Vergi kaçıranı savunmak mümkün mü?

Bir yazar için en kötü şey herhalde yanlış anlaşılmak, ya da kendini anlatamamak olsa gerek. Bizim köşemizin müdavimleri iyi bilirler ki; bu kalem hiçbir zaman satılık olmamıştır ve de doğru bildiğinden hiç şaşmamıştır.
Şimdi Antalya’daki diş hekimlerinin Vergi Dairesi tarafından adeta sıraya dizilerek “naylon fatura” kesmeye zorlandıklarını yazmış ve bu konuda sadece diş hekimlerinin değil, turizmcilerin de aynı dertten muzdarip olduklarını bize gelen bir mektubu yayınlayarak dile getirmiştim.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki; bütün bunları yazarken, kişileri değil, sistemi eleştirdim.
Vergi Dairesi Başkanı Mahmut Sütçü ile telefonla görüştüm, görüşlerini ikinci yazımda kaleme aldım. Tatmin olmamış olsa gerek yazılı bir açıklama göndermiş. Uzunca yazısında; Antalya Vergi Dairesi’nin 16.09.2005 tarihinde kuruluşundan başlayarak, yaptığı işler, misyonu, mükellefe sağlanan kolaylıklara kadar her şeyi anlatmış. Vergi denetmenlerinin nasıl seçildiği, görevleri, mükellef haklarına gösterdikleri özeni bir bir dile getirmiş. Vergi kayıp ve kaçaklarının takibinde, önlenmesinde ve bu konudaki mücadelelerinde de en büyük yardımcılarının mükellefle aralarında köprü görevi kuran serbest muhasebeci, mali müşavir ve yeminli mali müşavirlerinin de hizmetlerini taktir etmiş.
Ben de kendisine bu bilgilendirici ve aydınlatıcı mektubu nedeniyle teşekkür ediyorum.

Okurdan da eleştiri
Yazılarımıza eleştiri sadece sayın Sütçü’den gelmedi. Okurlarım da gönderdikleri mesajlarla beni eleştirip, devletin vergi memurlarının yıldırılmaması, tam tersi onlara destek verilmesi gerektiği dile getirilmiş. İşte onlarca mesajdan sadece birkaçı:
“Sayın Kahya; Ben Vergi Dairesi’nde örgütlü Türk Büro Sendikası Başkanı olarak, hem başkanla hem de çalışan memurlarla gurur duyuyorum. O mektuplar, ‘rüşvet istedi’ diyemiyor. O otelci ‘bedava konaklama istediler’ diyemiyor. Birileri bu memlekette kazanıp, vergisini vermeden ve de utanmadan bu ülkenin kaynaklarından faydalanıyordu. Bu durumun böyle devam etmemesini sağlayan Sayın Mahmut Sütçü ve Vergi Dairesi çalışanları demek ki fincancı katırını ürkütüyorlar.” Nuri Ünal 17.04.2009 Saat: 17.39
“Yazılanları okuyunca Türkiye'de neler oluyor diyesi geliyor insanın. Şimdiye kadar vatandaş memurun rüşvet çarkından bahsederdi. Özal mantığının (benim memurum işini bilir) hala devam ettiği varsayılırdı. Şimdi ise usulüne uygun denetimler yapılıyor, usulsüz olanlar cezalandırılıyor ama buna karşı çıkılıyor.” M.Yıldız 16.04.2009 Saat: 12.03
“Maliye teşkilatını kutluyorum. Vergi bilinci oluşması için vergi denetiminin şart olduğunu düşünüyorum. Denetim olmazsa yapılacak harcamalara tüm vatandaşlar katlanıyor.” Mehmet Baysan 15.04.2009 Saat: 23.59
“Ben bu ekibin bulduğu matrah farklarının da olması gerekenin yarısı bile olduğuna inanmıyorum. Yani damarlarına basıldığı düşünülenlerin ciroları mali denetimde çıkan ciroların kat kat fazlasıdır. Vergi bilinci ayrı bir kültürdür. Ben o ekibi canı gönülden destekliyorum. Başarılar...” Ali Şenbağcı 15.04.2009 Saat: 15.10
“Sanki bütün yorumlar aynı ağızdan yazılmış gibi bir izlenim doğdu bende. Yorumların yazım şekline ve saatlerine dikkatinizi çekerim.”  Recep K. 15.04.2009 Saat: 10.30
“Bu yazınızda keşke (adını açıkca verdiğiniz ve hedef gösterdiğiniz) denetçinin de cevabı ile açıklamalarını da görebilseydik. Neyse; Turizmci (O.S). ‘Yapılan denetimde herhangi bir eksiklik olmasa bile başka şeylerle tehdit ederek zoraki yüksek miktarlı faturalar kestirmekte, kesmek istemeyenleri, ‘arama kararı ile gelirim, polisle gelirim’ yanarsınız diyerek tehdit etmektedir’ demektedir. O zaman neden bu tehditlere boyun eğdiklerini merak ediyorum!  Emine Kasapoğlu 15.04.2009 Saat: 00.03
“Sn. Kahya ben serbest muayenehanesi olan bir doktorum ve kısa süre önce denetim geçirdim, hiç de yazıldığı gibi kaba ya da suçlayan bir tavırla karşılaşmadım, herkes gayet seviyeli biçimde görevini yapıyordu. Doğru düzgün çalışan kamu personelini de böyle yıldırmamalı aksine desteklemeliyiz.” Selma D. 14.04.2009 Saat: 23.10
“Ben vatandaş olarak şunu duydum... Muhasebe müdürü tanıdığım otelci var. Patronlar maliyenin bu ekibi olmasa ne maaşlarımızı tam gösteriyor, ne de kayıtlarımızı düzgün tutturuyorlar ve biz de sorumlu oluyoruz. Ayrıca sizin böyle bi araştırmanız oldu mu? Ve ben çevremde fişini, faturasını tam kesen ne dişçi gördüm, ne doktor... Korkuyorum fatura istersem hanımın ve benim tedavimizi iyi yapmazlar iyi diye.. Ama maalesef memlekette hep çalışanlar, işini iyi yapanlar cezalandırılsın istiyoruz... Öyle değil mi sayın Kahya? Engin Ay 14.04.2009 Saat: 22.26
“Bir vatandaş olarak vergi sistemindeki adaletsizliğe karşı tüm vatandaşların korunması için acilen gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Vergi yükü ağır olduğundan vatandaşlar daha az vergi ödeme yolları arıyorlar. Bunun için de çoğu zaman fatura kesmeden iş yapıyorlar.” Emir Atakan 14.04.2009 Saat: 22.01
“Vergisini tam veren hiçbir vatandaş maliyeciden korkmaz. Yani vergiyi kaçıran değil de enz zor iş olan vergiyi toplamaya çalışan fedakar memurlar mı suçlu? Mehmet Doğru

Son söz
Bu görüşlere katılmamak mümkün değil. Ancak karşı görüşe de değer vermek lazım. Bir işletme sahibi kendisine gelen aynı ekibin 200 bin TL tutarında fatura kesmesini istediğini söylüyor. Cevap olarak, “Hayır beni naylon fatura kesmeye zorlayamazsınız” dediğinde evraklarını didik didik etmekle tehdit ediyorlar.
İşte benim eleştirim bu noktada. Devlet mükellefine sahtekar gözü ile bakıyor.
Vergi kaçıranla mücadeleyi millet olarak hep birlikte yapalım. Nasıl ki, ben tüm yazılarımda Antkart’ı kayıtdışılığı ortadan kaldırdığı için savunuyorsam, dişçi, doktor, kuyumcu kim vergi kaçırıyorsa onlar için de bir yöntem bulalım. Ama devlet olarak tehdit ederek, ya da zorlayarak değil. Bilmem anlatabildim mi?