Merdiven altı vurguncuları ve sağlığımız!..

Hızla büyüyen dünyamız ve alternatifi çoğalan yaşam biçimimiz çeşitli olumsuzluklarla donatılsa da kaçak yaşamaktan, farklı hilelerle insanları kandırmaktan vaz geçemiyoruz ve bu bir anlamda hızla yaşam biçimimiz oluyor, sevgisizlik ve kandırmaca kültürümüzle atladığımız çağları bu kez tersine deliyoruz.
Merdiven altı üretim ne pek çoğumuz bilmez. Tv haberlerinde izler, gazetelerde okuruz da nedir, ne değildir pek merak etmeyiz. Ancak bu işten kucak dolusu para kazananlar, sağlığımızı bir kalemde tehlikeye atanlar, hatta onunla dalga geçenler küçük cezalarla yakayı kanundan sıyırırlar, dışarıya çıktıklarında yine aynı yolla yaşamaya koyulurlar.

Marketlerde, Süpermarketlerde vb yerlerde aldığınız ürünlerin en çok nesine dikkat edersiniz!. Bu soruya pek çoğunuz; ‘Son kullanma tarihine' diyecektir eminim. Sonrasında markasına, daha sonrasında da etiket fiyatına. Bu yanıtlar sıra değiştirebilir, bunlara diyeceğim yok, ancak hangimiz vitrinlerdeki ürünlerin gerçek değerine, yani taklit mi, gerçek mi olduğuna dikkat eder!. Taşıma sepetine attığınız parfüm, deodorant, kalem, pil, silgi, temizlik ilaçları, hatta soframıza hiç çekinmeden koyduğumuz yiyecekler.

Bunların hayatımıza hangi derin boşluklardan faydalanarak girdiğini sorun lütfen kendinize. Bu ürünlerin imalat merkezleri olmamasına karşın (MERDİVEN ALTI) üretimle nasıl vitrinlerimize ulaştığını, hangi kontrol ağını yırtarak evlerimize, yaşamımıza kadar girebildiğini merak etmiyor musunuz!. Sahte etiketlerle renklendirilen, yalan yanlış yazılarla görsellik kazandırılan ve sağlığımızla dalga geçilen bu durumla mücadelede ne kadar etkili yetkililerimiz yeniden, bir kez daha sormak gerek.

Geçenlerde başıma gelen ilginç bir olayı naklederek bu konudaki sohbetimize devam etmek istiyorum. Ben alışverişimi genellikle süpermarketlerden yaparım. Marka olan alışveriş merkezleri tercihimdir, hem huzurum, hem de sağlığım için bu konuda seçici davranırım.  Acil durumlarda da bazen mahalle marketinden ihtiyaçlarımı gideririm. İşte böyle bir an yaşadım ve bir gerçekle karşı karşıya kaldım. İşte yaşadığım olay;

Günlerden Pazardı. Kullandığım bir şampuanın bittiğini fark ettim ve hem sabah gazetelerimi almak, hem de onu tedarik etmek amacıyla mahalle marketine uğradım. Selamlaştık, hoşbeşten sonra ihtiyacımı rica ettim. Banyoya girdiğimde ve saçlarımı şampuanladığımda gözlerimdeki müthiş yangını sizlere nasıl anlatayım bilmiyorum. Sanırım farklı bir şampuan aldım yanlışlıkla deyip etiketine baktım. Her şey düzgün görünüyordu. Ama gözyaşlarım neredeyse gürül gürül akıyordu abartısız. Hemen saçlarımı durulayıp sabunladım bedenimi ve banyodan sonra o şampuanı da alarak soluğu markette aldım.


Marketçiyle birlikte ‘Nasıl olur, bal gibi olur' muhabbeti yaptık bir müddet. ‘Ekrem bey, bu malları toptancıdan alıyoruz. Şimdiye kadar pek şikâyet olmadı, ancak isterseniz araştırayım' dedi. Aynı üründen birkaç tane koyarak uzun bir incelemeye giriştik daha sonra. Etiketleri karşılaştırdık ve acı gerçekle yüz yüze kaldık. Vitrinden güvenle aldığımız şampuan sahteydi ve durum aydınlanmıştı. Gerçeği, yani kusursuz olanı beyaz etiketli, diğeri sahteydi. Yazı etiketindeki farklılıkları bularak ve ambalajdaki hileyi fark ederek bir durum değerlendirmesi yaptık ve bu ürünün ‘Merdiven Altı İmalat' olduğuna karar verdik.

 


Yaklaşık 3 yıl önce bu konuda bir genelge yayınlanmış ve bu genelgede Merdiven altı üretime bir anlamda sekte vurulmuş. İşte sizlere derlediğim bilgilerden bir bölümü; ‘Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 2009 yılında gıda satış ve üretim yerlerinde yapılan denetim sonuçları beraberinde bazı tartışmaları da getirdi. Merdivenaltı gıda üretimi sürdüğü sürece tüketicilerin "sağlıksız gıda" tüketimlerinin önüne geçilemeyeceğini söyleyen Tüketiciler Derneği Gıda Komisyonu Başkanı Ayşe Cengiz, bu konularda etkin ve kalıcı politikaların üretilip yaşama geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Sonuçları tüketici cephesinden değerlendiren Cengiz, "Analiz edilen ürünlere bakıldığında ağırlıklı olarak bilinçsiz ve hijyenik olmayan üretim ve depolama koşullarının hakim olduğu görülmektedir. Bu nedenle denetim sonuçları bizi çok şaşırtmadı. Üyelerimizin çoğu ülkemizde "güvenli gıdaya" ulaşma noktasında çeşitli sıkıntılar olduğunun bilincindeler. Bu bağlamda alınacak önlemlerin başında üretici bilinci ve üretim koşullarının iyileştirilmesi gelmektedir. Bu iyileştirmeler yapılırken Tarım Bakanlığı'nın denetimlerini uzman kadrolarla belli periyotlara yayacak şekilde yapılmasının zorunluluğu ortaya çıkıyor. Kısacası bu konularda etkin ve kalıcı politikaların üretilip yaşama geçirilmesi gerekmektedir." Tüketicilerden önce yetkili kurumların altyapı ve nitelikli personel sayısını artırarak daha çok etkin denetimler yapmalarını beklediklerini söyleyen Cengiz, uygunsuz gıda üretimi yapan işletmeleri deşifre etmelerini, belirli aralıklarla "çeşitli kitle iletişim teknolojisinin olanaklarından faydalanılarak" tüketici bilincini geliştirmeye yönelik çalışmaların düzenli olarak yapılması gerektiğini söyledi. Tüketici nelere dikkat etmeli? Cengiz, "Tüketiciler de gıda alışverişi öncesi gereksinim listesi hazırlamalı, piyasa araştırması yapmalılar. Listeye göre satın almada alıştığı markalara yönelmesini, kampanyalarda genelde son kullanım tarihi bitmiş veya iyice azalmış ürünler raflara konulduğu için gıda kampanyalarına çok rağbet etmemesini, stok alımlara yönelmemesini öneriyoruz. Aldıkları ambalajlı ürünlerde mutlaka etiket okuma alışkanlığı edinmelerini öneririz. İhraç edilen bazı gıda maddeleri, ilgili ülkeler tarafından çeşitli nedenlerden dolayı (pestisit, kimyasal kalıntı fazlalığı…gibi…) tekrar iç pazarda tüketicilerimize satılıyor. Bu konulara duyarlı olsunlar, gündemi takip etsinler" şeklinde konuştu. Cengiz, tüketicinin alınan üründe sorun olduğunu fark ettikten sonra neler yapması gerektiğiyle ilgili şu uyarılarda bulundu: "Tüketiciler gıda alış verişi sırasında öncelikle mutlaka fiş/ fatura gibi resmi bir evrak almalıdır ki sonrasına gıda ürünü ile ilgili yaşadığı herhangi bir sorun varsa hak talep edebilsin. Bu resmi evrakla ürünü aldığı yere götürebilir.

Eğer sorun çözülmezse ilçelerde konumlanmış olan ilgili bakanlığın (Tarım Bakanlığı) ilçe düzeyindeki birimine başvurabilir. Her koşulda her türlü şikâyet için "alo 174" hattını arayabilir, şikayetini iletebilir. Aynı şikâyetini yaşadığı bölgenin tüketici hakem heyetlerine yapılabilir." Tüketicinin her şeyden önce evrensel haklarının ve sorumluluklarının bilincinde olması gerektiğini dile getiren Cengiz, "Sadece gıda değil her türlü ayıplı mal ve hizmetle ilgili bir sorunla karşılaştığı zaman yetkili devlet kurumlarının duyarlı olması noktasında ısrarcı olmalıdır. Tüketiciler ilgili STK'lara üye olarak seslerinin gür çıkacağına, yaptırım güçlerinin daha fazla olacağını bilmelidir. Örgütlü olmayı kaliteli bir yaşam için istemeli ve talep etmelidir" diye konuştu. Tarım Bakanlığı denetim raporu sonuçları... AB kriterleri de dikkate alınarak yürütülen gıda denetim faaliyetleri programları konusunda geçen yıl 22 bin 172 gıda analizinde içerik denetimi yapıldı. Bunların yüzde 94,72'sinde analiz sonuçları mevzuata uygun çıktı. Ancak, bin 171 gıda örneğinde analiz sonuçları mevzuata uygun çıkmadı. Süt ve süt ürünleri, kırmızı et ve unlu mamuller denetiminde olumsuz örnek oranı ortalamanın altında kalırken kanatlı et, pekmez, bal, kuru meyveler, bitkisel yağlar, şekerli mamullerdeki denetim sonuçlarındaki olumsuz sonuç oranı oldukça yüksek çıktı.

Yapılan denetimlerde 2 bin 262 bitkisel üründe yapılan denetimlerde 155 üründe limitlerin üzerinde pestisit kalıntısına rastlandı. Ayrıca 1311 hazır yemek örneğinde yapılan analizlerde, örneklerin yüzde 4,42'si mikrobiyolojik kriterlere uygun çıkmadı. Analiz edilen 122 bebek mamasından 3'ünde kurşun çıktı. Olumsuzluk oranı yüzde 2,46 olarak hesaplandı. Taze ıspanakta yüzde 2.40 oranında nitrat kalıntısı belirlendi. 

Sonuç olarak her ilde yıldırım baskınlarla bu tür imalathanelere kesinlikle darbe vurulmalı ve bu yoldan kazanç sağlayanların cezası verilmeli. Turizm merkezi ilimizde de farklı yerlerde bu tür baskınların yapıldığını zaman zaman yazıyoruz, çiziyoruz. İlgili mercilerin daha etkin mücadele konusunda ayağa kaldırılması için bir facianın yaşanması gerekmiyor.
Sevgi, saygı ve dostlukla…

Yayın Tarihi
25.04.2012
Bu makale 10592 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!