Türkiye, 15 Temmuz darbe teşebbüsünü önlemekle bir felaketin eşiğinden dönmüştür. Türk milletinin direnişiyle püskürtülen bu darbenin etkileri hala toplumun hafızasında yerini korumaya devam etmektedir. Ülkemizde gerçekleşen bütün darbeler askerin üst düzey komutanlarınca planlandığı halde, 15 Temmuz; onlardan farklı olarak “ordu dışından” örgütlendirilmiştir.
Darbe nedir?
Darbeyi Türk Dil Kurumu; "Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi" olarak tanımlanmıştır. Ve bu tanıma göre 15 Temmuz; ordu içine yıllarca yerleştirilmiş… FETÖ olarak tanımlanan, mistik bir dini anlayışla yapılandırılmış unsurlar eliyle CIA desteği ile gerçekleşen bir darbe girişimidir.
Darbeler ne için yapılır?
Askerî darbe, bir ülkede silahlı kuvvetler mensuplarının silah zoru ile ülke yönetimine el koymasıdır. Hükûmetlerin, ekonomik ve sosyal sorunları çözmekte başarısız oldukları iddiası, cuntacılar tarafından askerî darbelerin başlıca sebebi olarak gösterilir.1960 ihtilali ve 1980 askeri darbesi örneğinde olduğu gibi.
15 Temmuz gecesi, “Akıncı Üssü’nden havalanan F-16’ları kalabalık insan gruplarının üstüne ateş yağdırmış, TBMM bombalanmış, ülke genelinde 249 sivil, asker ve emniyet mensubu şehit edilmiştir.
Bu darbe önlenemeseydi ne olurdu?
“Ordunun kendi içinde çatıştığı, polisin ordunun bir kesimiyle çatıştığı durumlar yaşanabilirdi.” Çok büyük kanlı bir karmaşa… Kimin hangi tarafta durduğunun belli olmadığı bir ortam olurdu.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan saat 00.37’de CNN Türk’te açıklama yaptı, halkı demokrasiyi savunmaya çağırdı. Bu, darbeciler için sonun başlangıcı oldu.” Darbenin bastırılmasında en önemli faktör; medyanın farkındalık yaratarak tek ses olması ve halkın demokrasi adına sokağa çıkmasıdır.
Çok şükür darbenin defteri dürüldü. Zaman, Asker ya da sivil kamu kurumlarında hukuku, hukuka bağlılık kültürünü, yargıda bağımsızlık şuurunu güçlendirme zamanıydı. Yapıldı mı?Yapılmadı. Bu darbe girişimine sadece iktidar değil, muhalefet ve meclis de karşı durdu. Halkın her kesimizden tepki yağdı. Vesaire… “Ama 15 Temmuz darbe girişimi daha ilk günde tasfiye edildiği halde siyasi hayat bir türlü normalleşmedi.”Oysa çatışma yerine, örgüt tarafından kandırılmış ve aldatılmış kesim ile (suçlular hariç tutulmak kaydıyla) uzlaşma aranabilirdi.
Bunun yerine kamplaşma, cepheleşme süreçleri başlatıldı... Diyalog... Uzlaşma... Hoşgörü... Demokrasi kültürünün bu en temel kavramları…” İntikam uğruna hiç edildi. “FETÖ ile mücadele” ve FETÖ tehlikesi” adı altında Olağanüstü Hal tesis edilerek sistem değişikliğine gidildi. FETÖ hain darbesi, iktidar için “Allah’ın bir lütfu” haline getirildi. Zira OHAL kapsamına, “fırsat bu fırsattır” bakış açısıyla darbe girişimi; terörle mücadele kapsamına alınarak ülke KHK’larla yönetilmeye başlandı.
KHK’lar sadece teröristlere mi uygulandı? “Hayır.” Bazı bakanlar; “hukuk arkadan gelir” diyerek keyfi işlemlerini, KHK zırhına büründürdü. İktidara muhalifler, iktidar karşıtı olmamakla birlikte özgürce yazan ve konuşanlar, gazeteciler… FETÖ örgütü ile ilişkilendirilerek soruşturmaya tabi tutuldu. Sonrasında beraat alsan ne yazar! İtibar suikastı… Hâlbuki “lekelenmeme hakkı” evrensel bir haktır. Tabi ki, hukuk devletinde… Emekli bile olsan, İçişleri Bakanı kararı ile istenirse rütben elinden alınabilir ya da disiplin cezasına tabi tutulabilirsin! “Kitabına uygun olarak…” FETÖ mağduru olmuşsun, onların yüzünden emekliliğe zorlanmışsın, darbe ve FETÖ aleyhine yazıların ve kitapların çıkmış kimin umurunda… Yazma! Konuşma! Duyma! Hele iktidarı sakın eleştirme! Ne yapayım? El etek öp! Herkesin karakteri buna müsait değil ki…
FETÖ’den boşalan kadrolara liyakatten uzak bir atama usulü ile yandaşlar ve bazı tarikat mensuplarının yerleştirildiği iddiaları ise ayyuka çıktı. Yalanlanmadığına göre, “Doğru…” Bunların yarın METÖ olmayacağının garantisi var mı? FETÖ Borsa’sı kur, milletin malına çök! İstediğini hiçbir kural tanımadan yap! Senden olmayanı ötekileştir! Laik düzeni etkisiz kıl! Sonra da FETÖ tehlikesi arkasına sığın! Olmaz olsun bu FETÖ… Ne hayatları kararttı. Binali Bey’in deyişi ile "İtaat et rahat et" anlayışında isen, FETÖ mensubu olsan da gel! Yeter ki, paran olsun!
“15 Temmuz, kurgulanmış ya da kontrollü bir darbe” iddiaları olayın boyutunu basitleştirir. Ortada bir darbe teşebbüsü vardır ve dahli olanlar şiddetle cezalandırılmalıdır. Bizim itirazımız; 15 Temmuz’un bahane edilerek, haksız mağduriyetler yaratılması, hukuksuz ve keyfi davranılmasıdır. Hele bu süreci kişisel menfaatlerine alet edip kumpas ve iftiralar ile rakiplerini elemeye kalkanların itibar görmesinedir.
Tam bir akıl tutulması!
FETÖ yapılanmasını devlete kim soktu? İktidar kısmen de olsa sorumluluğu üstlendi. Erdoğan: “Rabbim ve milletim beni affetsin" demekle kalmadı. Mesela "Bundan dolayı hem Rabbimize hem milletimize verecek hesabımızın olduğunu biliyorum" dedi. Bunun bir siyasi bedeli oldu mu? Hayır! FETÖ denen zilleti yere göğe sığdıramayan siyasilere bir şey oldu mu? Hayır. Ya FETÖ ileri gelenleri? Onların keyfi yerinde! ABD koruması altında, gül gibi geçinip gidiyorlar!
Şimdi soralım: Böyle bir gün, Kürşat Destanı, Ergenekon Destanı, Gılgamış Destanı. Çanakkale Destanı ve Başkomutanlık Meydan savaşından daha önemli ve daha değerli tutulabilir mi? Ya bayramlar? Bu ülkenin milli ve dini bayramları bellidir. 15 Temmuz 2016’da devlet sokağa düşmüş ve halk devletini sokakta toplamıştır. O gün Türkiye'de yaşananlar... Kimilerinin dediği gibi, “devletin yeniden kurulduğu tarih” değildir. Ülkenin yönetimini darbe ile ele geçirmeye çalışan hain bir yapının, eski ortağı ile giriştiği iktidar ve güç mücadelesidir. Yani kapkara bir gündür. Türk milleti zaruret doğduğunda ülkesine ve devletine yine sahip çıkar.
Devlet görevlileri, kanunların kendisine verdiği görevlerin dışına çıkmamalıdır. İktidarlar gelir geçer. Devlet bakidir. Eğer akıllarını bir kişiye, bir guruba ya da ideolojiye ipotek ettirenler doğru ile yanlışı göremez.
“Vur de vuralım! Öl de ölelim!”
İktidarda olanlar, itaat ve sadakat yerine sadece liyakat ilkelerine göre hareket etseydi, belki de böyle bir felaket yaşanmayacaktı. FETÖ gibi yapılar, uzun yıllar boyunca gizlilik, kayırılma, soru çalma gibi çirkin usullerle devlet içinde örgütlenmedi mi? Darbe girişimi haber alındığında önlenebilir miydi ? Kim bilir o zaman bu kadar şehit verilmez, mağduriyetler yaratılmazdı.
Fıkra gibi söz;
“FETÖ terör örgütü darbeye kalkıştığı zaman, ilk defa toplum kimsenin tahmin edemeyeceği ve öngöremeyeceği şekilde, büyük bir kahramanlık destanı yazarak inanılmaz başarı elde etti. 15 Temmuz gecesi insanlar, 11. katta alçaktan uçan F-16’lara kafa atarak şehit oldular.” Prof. Mazhar Bağlı, Esenler Belediyesi Bilim Kurulu Başkanı E. AK Parti Milletvekili