İnsan bazen çocuklar gibi şen olmalı… Hoplayıp, zıplamalı, şarkılar söyleyip, oyunlar oynamalı… İşte o günlerden birini yaşıyorum, çünkü güzel bir haber aldım. Sanmayın ki, Amerika’daki oğlum, gelinim ve torunumdan değil aldığım haber, Antalya’da yaşayan kızımdan da…
Antbirlik’den gelen bir basın bülteni beni böylesi sevindirdi. Antalya’ya ilk geldiğimde tanıştığım, tohumunun ve yağının o ilginç kokusu ile yaşadığım beyaz Altın pamuğun yeniden dönüşünü müjdeliyordu haber…
**
1980’li yılların başına götürdü anılarım. Terör yüzünden çok kötü günlerdi. Antbirlik’in Aksu’daki İplik Fabrikası işçileri tarafından işgal edilmişti. Kulakları çınlasın Yeni Genel Müdür Tuncay Kupacı basınla tanışmak için düzenlediği basın toplantısında, işgalden habersiz iplik fabrikasını görmek istediğimi söylemiştim.
Yönetim Kurulu üyeleri ve diğer yöneticilerle birlikte Fabrikaya girerek işgali kırmıştık. Daha doğrusu yöneticiler, gazeteciler sayesinde fabrikaya girmişler ve sıkıntı da çözülmüştü.
**
Ne kıymetliydi Pamuk o zamanlar. Çiftçi pamuktan çok iyi para kazanıyordu. Hatta Antalya’da çocuklar babanın cebi para gördüğünden pamuk hasadından sonra evlendirilirdi. Veresiye defterine çiftçinin ödeme günü pamuk hasadına yazılırdı. Büyük pamuk ağaları vardı, para yemeye hasattan sonra İstanbul’a giderlerdi. Filmlere konu olmuştu beyaz altın… Urfa’dan, Adana’dan pamuk toplamaya gelinlik kızlar gelirdi, burada kazandıkları paralarla çeyiz düzerlerdi. Altın alırlardı çoğu zaman… Traktörün römorku üzerinde, pamuk tarlasına saçları uçuşarak giderken bazen kazalar olur, yaralananlar olurdu. Bazen de ölenler…
**
Rahmetli Süleyman Demirel’in GAP Projesi ile başta Şanlıurfa olmak üzere Güneydoğu suya kavuştu. Oralarda da pamuk ekilmeye başlayınca, Antalya’ya gelmez oldular. Bizim çiftçi pamuk toplayacak adam bulamadı ve yavaş yavaş tarlalarda pamuk yerine buğday ekilmeye başlandı.
**
Şimdi öğreniyorum ki; pamuk toplamak için makine imal edilmiş. Tıpkı biçerdöver gibi. Ve Antbirlik 5 adet satın almış ve ücretsiz üreticiye veriyor, herkes de pamuğunu tertemiz, zayi olmadan daha düzgün toplayabiliyor. Hatta yağmur yağarsa pamuk beneklenecek korkusu da yok artık. Meteorolojiye sorup topluyorlar. Daha çok ürün alıp, daha çok para kazanacaklar. Ülke ekonomisi de aynen.
Ve inanıyorum ki, tarım sektöründe bu ters gidişe Beyaz Altın Pamuk “dur” diyecek.
Antbirlik’in Çiftçi Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda Serik Ziraat Odası Başkanı Mustafa Yavuz ve genç Genel Müdürü Hasan Yıldız’ı kutluyorum. Türkiye’nin Yavuz ve Yıldız gibi yöneticilere ihtiyacı var…
Haydi kolay gelsin, iyi alımlar bakalım…