Yeni Zelanda’da iki camiye saldırarak 50 masum Müslüman katledildi.
Bu olay giderek kabarmakta olan İslamofobinin kanlı bir örneği mi?
Katliamı yapan Brenton Tarrant, Müslümanlardan nefret etmekte, tarihî Hilal-Haç savaşlarını günümüze taşımayı düşlemektedir.
Görüntü öyle.
Tüm semavi dinler terörü reddeder.
Karşılıklı anlayış ve hoşgörüyü öğütler.
Buna rağmen, bu olayın benzer örnekleri Ortadoğu’da sürekli yaşanmaktadır.
Cami bombalama… Güvenlik noktalarına canlı bomba… Katliamlar…
IŞİD ya da PKK’nın kanlı eylem türleridir.
Tüm bu eylemler…
“Kimlikler çatışmasının bir örneğidir.”
Perde arkasında güç ve iktidar savaşı…
Ekonomik ve stratejik kaynakları ele geçirme operasyonları vardır.
Bu amaçlar için…
Her şeyi mubah görülmekte, gerektiğinde din araç olarak kullanılmaktadır.
Tarrant’ın kin ve nefret kusan 74 sayfalık “Manifesto ”sunu dikkatlice bakın!
Terörist, asırlar öncesinde kalmış olayları halen devam ediyormuş gibi algılıyor.
Ve o olaylara “tarih” diye bakmıyor.
Sanki şu anda yaşanan, güncel gerçeklermiş gibi algılıyor.
Saplantılı ve hasta ruhlu birisine benziyor.
Bin üç yüz yıl önce…
Frank Ordusu İslam Ordusunu yenmişti, Frank Ordu Komutanı da Şarl Martel isimli bir komutandı.
Terörist kendisini Şarl Martel gibi görüyor.
Camideki Müslümanları da İslam Ordusu…
Katilin diğer bir simgesi Hunyadi Yanoş.
Kim bu zat?
Altı yüz yıl önce Osmanlı padişahları II. Murat’la ve Fatih’le savaşmış, Osmanlılara karşı arka arkaya galibiyetler almış, bir Macar Ordu komutanı…
Haçlı ordularına komuta etmiş, “ biz kral için değil, dinimiz için savaşıyoruz” diyen yetenekli bir asker.
O da idolü.
Yeni Zelandalı katilin silahında büyük harflerle “TURKOFAGOS” yazılı.
Bunun anlamı ne biliyor musunuz?
“Türk-Yiyici”
1820’lerdeki Yunan isyanında sivil Türklere uyguladığı katliamla ün kazanan Nikitas Stamatelopoulos’a takılan isim.
Terörist, kendisine bu unvanı vermiş belli ki…
Onun yaptıklarını benimsemiş.
Yeni Zelandalı katilin hayran olduğu biri de Radovan Karadziç.
Sırp faşisti, Müslüman Boşnak katliamcısı…
Sözde Avrupa’yı “Türk istilasından koruyoruz” diyen insanlık düşmanı.
Sürekli Kosova’ya atıfta bulunuyorlardı.
Neden mi?
Birinci Kosova savaşı tarihte Sırp milliyetçiliğinin ilk yeşerdiği ve bugün Sırpların çok önem verdiği bir savaştır.
Teröristin hayranlık duyduğu bir başka isim Anders Breivik’tir!
Azılı bir terörist…
Norveç’te 2011 yılında 77 kız ve erkek öğrenciyi “bunlar solcu, bunlar liberal, bunlar göçmen yanlısı” diye öldürdü.
Görüldüğü gibi terörist; tarihin kanlı sayfalarını çevirip, İntikam amaçlı hareket etmiştir.
Tarihin değişim yönünü görmemiş ya da görmezden gelmiştir.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan “Avrupa’da en büyük Müslüman grubun lideri…”
Alman Başbakanı Hristiyan Demokrat Merkel’den göçmen yanlısı…
Olduğundan bahisle, nefret ediyor.
Kim ne derse desin, bu terör saldırısı karşısında, Yeni Zelanda başta Başbakan Ardern olmak üzere, halkıyla, parlamentosuyla, siyasetçileriyle ve basınıyla dünyaya örnek olacak nitelikte başarılı bir sınav verdi.
Müslümanları kucakladı.
“Olayı şahsı ve partisi için siyasi bir kazanım vesilesi yapmayı düşünmedi.”
Terörist için, “O bir terörist, O bir suçlu, O bir aşırılıkçı. Şöhret olmayı istedi ama ona hiç bir şey vermeyeceğiz” dedi.
Her olayı siyasi kazanım vesilesi yapmaya çalışan…
Kendisi gibi düşünmeyenleri en ağır şekilde suçlayıp şeytanlaştıran…
Bütün inanç değerlerini acımasızca kullanan…
Liderlerin çok olduğu günümüzde böyle liderler de var.
Bazı batı ülkelerinin aksine…
İslam düşmanlığı yapmayan, Müslüman göçmenlere insanca davranan Batılıları da unutmayalım.
Onları incitmemek gerekir.
Nasıl DEAŞ gibi dinci terör örgütleri Müslümanlara mal edilemeyeceği gibi, Hristiyan toplumlar da bu tür eylemler sebep gösterilerek düşmanlaştırılamaz.
Tek kişinin gerçekleştirdiği bir terör olayına, Hilal-Haç çatışması diye bakmak doğru değildir.
Başka bir ifadeyle, kimlikler çatışmasını körüklemek kimsenin yararına olmayacaktır.
İnsanlığa…
Bilim, hukuk, barış ve hoşgörü lazımdır.
Çözüm…
Birlikte yaşama kültürünün geliştirilmesidir.