CESUR KALEM

Yeni Kaptan Babacan mı Olacak?

 

Refah Partisi içerisinden AK Parti doğdu. Yeni bir tecrübe olarak başlangıçta başarılı da oldu.

17 yıldır ülkeyi yönetiyor.

Saadet partisi varken, HAS Parti, Erbakan’ın oğluFatih Erbakan tarafından  “Yeniden Refah Partisi” kuruldu. 

Yeni kurulan bu iki parti de Refah’tan doğan AK Parti camiasında bir etki yaratmadı. 

Çünkü Saadet Partisinin hala özgül ağırlığı onlardan fazlaydı ve AK Parti tabanını kendi yanlarına çekecek bir ivme kazanamadılar.

Ve “Yeni Parti” tartışması yeniden alevlendi.

Nedeni, Ali Babacan’ın Abdullah Gül destekli parti kurma çalışmaları…

Ardından FETÖ soruşturması.

Yeni parti kurmak kolay, başarılı olmak çok zordur!

Bunu biliyoruz.

Bu ayrışmayı tefrikaya vardıranlar oldu.

Buna kimsenin hakkı yok.

Farklılıkları düşmanlığa dönüştürenlere dur denilseydi, bu gelişmeler yaşanmayabilirdi.

Tartışmalar sürerken, Ali Babacan AK Partiden istifa etti.

“Katolik nikâhı” diye bir şey yok!  

Boşanır, boşananlar, başka biri ile de evlilik kurabilir.

Kimse gitmesin demekle olmaz bu iş.

Tayyip Erdoğan, Erbakan’la yaşadıklarını Ali Babacan’la yaşayacak gibi görünüyor.

Tarih tekerrür ediyor.

AK Partiden bir çözülme yaşanır mı?

Son yerel seçimler gösterdi ki, AK Parti oylarında erime var.

Bu yeni hareket bu çözülmeyi hızlandırırsa, MHP ile kurulan Cumhur İttifakı %50 barajını aşamaz.

Güçlü lidere kimse sesini çıkaramaz.

Gemi su almaya başladığında önce kaptan eleştirilir. 

AK Partide ayrışma başladı.

Sırada küsme ve kopuşlar gelecektir.

Doğanın kanunu böyle…

Kamyonun freni patlamıştır, nereye çarpar ya da nereye uçar bunu zaman gösterecektir.

Siyaset uzlaşma ve sorun çözme sanatıdır.  

Geçmişte doğru yaptığınızı zannederken yanlış yapmış olabilirsiniz,

Ya da tersi…

Önemli olan, adalet, hak, hukuk, dürüstlük ve ülkenin ortak değerleri konusunda hemen herkesle ortak bir zeminde buluşmaktır.

Yeni parti kurulmadan, kurucuları belli olmadan eleştiri yağmuruna tutuldu.

Bu tutum ilgi ve alakayı artırır.

Yeni partiye gidecek olanların talep ve eleştirilerine cevap verecek politikalar geliştirilebilirdi.

Bu yapılmadı.

İmam-ı azam,  kendine bir mesele sorulduğunda, “Ben böyle düşünüyorum ama talebelerim İmam-ı Muhammed ve Yusuf benim gibi düşünmüyor. Siz bir de onlarla konuşun ve kararınızı sonra verin” dermiş.

Kimse kendini merkeze almamalıdır. 

Siyaset bir vekâlet kurumudur. Vekâleti millet verir, millet alır.

Hep “ben” diyen kaybeder.

Topluma bir şey dayatmak, zorlamak, ötekileştirmek, büyüklük taslamak…

Hatadır.

Toplumun tüm kesimlerine danışmak, birlikte doğru karar almak gerekir.

Hz. Mevlana, “Gel, ne olursan ol yine gel, bu dergâh umutsuzlar dergâhı değildir, tövbeni bin kere kırmış olsan yine gel” derken, hoşgörüyü ve sevgiyi ön plana çıkarıyor.

Biz ise sırtımızı birbirine döner hale geldik.

Güven kalmadı.

Çıkar ilişkileri aldı başını gidiyor.

“Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.”

Babacan başarılı olabilecek mi?

Herkesin merakla beklediği cevap işte budur.

Ali Babacan…

Zeki, çalışkan, iyi eğitimli ve uzlaşmacı kimliği ile AK Parti içerisinde değerli bir siyasetçiydi.

Yıpranmadı.

Kurucular kurulu ve parti programı ile yankı uyandırır…

Parti içi demokrasiyi iyi işletir…

Halkın istediği vekil ve başkan adaylarını bulur…

Bütün icraatlarında aklı ve bilimi rehber alır…

Toplumun her kesimini samimi olarak kucaklar ise başarılı olur.

Böylece ısınan demir soğur, Türkiye ittifakı da kurulur.

Ülkenin en önemli sorunu ekonomi…

Halk aş ve iş istiyor.

Enflasyon almış başını gidiyor.

Yeni Parti, ekonomik dengeleri yerine oturtacağını vaat edecektir.

Ekonominin dümeninde olduğu yıllarda, başarılı bir grafik çizen Babacan’ın inandırıcılığı fazla olacaktır.

Sanırım yeni sistemin gözden geçirilmesi ve muhalefetin birlikteliği için de çalışacaklar.

Finans çevrelerinde ve dış yatırımcının da güveneceği bir isim.

Adalet, barış ve hürriyeti garanti altına alma…

Ehliyet ve liyakat öne geçirme…

Rüşvet ve adam kayırmaya son verme…

Hakkı ve hukuku merkeze alma…

Temel ilkeler olmalıdır. 

Bu konuda halka güven verirlerse, yeni parti cazibe merkezi olur.

Aksi durumda, kimse yerinden oynamaz.

 

En tehlikelisi de, AK partinin dışladığı, halkta karşılığı olmayan, tepki çeken kişilerin vitrine ve il teşkilatlarına konulmasıdır.

Başka bir deyişle, “AK Partiden Kopanlar Partisi”kurulmasıdır. 

Böyle bir oluşum, yeni Partinin doğmadan ölmesi demektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi, boş çuval misali yıkılır, gider.

Partiler mezarlığında yerini alır.

Siyaset aile eş-dostla yapılacak bir şey değildir. Siyasette saltanat, her zaman felaket getirmiştir.

“Mahkeme kadıya mülk değildir.” Bu makamlar gelip geçicidir.

Buna dikkat edilmesi gerekir.

“Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı çıkalım” diyen kazanır. 

Tekrar soralım. Yeni Kaptan Babacan mı olacak?

Hiçbir zaman milletin yerine geçip, ahkâm kesmedim, sadece düşüncelerimi ifade ettim.

Söz, karar ve yetki yüce milletindir.

 

Yayın Tarihi
15.07.2019
Bu makale 2642 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!