Basın Kartları ve Plakaları

Basın Plakaları. Kamu görevi yapan ve kolluk kuvvetleriyle eş hizmet ayrıcalığı bulunan, görevde bulunduğu sürece gelip gittiği yerlerde kendisine görev icabı ayrıcalık sağlayan bu durum maalesef Antalya dahil bazı şehirlerimizde farklı algılanıyor, zaman zaman bu plakaların sahteleri yapılarak kendilerine avantaj sağlayan bazı uyanıklar yüzünden konu içinden çıkılamaz bir hal alıyor.

Gazetecilerin bir habere alelacele gidip bir otopark yada cep park bulması her zaman mümkün mümkün değildir. Özellikle Antalya gibi trafik keşmekeşi yaşayan bir ilde bunu başarabilmek güçtür. Hele ki muhabirlerin her haber takibinde araçlarını otoparka çekme gibi lüksleri de yoktur. Çünkü maaşları buna imkân vermez. Hal böyle olunca zaman zaman yaşanan tartışmalara bir çözüm bulunması da gerekiyor bana göre.

Yeri gelmişken konuyla ilgili bir başka sıkıntısını da paylaşmak istiyorum basın mensuplarının. Sarı Basın Kartları kimlik yerine geçer mi, geçmez mi meselesi konu. Dönemin Basından Sorumlu Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın imzasıyla yayınlanan genelgeye göre 'Sarı Basın Kartı nüfus kimliği yerine geçer' denmesine karşın başta bankalar olmak üzere bazı kamu kurum ve kuruluşları genelgeden habersiz ve umursamaz tavır sergiliyorlar ve bu sıkıntı zaman zaman sert tartışmaları de beraberinde getiriyor.

Genelgeyi hiçe sayan keyfi uygulamalar bu kartı pasifize etmeye mi yönelik, yoksa basın mensuplarına dayatma mı!. Bu onurlu mesleği namusuyla ve şerefiyle yapanlara ayrıcalık sağlanmasını istemiyoruz, ancak onların mesleğine de saygıyı beklemek en doğal hakkımız.

BALBEY MAHALLESİ MUHTARI DA ŞİKAYETÇİ!

Geçen haftaki köşemde kaleme aldığım ve sizlerle paylaştığım ‘Sokak Köpekleri' konusunda bir dostumdan, Balbey Mahallesi Muhtarı Abdullah Uyaroğlu'ndan sıcağı sıcağına aldığım maili yine sizlerle paylaşarak bu konudaki esnaf ve vatandaş endişelerini bir kez daha gündeme taşımak istiyorum. Sokak köpeklerinin başıboş dolaşmaları, yetkililerin iyi niyetli açıklamalarıyla örtüşmüyor. Bu konudaki sıkıntılar, özellikle yabancı turistlerin sokak köpeklerine korkarak bakmalarına neden oluyor ve doğal olarak da bu köpeklerin dolaştığı bölge esnafından haklı tepkiler alıyor. İşte size o mail ve aynen aktarıyorum.

"Değerli gazeteci ağabeyim, dostum Ekrem bey, çok önemli bir konuya temas etmişsiniz. Kaleminize sağlık. Aynı sorun benim mahallemde de var. Balbey Mahallesi, uzun zaman önce Kentsel Sit Alanı ilan edilmiş ve kaderine terk edilmiş bir mahalle. Mahallenin muhtarı olarak, sorunlarımızla ilgili pek çok kez ilgili makamlara resmi dilekçe yazmama rağmen sorunlarımız çözülemedi. sorunlardan bir tanesi de bu başıboş köpekler.. Sağ olsunlar Muratpaşa Belediyesi Veteriner Müdürlüğünü her aramamda, diyorlar ki, muhtarım bir adet ekibimiz var o da yetemiyor. Var mı böyle bir şey. Muratpaşa İlçesi içinde 56 mahalle var sokak sayısını, boş arsa sayısını varın siz hesaplayın..Arttırın kardeşim ekip sayısını, hepimiz hayvanları seviyoruz lakin çoluğumuzu çocuğumuzu ısırırsa ne olacak, çok kez şahit olduk Kale kapısı gibi turizmin başkentinin tam merkezinde turistlere saldırma dı mı bu başı boş köpekler. Saldırdı. bir de ekliyorlar, muhtarım, 5199 sayılı hayvanları koruma kanununa göre biz köpeği alıyoruz, kısırlaştırıyoruz, iğnelerini yapıyoruz, kulağına küpe takıp aldığımız yere bırakmak zorundayız kanun öyle..iyi güzel peki kısırlaştırılan köpekler insanı ısırmaz mı? Elbette ısırır..İşte çözüm olarak öne sürülen çözümsüzlük bana göre bu.. Saygılarımla.."

Konu hakkındaki endişelerimizin ortadan kaldırılması için bu köpeklerin bir çocuğu, kadını, yaşlıyı veya turisti ısırması mı gerekiyor?. Bu köpeklerin aşılarının yapılması, kulaklarında küpe olması hiçbir şeyi değiştirmez. Kent içerisinde oluşturduğu kötü görüntüleri bir tarafa koyuyorum, ancak can yaktıkları zaman bunlara izin verenlerin kendilerini nasıl savunacaklarını doğrusu merak ediyorum.

Sevgi, saygı ve mutlulukla...