Emir Kusturica’lı Festival

Bu yıl 47’ncisi düzenlenen Uluslar arası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde sona gelinirken festivalin  en başında patlak veren Emir Kusturica’nın jüri üyeliğinden ayrıldığı haberi festivale damga vurdu ve bu etkinlik boyunca olay iç ve dış medyada sürekli işlendi.
Bildiğim kadarıyla tepkiler daha Kusturica Türkiye'ye  gelmeden başlamıştı. Soykırımı savunmakla suçlanan yönetmene, kendi halkından olduğu gibi Türkiye'den de tepki sesleri yükselmeye başlayınca gündem bir anda Antalya’ya döndü ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile Kusturica’nın restleşmesi manşetlere taşındı, Kusturica Antalya’dan hızla ayrıldı, ancak arkasında bir yığın tartışma bıraktı.
Ülkesine dönmeden önce konuşan Kusturica, "Kültür Bakanı'nı düşman ilan ediyorum. Bakan beni hedef gösterdi. Bir ay önce bakanın kendi partisinden bir belediye beni davet etti ve başörtülü kadınlar şarkılarımla dans ettiler, beni gururlandırdılar", Bakan Günay’ın ise tüm bu tartışmalara ‘yanlış bir çeviri sonucu olaylar bu boyuta taşındı’ diyerek bu tartışmalara farklı bir boyut kazandırdı.
Festivalin bu boyutunu bir köşeye koyarak sizlerle Altın Portakal’ın içeriğindeki konular hakkında da sohbet etmek isterdim, ancak ilk başta söyleyebileceğim tek nokta festivalin bana göre halktan oldukça kopuk olduğudur. Belli kesimlere hitap eden ve hep aynı kesimlere ulaşarak varoşlara çok fazla inemeyen, mevsim itibariyle halkın evlerine çekildiği bir tarihi seçen Uluslar arası Altın Portakal Film Festivali’nin Eylül’de tertiplenmesi, insanların bu festivale olan ilgisini daha çok arttırır diye düşünüyorum.
Sanatsal anlamda kendisiyle çelişen, kendi içindeki devrimiyle de zaman zaman sert olayların içerisinde yer alan festivalin çok seslilikten tek sesliliğe ulaşmasını arzu ediyorum. Festival Komitesi Başkanı’nın direktörlüğünde kendi imzasını her alanda atma yetkisine sahip olmasını beklediğim ve olayların, her türlü eleştirinin önüne kendi imzasıyla geçebilecek kuvvetteki bir festivalin hayatımızda olması dileğidir tüm Antalyalılar’ın.
Birkaç önemli ismin yükü çektiği Uluslar arası Antalya Film Festivali geniş yelpazeli konularıyla bu yıl bir ilke imza atmıştır. Ancak halka inmede, halkla kucaklaşmada bana göre yetersiz kalmıştır. Kortejin daha sıcak, korteje katılan sanatçıların kendilerini halka ifade etmede daha samimi, festivali düzenleyenlerin icraatlarını sergilerken daha cömert olacağı bir festival diliyorum bundan sonraki yıllarda.
Buna tüm Antalya’nın ihtiyacı var. Antalya ve sanat adına.
Sevgi, sağlık ve mutlulukla.
Yayın Tarihi
14.10.2010
Bu makale 3279 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!