ANTALYANIN KAHYASI

Vicdansızlığın bu kadarına pes…

Gazetelerde okumuş olmanız lazım. Bana söyleseler inanmazdım. Ama gerçek... Tarım İl Müdürlüğü ekipleri ileride tarladan soframıza gelecek olan 14 tonun üzerinde sahte gübre ve zirai ilaç ele geçirmiş.  Dahası, sahte gübre ve zirai ilacın içine öldürücü 10 liralık böcek ilacı enjekte etmişler.

Bu operasyonun ardından Tarım İl Müdürlüğü ve Ziraat Mühendisleri Odası Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş. Şu ana kadar bu zehir tacirlerinin yakalandığı veya suç duyurusu sonrası gözaltına alındıkları yönünde bir haber alamadık. Bu gerçekleşmiş olsa da, “İnsanları öldürmeye tam teşebbüs” suçundan yargılanması gereken bu vicdansızların adli kontrol şartı ile serbest bırakılacaklarına, çok iddialı olmasın ama eminim…

Giyim kuşamın sahtesini yaptık; hepimiz bu Antalya sıcağında sırılsıklam terleten imitasyon naylon giyeceklerden nasibimizi alıyoruz.

Raf ömürlerinin uzatılması adına içeriğine kimyasalların konduğu tüm yiyecek ve içecekler marketlerin raflarında cirit atıyor.

Henüz hafızalarımızdan silinmeyen ve binlerce turisti kaybetmemize neden olan; 7 genç turistin zehirlenerek ölümüne yol açan sahte içki imalathanelerine gün geçmiyor ki polis baskın yapmasın…

Sahte parfüm imalatında adeta ihtisaslaştık.  Sosyal medyada boy boy reklam vererek aleni sahta ürün satanlara kimse sesini çıkarmıyor.

Tahtakale’de helikopter destekli düzenlenen operasyonda piyasa değeri 3 milyon 500 bin lira olduğu belirtilen 65 bin sahte ürün ele geçildi. Yola devam, durmak yok…

Adana’nın Seyhan ilçesinde bulunan iki ayrı ayrı adreste yapılan operasyonda, 28 ton 188 kilogram birçok ünlü markaya ait şampuan, 1 ton 780 kilogram deterjan, 69 bin 275 adet şişe, kapak, etiket, poşet sahte ürün ele geçirildi. Olaydan elde edilen ürünlerin yaklaşık piyasa değerinin 11 milyon 600 bin 400 lira olduğu öğrenildi. Yapılan başarılı operasyon sonucu sadece bir kişi hakkında adli işlem yapıldı, serbest…

Sağlık Bakanlığı denetimleri kozmetik ürünlerin saçtığı tehlikeyi ortaya koydu. İlk üç aylık denetimlerde 186 kozmetik ürünün 109’u teknik düzenlemelere aykırı 24’ü ise güvensiz çıktı. Buna rağmen Kimyasal tehlike saçan sahte kozmetikler internette, çarşı, pazar tezgahlarında doludizgin satılmaya devam ediyor.

Ünlü markaların adını kullanarak piyasaya sürülen, üzerine de Tarım Bakanlığı’nın uyduruk izin belge numarasını yazan zayıflama ilaçları ve vitaminler artık Eczanelerde de satılıyor. Sesini çıkaram, ya da denetleyen Tarım Bakanlığı yok…

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, satın alınan ürünlerin gerçek mi sahte mi olduğunun nasıl ayırt edilebileceği konusunda bazı ipuçları verdi: “Sahte ürünü koklayarak ya da dokunarak anlayabilirsiniz.”

Yuh olsun, bakanlık olarak akıl vereceğine sahtecilikle mücadele adına denetim ekipleri kur…

İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Turgay Baransel açıkladı: “30 liralık bilezik 3 bin liraya satılıyor” dedi.  Başkan pırlantalar, bilezikler, beşibiryerdelerle mahkemeye geldi. Rekabet Kurulu üyelerine sahte ve gerçek takıları birbirinden ayırt etmenin zorluklarını yanında getirdiği örnekler ve makinelerle anlatan Oda Başkanı Turgay Baransel, “Adam, 22 ayar bilezik diye 19 ayar satıyor. Ama yemeyen kuyumcu yok. 3 bin liralık bilezik, diye 30 liraya kaplama bilezik satıyor. O kadar gerçekçi yapmış ki.. Ayırt etmek mümkün değil”

Örnekler o kadar çok ki; ama benim merak ettiğim şu:

Bu işi yapanlar, halkın sağlığı ile oynayanlar akşam yastığa başlarını koyduklarında vicdanları rahat mı? Uyuyabiliyorlar mı? Yoksa haksız kazandıkları milyonları mı sayıyorlar?

Ya Devlet ne yapıyor?

Sahtecilik dünyanın hangi ülkesinde bu kadar yaygındır?

Bu kadar dolandırıcı, sahtekâr it uğursuz hangi ülkede vardır acaba merak ediyorum.

**

Suriyelilere bayram harçlığı doğru mu?

Suriyeliler yine bayram kutlamak için savaşın devam ettiği (!) memleketlerine gittiler. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti de “güle güle bayram yapın, akrabalarınıza hediyeler götürün” diye, bizim emeklilere bin lira verirken onlara 3 bin lira ödüyor.

Misafirperverliğin bu kadar da fazla değil mi?

Madem gittiler, orada bir sorun yok tekrar gelmelerine de, lütfen geri dönecek Suriyelilere sınırlarımızı açmayalım.

Çünkü bu millet, yarın başımıza bela olacak, şimdiden Türklere “defolun” deme cesaretini gösteren Suriyeli zulmünü hak etmiyor.

Yayın Tarihi
30.07.2019
Bu makale 2684 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!