den sonra hareketi kesilen kent trafiği, insanların erkenden evlerine dönme isteği bu şikâyetleri bir nebze olsun azalttı, ancak kesmedi.
Dolmuş ve otobüs sahiplerini dinlerseniz inanılmaz tepkiler ortaya çıkıyor. Bir minibüs sahibinin ağzından dinlediklerimi buraya yazmaya kalksam inanın sayfalar almaz. Hani derler ya; ‘Bir dokun, bin ah işit' işte aynen öyle ve ben bir bölümünü hem sizlerle, hem de bu sektörü organize eden yetkililerle paylaşmak istedim.
Şöyle diyordu konuştuğum kişi; ‘Ben 20 yıldır bu işi yapıyorum. Ne belediye başkanları gördük, ne vaatler dinledik seçim önleri. Hepsi de geldiler ve sözlerini tutamadan çekip gittiler. Ama unuttukları çok şey var ve ben onlara bir tekini söylersem sanırım ne demek istediğimizi anlarlar. Biz Antalya'yız. Biz halkız ve bu kentin nabzıyız. Minibüsçü esnafını 4 duvar arasına kapatıp bir tek çıkışa mahkûm eden zihniyet eninde sonunda gidecektir. Bu geçmişte de böyle oldu, Mustafa Akaydın zamanında da böyle olacak, hatta ekmeğimizin yarıdan fazlası alınırsa yeni gelen belediye başkanlarında da böyle olacak. Bizler artık bankalara olan kredi borçlarımızı düşünmekten uyuyamaz olduk ve psikolojimiz bozuldu. Aile hayatımız, huzurumuz kalmadı. Kontağı açıyoruz, aldığımız karşılık mazot paramızı bile karşılamıyor. Güzergâhlar boyunca vatandaşlara dert anlatmaktan, onlarla dalaşmaktan bıktık, usandık. Bunun sorumlusu bu sistemi hayata geçirme uğruna bizi mağdur eden yöneticilerdir.  Raylı sistemi yaşatmak uğruna bizleri uçuruma attılar. Ne desek boş, yeni bir seçim gelene kadar bu azaba dayanmak zorundayız' dedi.
Dinledikçe minibüs sahibini vatandaşın içinde bulunduğu çıkmazı da gördüm. Bu sisteme alışana kadar bütçesinden feragat etmek zorunda kalan, yanlış bindiği hatlarla zoraki yolculuk yapmak durumunda bırakılan, şoförlerle haklı olarak tartışan ve işine çoğu zaman geç kalan insanımızın sıkıntılarını görmezden gelemez kimse. Antalya'nın yerli halkı bir bakıma başının çaresine bakmakta, peki ya dışarıdan gelen, bu şehirde misafir olan kişilere ne demeli?. Onların mağduriyetlerini önleme yolunda bazı iyileştirmeler yapılsa da, bunların yeterli olmadığını cümle âlem biliyor. Bu yüzden bu sistemin götürdükleri haliyle getirdiklerinden fazla.

LABİRENT DURAKLAR


Antalya'nın her semtinde duraklar yaptı Büyükşehir Belediyesi. Cam bölmelerin ardında haritalar, otobüs ve minibüslerin geliş saatleri, güzergâhları ve hangi ulaşım aracının nereden nereye gittiğine dair yönlendirici, bilgilendirici şemalar vardı bir zaman önce. Şimdi o duraklar yine var, ancak bilgi yoksunu vatandaş hangi otobüsün ne zaman geleceğini, bu otobüslerin nereden nereye gideceğini birbirine sormaktan adeta helak olmuş durumda.
Durağa her yanaşan otobüse ve midibüse adımını atarak; ‘Kaptan şu otobüs ne zaman gelir, bu otobüs nereye gider, şuradan da geçer mi?' demekten bitap düşüyor her gün. Kaptanın ona verdiği zoraki yanıtlar, zaman zaman bu yüzden yaşanan tartışmaları ne çözer, ne bu sıkıntıları bıçak gibi keser, bunları  bir uzmana sormamız mı gerekiyor?.
Sistemleri yaratan bireyler, bireyleri yönlendiren ve mutlu eden de bu sistemin bir diğer parçası olan yetkililerdir. Onların bu sistemin çarklarında mutlu olabilmeleri, hayatlarını ve kariyerlerini idame ettirebilmeleri için mutlaka ve mutlaka halkın sesine, onların isteklerine ve dileklerine kulak vermeleri, çözüm yolları için didinmeleri gerekmektedir.
Antalya'nın ulaşım sendromunun nasıl çözüleceğine dair vaazlar verecek durumda değiliz. Halkın sıkıntılarını ve şikâyetlerini anında çözemiyorsanız, olayları akışına bırakıp tepki toplamayı yeğliyorsanız kimsenin size sözü olamaz. Bu sistem insanları evinden işyerine, işyerinden evine götürmek için kurulmuştur. Bu sistemin içerisinde yenilenen yollar, tıkanan trafik, kırmızı ışıklarda bekleyen insan psikolojisi ve yorgun argın evine dönen insan topluluklarının refahı için daha fazlası yapılmalı. Onların duraklarda birbirlerine yön ve bilgi sorması günümüz Türkiyesi'ne, hele hele dünya kenti Antalya'sına yakışır bir durum değil.
Özetle; duraklardaki,  otobüs ve minibüslerin önlerindeki bilgi tabelaları değişmeli. Daha bilgilendirici, daha açıklamalı tabelalar bastırılmalı. Tabelaların önündeki bilgiler hiçbir şeyi ifade etmiyor vatandaşa. Halk hem bindiği yeri, hem de ineceği yeri bilmek ister. Bu alışkanlık sisteme tez elden yerleştirilmeliydi. Aylar geçti, durum aynı.
Öyleyse, aksayan bir şeyler var. Anlaşılamamış durumlar var. İlgililerin bilgisine..
Sevgi, sağlık ve mutlulukla…

Yayın Tarihi
24.11.2011
Bu makale 12779 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!