ANTALYANIN KAHYASI

Kime yazık acaba, Tuğba’ya mı?

Okullar açıldı. Milyonlarca öğrenci sabah olunca okul yolunu tutuyor. Yürüyemedikleri için okula gidemeyenler de var bu ülkede… 8 yıl zorunlu eğitime rağmen Devletin de görmezden geldiği engelliler…

***

Daha yedi yaşındayken elektrik direğinde akıma kapılarak iki kolunu kaybeden Iğdırlı Yusuf Akgün, kendini diğer insanlardan farklı görmedi, azmini kaybetmedi, hiç değise yürüyordu. Çoğu engelsiz insandan çok daha başarılı oldu. Ağzıyla tuttuğu kalemle resim yaptı, sergi açtı, üniversiteyi burslu kazandı. Koşu Kickboks ve yüzmede dereceler yaptı…

***

İlayda Karaçanta’nın dramı daha doğduğunda başladı. Sekiz aylıkken dünyaya geldi ve konduğu kuvözde kaptığı mikrop yüzünden yürüyemedi. Bugüne kadar tam sekiz ameliyat geçirdi. Hastalıkla mücadele ederken bir de okul engeli çıktı. 7 Yaşına gelince annesi Pervit Kulat, o’nu bir Devlet okuluna yazdırmak istedi. Fakat, “Yaşıtları tarafından itilip-kalılır, psikolojisi bozulur” gibi mazeretlerle İlayda’yı okula almamak için her bahaneyi buldular. Pervin hanım kızı için engellilere eğitim veren koca istanbul’da oklul aradı ama bulamadı. Sonunda yine Devlet okulunun kapısını çaldı. Bir kez daha kapılar , “Okulda yanında durun, tuvalete biz mi götüreceğiz” denilerek yüzüne kapandı. Sonunda Ortaköy’deki Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu’na yaptırabildi. Ama servis lamadığı için bir yıl sonra devamsızlıktan kaydı silindi.

***

Antalya'da bel kemiğine baskı yapan bir kist ile dünyaya geldiği için doğuştan engelli Tuğba Ak da diğer engelliler gibi Allah’ın verdiği azimle yılmadı, çalıştı-çabaladı-didindi ve Devletin, “Mecburi okuyacaksın. Yoksa ceza veririm” dediği zorunlu eğitimi tamamlayıp 14 yaşında girdiği sınavda Kepez Anadolu Lisesi'ni kazandı. İlköğretim eğitimini evlerinin yakınındaki bir okulda tamamladığı için sorun olmamıştı ulaşım Tuğba için. Tuğba Ak'ın yaşadıkları yerden kilometrelerce uzakta bir okulu kazanması ise ulaşım açısından sorun oldu. Bu kez tekerlekli sandalyesi yüzünden okul servislerine alınmadı Tuğba…

 

İşte Tuğba gibi, İlayda gibi binlerce öğrenci var ülkemde. Okumak istiyorlar, ama okula gidemiyorlar. Genelde geçim derdindeki anne babalar çaresiz, devletimiz çaresiz mi? Aslında hayır… Ama mevzuat hazretleri var ya, her şeyin önünü keser bizde.Bir de buna bizim toplum olarak duyarsızlığımızı eklersek sonuç budur işte.

 

Sorumsuzluk ve de duyarsızlığımız bazı değerlerimizi yitirmemize neden olmuyor mu?

 

Biz gene dönelim bizim Tuğba kızımıza… Anne Güneş Ak feryat ediyor:

 

''Çözüm yok, akıl veren çok. Kızımın, arkadaşlarıyla birlikte normal şekilde okula gidip gelmesini istiyorum. Kazandığı okul, engelli bireylere göre düzenlenmiş. Okulun içinde çok rahat hareket eden, her teneffüs arkadaşlarıyla bahçeye çıkabilen Tuğba, okuluna da arkadaşlarıyla ulaşabilmeli''

 

 

Antalya Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay’ın bu konuda çözüm arayışında olduğuna inanıyorum. Nitekim Gülay, yaptığı açıklamada, şehirde son yıllarda yapılan okulların engelli öğrencilere göre planlandığını belirtti. Gülay, ''Engelli çocuklarımız için asansör ve engelli rampaları yapıyoruz. Tuğba'nın okulunda da her türlü fiziki altyapı var. Yani engelli çocuklar okulun kapısından girdiği andan itibaren sorumluluk bana ait. Ulaşım sorununa ise karışamam'' dedi.

 

Haklı da. Karışamam demekte haklı. Çünkü mevzuat hazretleri bu görevi başka kurumlara vermiş. Bu kurumlardan biri Antalya Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi (UKOME)… Bu dairenin Başkanı Nazif Altınpınar ise görev ve sorumluklarının okul servislerine güzergah belgesi vermekle sınırlı olduğunu söyledi. Altınpınar, önümüzdeki birkaç yıl içinde AB'ye uyum çerçevesinde Türkiye'deki ulaşım araçlarının tamamının engellilerin de yararlanabileceği şekilde dizayn edilmiş olacağını ifade etti.

 

Bana göre en güzel yanıtı da Antalya Servisçiler Odası Başkan Vekili Mehmet Uç vermiş. Yaptıkları işin bir eğitim hizmeti olduğunun farkında değil hazret. Sanki insan değil mal taşıyor, ya da kendini dolmuş şoförü sanıyor. Başka bir ifade ile bu sözleri sarfederken, gözlerinin içinde dolarlar cirit atıyor:

‘’Tuğba Ak'ın servisle taşınması için araçtaki çift kişilik koltuklardan birinin sökülmesi gerekir. 'Servisçiye de günah. Çocuğun velisi de buraya kadar iki kez geldi. Bir çözüm bulamadık''

 

Bu lafın üzerine başka söz olabilir mi sizce…

Tün engelli kardeşlerim biraz daha sabredin. AB’ye girince bir şeyler değişecdek mi bilemem ama kafalarımızı zor da olsa birileri değiştirecek. Oysa biz birilerine ihtiyaç duymadan kendimiz değiştirsek daha ehven değil mi?

 

Yayın Tarihi
27.09.2010
Bu makale 3422 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Türkiyede bazı şeyler değişiyor derken, gördük ki hiçbirşey değişmiyor, Kafa yine aynı kafa, çözüm yerine bahane. Tuğba için bir servis arabası ayarlamak belediye için bu kadarmı zor. Servis bulanamadı diye Tuğba okula gitmesin bile derler bunlar. 2010 Türkiyesinde bunlar yaşanıyorsa çok yazıkkkkkkkkk.

Hatice ÖZEL 29.09.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!