Taliban Afganistan’da yönetimi ele geçirdi. Karşı çıkan oldu mu? Hayır. Daha doğru bir ifadeyle başkent Kabil dâhil, ele geçirilen tüm bölgeler Taliban’a ikram edildi. Olayın perde arkasında ABD- Taliban gizli anlaşması yatıyor.
Afganistan’da barış, istikrar ve güvenliğe tehdit oluşturan Taliban ile diğer bağlantılı kişiler ve oluşumlar… Hiçbir direnişle karşılaşmadan Afganistan yönetimini üstlendiler.
Buradan anlaşılıyor ki, ABD çekilme kararını çok önceden almış. Ve kendisi çekilene kadar Taliban harekâtı ertelenmiş. Biz bu oyunu çok önceden gördük. El-Kaide de eylemlerine başlamadan önce ABD ve NATO kuvvetlerinin ülkeden çekilmesini beklemiştir. Ne tesadüf değil mi?
Afganistan, özellikle eroinin üretim merkezi… Tüm dünyaya eroinin dağılımı buradan yapılır. Bu bakımdan Türkiye’de transit bir ülke konumundadır. ABD; Afganistan’a girince eroinin kaynağı kurutuldu mu? Hayır. Elmas, zümrüt, uranyum gibi zengin maden kaynaklarını; Taliban işletmekten vaz mı geçti?
O da olmadı. Ya ne oldu? ABD, yeraltı kaynaklarını sömürdü ve Taliban ile anlaşarak, “payını almaya devam etmek” karşılığında çekildi.
Devrik Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, Amerika’nın adamıydı. Ve komisyon almadan iş yapmadı. Afganistan’ın yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yabancılara peşkeş çekti. Servetinin çok büyük olduğu söyleniyor. ABD, çıkarı gereği ülkeyi Taliban’a bırakınca bu zat; kendisine sahip çıkılmadığını ileri sürerek ABD’yi eleştirmiş. Nasıl geldiysen öyle gidersin. Neticede ülkeden kaçtı.
ABD; Afganistan’da niye çekildi? Önce Sovyetler Birliği’ne karşı Afgan gençlerinin dini duygularını istismar ederek silahlandıran ABD’dir. Başka bir deyişle Taliban liderleri Amerika’nın kontrolündedir. Reagan döneminde Beyaz Saray’da ağırlandıkları hafızalardan hala silinmemiştir.
Ve neticede ABD’nin eğittiği ve silah desteği verdiği Taliban, Sovyetleri geri çekilmek zorunda bıraktı. Sovyet Ordusu, Afganistan’ın doğru dürüst yolu bile bulunmayan sarp dağlarında gerilla tarzı savaşa daha fazla dayanamadı.
Taliban, vahşi ve cehalet içerisinde olan bir örgütün adıdır. Kendileri itiraf ediyor: “Kadınlarla konuşmayı bilmiyoruz.” Kadınları alınıp satılan bir meta gören anlayış… Kuran İslam’ı olabilir mi?
Taliban, ülke yönetiminde gerçek yüzünü gösterdi. Sözde ilkel bir yönetimi din adına uygulamaya koydu. Heykelleri yıktı. Kadınların tüm haklarını elinden alarak, onları diri diri toprağa gömdü. Batı ülkelerinde gençlere çengel atarak terör hareketlerini başlattı. Önce El Kaide, sonra DEAŞ adı altında terör örgütlenmeleri ortaya çıktı.
ABD, kendi besleyip büyüttüğü Taliban’ı kontrol edemez hale gelmişti. “Besle kargayı oysun gözünü” misali… Ve 11 Eylül’de ABD kalbinden vuruldu. Terör bumerang gibi geri dönmüştü.
ABD ve İsrail’de oyun bitmez. Bu sefer “NATO” kontrolünde “Koalisyon gücü” oluşturuldu. Özbek lider, General Dostum, Taliban’a karşı savaştırıldı. Vekâlet savaşları… Sonrada Dostum, yüz üstü bırakıldı.
Taliban bitti mi? Taliban’a bazı bölgeler tahsis edildi ve oralarda silahlı eğitim yapan gençler, Taliban’a kazandırıldı. Hem de ABD’nin bilgisi kontrolü dâhilinde Ve ABD aniden Afganistan’dan çekilme kararı aldı. Düğün değil bayram değil, Eniştem beni niye öptü? ABD’nin milis gücünü oluşturan, parayla pulla, vaatlerle Taliban’ın karşısına çıkarılan gençler ortada kalmıştı. Taliban, onları tek tek fişlemişti ve öldürecekti. Bir kısmı ele geçirilerek katledildi. Lakin bir kısmı İran üzerinden ülkemize taşındı.
ABD’nin sesi çıkmıyor. ABD; bu yöntemi Kore’den Vietnam’a… Irak’tan Suriye’ye… Latin Amerika’dan Afrika’nın içlerine kadar hep kullandı. Kullanan aynı ama kullanılanlar değişti.
ABD için kendi çıkarı önemlidir. Yeri gelince yerli işbirlikçilerini; silahlandırır ve çeşitli vaatlerle kışkırtır. Demokrasi, hukuk, insan hakları hikâyedir. Dini ve milli duyguları, ele geçirdiği medya kanalları ile istismar etmekten de çekinmez. Toplumun ya da muktedirlerin; Siyasal İslamcı, solcu, milliyetçi tarikatçı, terörist olmasının bir önemi yoktur. Yeter ki, kendisine bağlı olsun ve hizmet etsin yeter!
Dinci örgütleri de bunlar kurduruyor. Müslüman, Müslümanı katlediyor. Kukla liderler ise seyrediyor. Soğuk savaştan kalma emperyalist yöntemi ABD; hala kullanıyor.
Afganistan’da Taliban terörü yeni başlıyor. Daha çok insan acı çekecek ve biz; daha çok göçle karşı karşıya kalacağız. ABD liderleri; “İnsan hakları ve demokrasinin yeniden yükselişini göreceğiz” derler. Bildik tekerleme… Arap Baharında göreceğimizi gördük! Biden geldi. Ne değişti? Afganistan’ı resmen ve alenen Taliban’a teslim etti. Erdoğan-Biden görüşmesinde çıkan sonuca göre, Türkiye Afganistan’da Kabil Havaalanı’nın güvenliğini sağlayacaktı. O da olmadı.
Taliban sözcüsü tüm yabancı güçlerin ülkeden çıkmasını, Kabil Havaalanı’nı kendilerinin koruyacağını açıkladı. Açıkça aba altında sopa gösterdi. Ve 31 Ağustos’a kadar süre verdi.
Türk ordusu hemen çekildi, ABD ise çekilmeye başladı. Birden Kabil Havaalanı’nda peş peşe bombalar patladı. Saldırıda çok sayıda Afgan ve 13 ABD askeri öldü, 18’i yaralandı. Saldırıyı DEAŞ üstlendi.
Bu saldırının zamanı manidardır. Taliban anlaşma gereği ABD kontrolünden çıkmayacak, kadınlara bazı haklar tanıyacak, kendi yönetimini oluşturacaktı.
Lakin Afganistan tek parçalı bir yapı değildir. Birçok dinci örgüt vardır ve farklı merkezlere bağlıdır. Saldırı ile Taliban’a gözdağı verilmiştir. Önümüzdeki süreçte Afganistan’da dinci oluşumlar arasında terör eylemleri hiç eksik olmayacak… Vekâlet savaşları tüm hızı ile devam edecektir.
Ya göçler? Göç yolu ile gelenler arasında iyi yetişmiş, askeri eğitim almış insanların olduğu söyleniyor. Bu insanlar ya belirli bir eğitimden sonra tekrar Afganistan’a gönderilecek ya da uykuya yatırılıp zamanı geldiğinde terör eylemlerinde kullanılacaktır.
Türkiye göçler konusunda hassasiyetini kaybetmemeli, gerekli önlemlerini alarak kontrolsüz göçmen almamalıdır.
Kimin eli kimin cebinde belli değil.
GÜNÜN SÖZÜ:
Çok kişiyle konuş, az kişiyle düşün, tek başına karar ver. Konfüçyüs