“Sayılı günler çabuk geçer” der eskiler… Gerçekten de öyle. Bu baskın seçim kararı alındığında 2 ay gibi bir zaman vardı seçimlere, su gibi akıp geçti zaman ve yarın sandık başına gidiyoruz.
Bugün sizlerle tarafsız bir bakış açısı ile son iki aylık izlenimlerimi paylaşmak istiyorum. Seçimler deyince aklıma üstadımız gazeteci ağabeyim rahmetli Suphi Türel’in bir hatıratı gelir hep. Her seçim döneminde bizlere anlatırdı.
Demokrat Parti’nin (DP) tek başına iktidara geldiği 1950 ve sonrasındaki yıllarda, aynı zamanda DP’li olan Suphi Ağabey, partililerle birlikte köyleri dolaşır ve propaganda çalışmalarına katılırmış. Bu arada da sahibi olduğu İleri Gazetesi’nden de götürür, halka dağıtırmış. Bir gezi sırasında köylünün birine sormuş;
- Amca oyunu kime vereceksin?
Köylü düşünmeden cevabı vermiş.
- Tabii ki Kırat’a vereceğim…
- Neden sorusunun cevabı çok ilginç;
- “Oğlum senin okuma yazman yok mu, bak İleri gazetesi yazıyor, “oyunuzu Kırat’a verin” diye
Çok partili hayata geçiş sürecinde gazetelerimiz işte böylesi güçlü ve etkiliydi. Hemen her gazete bir partiyi destekliyordu. Bu durum çok partili yaşama geçisin sancılarıydı, toplumda ayrışma vardı, ama her şey nezaket kuralları içinde yaşanıyordu.
**
Şimdi bu ayrışmayı yine yaşıyoruz. Buna rağmen; Cumhuriyet tarihimizde ilk kez farklı görüşlerdeki siyasi partiler, Yasa ile getirilen “İttifak” çatısı altında birleşebildiler. Böylece baraj sorunu da ortadan kalktı, HDP dışında tabii.
Toplumda kızgınlık derecesinde bir kutuplaşma yok. Bu konuda arı kovanına çomak sokmak isteyenlere rağmen yok.
Şeçim propagandası süresince siyasi liderlerin kullandığı üslup da, öncesine göre daha iyi düzeydeydi.
Her parti istediği gibi, istediği yerde mitingini, ya da kapalı salon toplantısını yaptı, özellikle illerde Valiler tarafsızlık adına partiler arasında bir ayırım yapmadı. Zaman zaman bazı bürokratların “Kraldan çok kralcı” tavrı gerginliklere yol açsa da, sonucu olumsuz etkilemedi.
**
Nihayet geldik sandığa… Cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turda biter mi? Yoksa kim ne yapar, hangi parti kaç vekil çıkarır, parlamentoda tek başına bir parti iktidar olabilir mi, ya da ufukta koalisyon mu var? Bütün bu soruların cevabını 2 gün sonra alacağız,
Ama biraz da tahminler yapalım.
**
Son anketler de gösteriyor ki, tek başına yüzde 50+1 çoğunluğu sağlayacak Cumhurbaşkanı adayı görünmüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yüzdeye en yakın aday olarak bir sürpriz yapabilir mi bilemiyorum. Varsayımlarımızı da ikinci tura göre yapıyoruz.
Milletvekilliği seçimlerinde görünen o ki, her zaman olduğu gibi sahil kentleri Millet İttifakına, Anadolu Cumhur ittifakına oy verecek. Doğu ve Güneydoğu’da durum HDP’nin barajı aşıp, aşamayacağına bağlı. HDP’nin barajı geçememesi halinde bu durum sadece Ak Parti’nin işine yarayacak gibi görünüyor.
Türkiye geneli 300’ü tek başına aşabilecek tek parti olarak AK Parti görünüyor. Bu gerçekleşmezse ufukta koalisyon hükümeti var. Cumhurbaşkanı da son açıklamalarının birinde koalisyonunun düşünülebileceğini dile getirdi. Ak Parti ile MHP yeterli oyu alamazsa, 3. Bir partiye ihtiyaç olacak. İşte bu nedenle de ittifaklara alınmayan HDP barajı aşarsa kilit parti olacak. Şüphesiz bu durumla ilgili Cumhurbaşkanının kim olacağı da önem arz ediyor.
Antalya’ya gelince… AK Parti ARGE Başkanlığı tarafından yapıldığı iddiası ile internet haber portallarına düşen son ankete göre Antalya için AKP 6, CHP 5, İP 3, HDP 1 ve MHP 1 milletvekili çıkarıyor. Bu ankete göre HDP barajı aşıyor gibi. Bana göre de Antalya için bu tahmin doğruya yakın. Ancak CHP ile AK Parti arasında bir değişiklik olabilir, ya da MHP ile İYİ Parti arasında…
Kim kazanırsa kazansın, sonuçta Demokrasi ve Türkiye kazansın… Şimdiden hayırlı olsun…