Kamuoyu araştırma şirketlerinin hemen her gün anketlerini ve tahminlerini okuyoruz. Bunlardan çoğu yanlı ve midesi ile bir yerlere bağlı olan şirketlerdir. “Parayı veren düdüğü çalar.”
Erdoğan’ın karşısına çeşitli adaylar çıkarıyorlar ve seçim sonuçları hakkında yorumlarda bulunuyorlar. Bunların hepsi halkı manipüle etmek, yani var olan fikrini değiştirmek amacıyla yapılan operasyonlardır. Lakin son sözü millet söyleyecektir.
Haklarını yemeyelim, sadece saha verilerini ortaya koyan ve yorum yapmaktan itina ile kaçınan araştırma ve anket şirketleri de var.
Cumhur İttifakı adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına kim aday olarak çıkacak? Buna Millet İttifakı’nı oluşturan 6 partinin lideri karar verecektir. 6’lı masayı oluşturan liderler, hem seçmenlerinin karşısında zor duruma düşmemek hem de seçimi kazanmak için uygun ve kazanabilecek bir aday bulmak zorundadır.
Gösterilecek adayın her kesimin oyunu alabilecek potansiyeli sahip olmakla birlikte, devlet aklı ile hareket eden, deneyimli ve devlet tecrübesi olan birisi olması ülkenin yararına ve hayrınadır.
Kılıçdaroğlu dışında 6’lı masadan hiçbir lider adaylık görüntüsü vermiyor. Meral Akşener ise “ben başbakan olacağım” diyerek işin içinden sıyrıldı ve dikkatleri sistem değişikliğine çekti.
Bu aday kim olmalı? 6’lı masadan kimsenin itiraz etmeyeceği ve parti tabanlarının da karşı çıkamayacağı, çıksa bile karşıtı az olan bir aday olmalıdır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun niçin aday olmaması gerektiğini daha önce birkaç kez yazmıştım. Kılıçdaroğlu, deneyimi, birikimi ve uzlaşmacı kimliği ile bu göreve layıktır. Lakin seçimi riske sokar.
Millet İttifakı’na mensup liderler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkarsa, ortak adaylık konusunda uzlaşacakları isim kim olur? İşte kilit soru budur. Bu soruyu en yakın çevrenize sorarsanız, birçok ismi dillendireceklerini göreceksiniz. İsmi çıkanlara hemen kulp takanlar ve asılsız eleştirilerde bulunanlar da olacaktır. Bana böyle bir soru yöneltseniz, “CHP İstanbul milletvekili İlhan Kesici olur” derim. Zira doğru ve etik olan seçime CHP’li bir adayla gidilmesidir. Lakin her CHP’li ile seçim kazanılmaz.
Neden İlhan Kesici? Resmi web sitesinden özgeçmişine bir baktım. ODTÜ Endüstri Mühendisliğini bitirmiş, aynı yerde yüksek lisansını yapmış… Türk ekonomisine yön veren ve ne hikmetse kaldırılan DPT müsteşarlığı görevinde bulunmuş, Türkiye- AB Karma Parlamento Komisyonu’nda ve NATO’da çeşitli görevler üstlenmiş… Bir dönem ANAP, 2007 yılından itibaren de CHP milletvekilliği yapan tecrübeli bir parlamenter İlhan Kesici.
Ekonomiyi çok iyi biliyor. Dış dünyayı tanıyor ve tanınıyor. Milliyetçi ve merkez sağ gelenekten geliyor. Ve uzun süredir CHP milletvekili… Üstelik gösterişten uzak, sade bir yaşantısı var. Ona karşı bir seçmen bloğu da yok. Böyle bir isme kim itiraz edecek? 6 parti tabanının da itiraz edemeyeceği, hatta iktidar yanlılarının bile bir kulp takamayacağı bir isim istediniz, ben de aklımdan geçeni söyledim!
İlhan Kesici’nin hiç mi dezavantajı yok? Tabi ki var! Çok konuşan ve şov yapan bir siyasetçi olmadığı için özellikle 40 yaş altı seçmen ile Z kuşağı yeterince tanımıyor. Olsun! “O kadar kusur kadı kızında da olur.” Hatırlayın… İstanbul Büyükşehir adaylığı ilan edildiğinde İmamoğlu’nu kim tanıyordu? Rakibi ise AK Partinin en ağır topu Binali Yıldırım’dı. Günümüzde iletişim ve sosyal medya o kadar ilerledi ki, bir aylık kamuoyu çalışması ile bu sorun çözülür.
“Vay efendim hitabeti zayıf, Erdoğan onu laf ile boğar.” İşte burası önemli! Millet öfke dilinden ve kayıkçı kavgasından bıktı. Erdoğan hitabet konusunda usta bir siyasetçi… Bu nedenle sözlerine cevap yetiştirmeye çalışan aday kaybeder.
İlhan kesici eğitimi, zekâsı, nüktedanlığı ve kariyeri ile Erdoğan’ın seçim stratejisinin tüm ayarlarını bozacak bir isim olarak yanı başımızda duruyor.
Memleketin yüzde 60’a yakını son ekonomik sıkıntılardan sonra “bu sistem değişsin, bunlar gitsin” diyor. Yüzde 60’ı konsolide edecek, ortak paydası çok olan, İlhan Kesici veya Mansur Yavaş gibi bir aday bulunamaz ise seçim kazanılması başka bir bahara kalabilir! İki adaydan önceliğim tabi ki, İlhan Kesici olur.
Neden İlhan Kesici? Dünya politika ve ekonomi zirveleri ile iletişim yeteneğine sahip, ekonomiyi bilen… Dış dünyaca tanınan ve dış politika belirleyebilen… Geleceğe dönük siyasi hırsı olmayan… ”İnançlara saygılı, laiklik ve toplum değerleri konusunda duyarlı… Siyasi ahlak sahibi ve dürüst siyasetçi imajına da gayet iyi oturan… Ülkeyi normale dönüştürecek ve toplumsal barışı sağlayacak… Egosu sıfıra yakın, mütevazılığı yanında nüktedan olan bir isme ihtiyacımız var.
Üstelik İlhan kesici, “Benim adayım Kılıçdaroğlu ’dur” diyecek kadar saygılı ve ekipçilik yapmayacak kadar birleştirici bir isimdir. “Cumhurbaşkanı adayı tartışmasına girmek çok erken ve çok yanlıştır. Millet İttifakı’nın iki büyük partisinin genel başkanı günü geldiği zaman (katılması beklenen partilerle) baş başa karar verileceğini söylüyorlar.” “Baş başa bağlı, baş meşverete bağlıdır!” diye paylaşımda bulundu. Ne kadar güzel!
Şimdi sormak gerekir, muhalif olanlara. Bu özellikleri taşıyan, her kesimden çok rahat kabul görecek, “Kürtler oy vermez” ya da “milliyetçi ve muhafazakârlardan oy alamaz” denemeyecek bir isim daha var mı elinizde. Varsa onu gösterin! Amacınız “bağcıyı dövmek değil, üzüm yemekse…”
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş öyle kolay olmayacaktır. Her doğum sancılı olur. Bu iş her babayiğidin yürütebileceği iş de değildir. Devlet adamlığı tecrübesi, demokrasiye ve hukuka inanmışlık ve milli iradeye sahip olmak gerekir.
İktidarı kariyer ve liyakatsiz kadrolar bitirmedi mi? Ve İlhan Kesici, tam da şu zamanlarda istenilen ve aranılan bir isimdir.
“Bir mektup yazdım Hasan’a / Ha Hasan’a ha Sana.”