ANTALYANIN KAHYASI

Yeni Türkiye Gerçeği

Evet Türkiye gerçekten değişiyor.  Adına ne derseniz deyin; ister “Erdoğan’ın Yeni Türkiye’si”, ister “Yeni Rejim, yeni Devlet” deyin. Ne derseniz deyin,Türkiye Cumhuriyeti Devleti değişiyor, ister beğenin, ister beğenmeyin ağır ağır değiştiriliyor.

Şöyle bir etrafınıza bakın; 15 yılda neler değişti?

Komşuluk ilişkileri, Türk’ün misafirperverliği, esnafın Ahi Kültürü, akrabalık, kardeşlik, büyüğe saygı, küçüğe sevgi… Birileri geldi, bunların hepsini silip süpürdü. Türk Kültürü ve ahlakının özetlendiği andımız kaldırıldı bir sabah.

“Türk’üm, doğruyum, çalışkanım,

İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türküm diyene!"

Kime ne zararı vardı bu sözlerin. Vardı tabi, Çözüm süreci (!) denen safsatanın getireceği oy hesabı koca bir ulusun hiçe sayılmasının eseriydi bu karar… Sırf onlar mutlu olsun diye Türkiye Cumhuriyeti yerine Türkiye demeye başladık, bu devletin hakim ve savcılarını ayaklarına götürüp bu Devlete ihanet edenleri devlet eliyle temize çıkardık.

Ne oldu sonuç?

Bu süre içerisinde resmi rakamlara göre iki bini aşkın asker, polis ve korucu öldü. Yine resmi rakamlara göre 12 bin PKK’li öldürüldü. Ve yine bu süre içerisinde bine yakın sivil hayatını kaybetti.

***

Yetmedi; bu yüce Devletin, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü yavaş yavaş kitaplardan, okullardan, kafalardan silmeye çalıştık. Müfredatlardan Atatürk’ü çıkardık. Atatürk’e küfredenler, heykellerine saldıranlar, okullardan indirilen fotoğraflarını çöplüklere attık.

Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan hakkında “Çankaya’nın nikahsız First Lady’sidir” deme cüretini ve ahlaksızlığını gösterdik.

Muhterem annesine, annemize ağızlara bile alınmayacak yaftalar yapıştırdık.

Bütün bunlar Atatürk’ü toplumun gönlünde itibarsız kılma projesinin birer parçasıydı.

Ne oldu sonuç; Atatürk’ü bu milletin yüreğinden silebildik mi? Kalbinden söküp atabildik mi?

***

Bir de başımızı FETÖ belası geldi bu dönemde. Sonuçta 15 Temmuz’a kadar uzanan bir ihtilal girişimi;

Bu grup; Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere, Hakim ve Savcılar, polis teşkilatı ve eğitim kurumlarını iktidarı desteği ile ele geçirerek işi devleti ele geçirmeye kadar götürdü. Bu süreçte en büyük tahrip edilen kurumlardan biri de yargı oldu. Gülen Cemaati ile birlikte kurulan ortaklıkla yargı, iktidarın kırbacı haline geldi. TSK’ya tamamen sahip olma projesine göre, yıllardır devam eden Askeri liselere, Harp Okulu’na kendilerinden olan çocukları soruları çalarak sokarken, yine kendilerinden olmayanları ordudan atmak için Balyoz ve Ergenekon suç örgütleri üretildi. Bu ülkenin taraflı yargısı, bu ülkenin 3 yıl Genelkurmay Başkanlığını yapmış Orgeneral’ini “Terör Örgütü Elebaşı” diye demir parmaklıklar arkasına attı. Askerin namusu Kozmik oda açılarak, gizli belgeleri şimdi Terör Örgütü olarak anılan FETÖ’ye verildi.

Fettullah Gülen ve cemaatini yıllarca kucaklayan iktidar nihayet 15 Temmuz’la birlikte “Aldatıldık” diyerek, ülkeyi içinden çıkılmaz bir girdaba soktu. “Olağanüstü Hal” Yasası ile tutuklananlar, serbest kalanlar, suçlular, suçsuzlar, suçlu olup da yalakalıkla serbest dolaşanlar her şey birbirine karıştı.  Cumhurbaşkanımızın yaveri dahil, Devletin üst kademelerine yerleştirilen kişiler vatanına, milletine ve devletine ihanet ettiler. Bir cemaatten ağzı yanan iktidar, yoğurdu üfleyerek yemek yerine yeni cemaat arayışları ile adeta sütü ikinci kez kaynatmaya başladı.

***

Geçen 15 yılda başka neler değişti, neler…

Enflasyon, faiz ve işsizlik gibi temel ekonomik göstergelerde maalesef hep kötüye gidiş yaşandı,

Kuzey Irak’da askerimizin başına çuval geçirildi, hem de Ortadoğu'da partnerimiz ve de  müttefikimiz ABD tarafından,

Bu milletin özgür sesi kısıldı, Medya ele geçirildi, gazeteciler hapse atıldı

Banka genel müdürlerinin evlerinde ayakkabı kutularında milyon dolarlar bulundu,  yanlışlık olmuş diye faizi ile iade edildi,

Devleti yöneten bakanlar ve çocukları yolsuzlukla suçlandı, hatta başka devletlerde haklarında tutuklama kararları verildi,

8-11 mayıs 2013 gezi dirinişi siyasi hayatımıza damga vurdu,

Futbol Milli Takımımız ilk kez bir başarıya imza atarak Dünya üçüncüsü oldu,

15 yıllık AKP iktidarları boyunca 6 Milli Eğitim Bakanı görev yaptı. Her birinin farklı uygulamaları ve yöntemleri oldu. Müfredat her biri tam anlamı ile değiştirdi.

TÜİK verilerine göre yaklaşık 15 milyon kişi yoksulluk sınırında, yaklaşık 3 milyon kişi de açlık sınırının altında yaşıyor.

Türkiye genç işsizlikte dünyanın en üst sıralarında. Üstelik işsiz gençlerimizin çoğu artık kalıcı iş bulma umudunu dahi yitirmiş durumda.

Uzun zamandır izlediğimiz yanlış dış politika yüzünden;
4 milyona yakın Suriyeli mülteciye kapılarımızı açtık, bu konuda Türkiye’ye her türlü desteği vereceğini söyleyen ve kendilerine gelen Suriyelileri sınır dışı eden AB ülkeleri yan çizdi, şimdilerde ülkemizdeki Suriyelilerin büyük bölümü huzursuzluk yaratmaya başladı kimilerinin terörist oldsuğu ortaya çıktı,

NATO dahil tüm müttefikleri ile sorun yaşayan, ‘’oyun kurucu olacağım’’ derken oyuna bile alınmayan bir ülke haline geldik,

AB başta olmak üzere batılı devletlerin hemen tümü ile gücümüzü göstermek adına kavgalı duruma düştük.
 

***

Daha çok sayılacak değişim var. Ancak en önemli değişim bu milletin üzerine örtülen ölü toprağıdır…  

Her derdimizi çözsün diye  Allah'a bırakan bir toplum olarak ;"Allah sonumuzu hayır etsin" demekten başka da sözümüz yoktur...

Yayın Tarihi
15.09.2017
Bu makale 1671 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!