ANTALYANIN KAHYASI

Vali Bey Adrasan için gereğini yaptı sıra…

Gazetecilik anlayışım ve meslek etiği gereği Adrasan’la iligili soruşturma açıldıktan sonra ağzımı bile açmadım. Soruşturmanın tamamlandığını ve gereği yapılmak üzere dosyanın Kumluca Kaymakamlığı’na gönderildiğini öğrendim. Vali bey kamuoyunun bu kadar tepki gösterdiği Adrasan konusunda gereğini yaptı. Bayındırlık Müdürü soruşturdu, raporunu hazırladı, Valilik de gereği yapılmak üzere Kumluca Kaymakamlığına talimat verdi.  

Şimdi sıra Kumluca Kaymakamlığında…

Raporda 2004 yılında 57 olan kaçak yapı sayısının artışı ve yıkım kararı var.

Bugüne kadar Adrasan konusunda yaptığımız yayınları yalanlamaya çalışanları yalanlıyor raporlar…

Adrasan Belediye Başkanı’nı melek gösterenleri, kendilerine “Adrasan Gönüllüleri” diye adlandıran güzel insanları tehdit edenleri utandırıyor rapor…

Biz medya olarak Antalya Valiliği tarafından gereği yapılmak üzere Kumluca Kaymakamlığına gönderilen raporun açıklanmasını bekliyoruz. Ve de gerğinin yapılmasını…

Bu arada, Adrasan Gönüllülerinin duygularını bir kez daha dile getiren ve kendini hala görmediğim Nuri Sarıyıldız’ın son mektubunu da sizlerle paylaşmak istiyorum:

 

“Adrasan gönüllüleri olarak 16.Ağustos 2009 tarihinde basında yayınlanan mektubumuz ile başlattığımız mücadelemizi kararlılık ile sürdürmeye devam ediyoruz. Kararlıyız çünkü vatanımızı ve milletimizi çok seviyor ve üzerine titriyoruz. Çok ağır bedeller ödeyerek kurduğumuz güzel Ülkemizin bir hukuk devleti olmasını kanunların uygulanmasını istiyoruz. Ülkemizin doğusunun batısının, kuzeyinin güneyinin gelişmesini, kalkınmasını ve çağdaş yaşamın tesis edilmesini hayal ediyoruz Rüyanızın gerçekleşmesini istiyorsanız, öncelikle uykudan uyanmanız gerekir. Bizim vizyonumuz uyuyan herkesi uyandırmak ve sorunlara dikkat çekmektir… Devleti temsil eden köydeki Muhtardan şehirdeki Valiye kadar tüm bürokrasinin varlık amacının vatandasın hayatini zorlaştırmak değil, sorunlarına çözüm getirmek olduğunu düşünüyoruz. Vatandaşlarımızın yasam kalitesini arttıran ve hayatini kolaylaştıran her türlü kolaylığı saygı ile selamlıyoruz. Yaşanan sorunların, problemlerin, eksikliklerin, kanunsuzlukların, mafyalaşmanın, yağmacılığın, rüşvetin, zimmetin, görevi kötüye kullanmanın, korkmadan çekinmeden gündeme getirilmesine, hesabının sorulması gerektiğine kalpten inanıyoruz. Sorunlar ortaya çıkacak ki devlet bunları çözmek için önlemler alacak ve böylece gelişim ve çağdaşlaşma olacak. Yapılan yağma yağmacıların yanına kar kalmamalı hesap sorulmalı, yağmacılık normalleştirilmemelidir. Normalleştirilen yağma üzerine kurulmuş şehirlerimiz cevre ve doğaya da tecavüz edildiği için, doğa ile oyun oynanamayacağı için acılara vesile olmaktadırlar. Bunları engelleme, değiştirme sansımız varken neden engellemiyoruz? Buradan yorum yazanlara soruyorum. Şapkanızı önünüze alıp lütfen biraz düşünün. Siz bunları istemiyor musunuz? Kanunların olmadığı, hukukun esemesinin bile okunmadığı, mafya ve yağmacı yandaşların egemenliği altındaki Adrasan’da yaşamak daha mı güzel? Yaşanan hukuksuzluklara nasıl göz yumulur ve yağma savunulur Hukuka hepimizin her zaman ihtiyacı var. Gün gelir devran döner fikirler değişir, iktidar değişir, çıkarlar çatışır. Posasını çıkarttık içini boşalttığın hukuka bu sefer senin ihtiyacın olur. Eğer Hukuksuzluğun egemen olduğu bir toplum olursak malımızı canımızı ırzımızı kim koruyacak? Hepimiz için hukuk, her yerde hukuk gereklidir.- Nuri Sarıyıldız”

Söylenecek başka birşey yok. Sıra Kumluca Kaymakamında...

 

 

Yayın Tarihi
25.11.2009
Bu makale 5483 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Adrasan Gönüllüleri olarak bu mücadeleye başlamadan önce birbirimize bunun sonu nereye varırsa varsın, sonuna kadar inatla, kararlılıkla ve inançla mücadelemize devam etme sözü vermiştik. Sizlerin, yani Antalya medyasının değerli gazetecilerinin olağanüstü katkıları, basta gerçek bir vatansever Mehmet Çiller beyefendi olmak üzere yorumları ile yapılanlara dur diyen, yapılan haksızlıklara müdahil olan gerçek çevre asıklarına tekrar inanılmaz destekleri nedeni ile teşekkürü bir borç biliyoruz. İzin verirseniz gelinen nokta itibari ile bir yorumda bulunup durum tespiti yapmak istiyoruz. Antalya Valiliğinin açtığı soruşturma sonucu devletimizin diğer kurumları devreye girerek görev ihmallerini, görevi kötüye kullanmaları, yandaşlara peşkeş çekmeleri yaşanan hukuksuz ve kanunsuzlukları bir kez daha cezalandırmıştır. Adrasan kıyı kenar yağması konusunda yapılan mücadelenin başarılı olabilmesi için Adrasanda hukukun tekrar tesis edilmesi gerekmektir. Daha evvel de belirttiğimiz gibi devletimiz Adrasan örneğinde bir sınav veriyor. Hukuk devleti miyiz değil miyiz? Kanunlar gerçekten uygulanıyor mu yoksa partiye göre, kişiye göre döneme göre mi, çıkar ilişkilerine akrabalık derecesine göre mi karar veriliyor? şu ana kadar yapılan uygulamalarda başta Antalya Valiliği, Kumluca Cumhuriyet Başsavcılığı, Kumluca Asliye Ceza Mahkemesi mücadelemizin haklılığını ortaya koymuş ve bizi umutlandırmıştır. Mücadelemizin başında da belirttiğimiz Adrasandaki kanunsuzluk döneminin sonu ancak Kıyı kenarın yağmacıların kacak kanunsuz ruhsatsız yapılarından temizlenerek, gerçek sahibine yani TÜRK milletine iadesi ile mümkündür. Hukukun tekrar tesis edilme sürecini yakından takip etmeye devam ediyor ve Adrasanın doğa ile barışık, yeşiller içinde, gerçek bir turizm beldesi olmasını “Çapsız yerel yöneticilerin ihanetlerine rağmen” hala daha umut etmeye devam ediyoruz. Kumluca Kaymakamlığının gerekli adımları atacağına olan inancımızı muhafaza ediyoruz. Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır. Okuyuculara saygılarımızı sunuyoruz Adrasan Gönüllüleri

Adrasan Gönüllüleri 05.01.2010

Sayın A. Ayan, hiç şüpheniz olmasın sizler gibi bu konuda duyarlı birçok kimse internette bir araya gelerek bu platformu yarattı. Her ne kadar yıkım kararı çıkartmayı başardıysak ta daha olay bitmedi!! Resmi kurumların vazifelerini yerine getimesini bekliyoruz. Bilinsinki suskunluğumuz korkumuzdan değil, Resmi mercilere saygımızdandır. Kanuni müeyyideler yerine getirilmez ise bizleri daha etkin mücadele bekliyor...Bizler Adrasan sülüklerden kurtulana dek işin peşini bırakmayacağız!! Şuda bilinmeliki, sivil toplum, çevreciler ve siyasiler olmadan biz bu mücadeleye devam etmek zorundayız!!Yazıklar olsun sivil toplum örgütleri, yazıklar olsun çevreci geçinenler, yazıklar olsun Ankara ya bizlerin oylarıyla gidip te Antalya yı korumayan siyasiler ...Saygılarımla...

Mehmet Çiller 21.12.2009

Türkiye' de beğenelim beğenmeyelim şu anda geçerli bir anayasamız var mı? Var.. anayasanın 43. maddesi halen yürürlükte mi? Yürürlükte… Bilmeyenlere ve unutanlara bir kez daha anımsatalım… Ne diyor 43.madde? “Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.” Kafalar karışmasın, birileri çıkıp farklı yorumlamasın kaygısıyla anlatmaya devam ediyor anayasanın aynı maddesi: “Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.” Buraya kadar anlaşılmayan bir şey yoktur sanırım. Peki, Anayasanın 43. maddesinde müjdesi verilen kıyılarla, sahil şeritlerinin derinliğini, kişilerin buralardan yararlanma olanak ve koşullarını belirleyen kanun Meclis iradesiyle yasalaşıp, yürürlüğe girmiş mi? Hem de günün koşullarına uygun biçimde değişikliklerle ve son kez 4 Nisan 1990 tarihinde… Kıyıların derinliği denilen kıyı kenar çizgisinin nerede başlayıp nerede biteceğini de tanımlamış mı, bu 3621 sayılı kanun? Evet herkesin anlayacağı bir dille hem de… “Kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olara en az 100 metre genişliğindeki alan..” Neymiş? Deniz kıyısından başlayarak, kara yönüne doğru 100 metre ölçeceksiniz, karada ulaşacağınız noktayı kıyı kenar çizgisi olarak işaretleyeceksiniz… Anlaşılmayan bir yanı var mı? O halde yetkililerin unutmuş olma olasılığını da düşünerek, Kıyı Kanunu 5. Maddeyi anımsatalım: “ Kıyılar herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır.” İdare bu kanun ve Anayasa’nın ilgili hükümleri karşısında kıyılardan yararlanmada eşitlik prensibine aykırı işlem tesis edemez.” Buraya kadar da sanırım mutabıkız. 100 metrelik alan içinde kalan şeridin işlev ve tanımını 3621 sayılı kanunun ruhuyla sıralayalım kuralları: -Bu kıyılar herkesin kullanımına açıktır… -Kıyılardan yararlanmada vatandaşlık koşulu bile aranmaz. Çünkü deniz sahilleri tüm insanlığa aittir… -Kıyılardan yararlanmanın genelliğinden amaç, kıyıların belli kişilere kullandırılmayacağı hükmüdür ve özel yararlanma istisnası bile kamu yararı ile sınırlandırılmıştır. -Kıyılardan yararlanma belli bir süre için de olsa yasaklanamaz ve izin alma şartına bağlanamaz. -Kanundaki tek istisna askeri yasak bölgelerle güvenlik alanları için tanınmıştır. Bu durumda 100 metrelik sahil şeridinin tam kalbinde, bitimden vazgeçtik, başlangıç noktasında yer alan ve özel işletmecisinin kendi kafasınca sınırlar belirleyip, halka kapattığı o tesisler yasaya aykırı değil mi? Soru çok yalın ve acımasız… Üstelik o sahilde yaşanan fiili durum bununla da sınırlı değil… Son zamanlarda söz konusu tesisleri kiralayan işletmeci, o tartışmalı tesislerle yetinmemiş olmalı ki, sınırlarını alabildiğine genişleterek, alakasız yerlere doğru yayılmakta mahzur görmemiş… Hadi kendisi çıkarını düşünür, gidebildiği yere kadar gider, diyelim… İyi de bu kentin o ve benzer nice alanından sorumlu makamları, anayasa ve yasanın açık hükmüne rağmen neden tepkisiz seyirci konumunu tercih ederler? Büyükşehir Belediyesi, Milli Emlak Müdürlüğü, Bayındırlık Müdürlüğü ve elbette İl Valiliği… sahile inecek vatandaşın önünü kesen , vatandaşin açık olması gereken alanı babasının malı zan eden, fütursuzca parselleyenlere dur diyecek kimse yok mu? Belediyesi, İl Özel İdaresi, Valiliği, daha bir sürü etkili, yetkili kurum ve kuruluş… Onlardan geçtik, bu kentin Mühendis, Mimar, Şehircilik, Çevreci Odaları… Yaşamanın hava almaktan ibaret olmadığının bilinciyle hareket etmesi gereken nice dernek… bu kadarını en vurdumduymazın bile kaldırması olanaksız… Deprem yıkıntısı altındakilere seslenen o insanın feryadıyla sesleniyorum: “Kimse var mı?” Yoksa hepimiz mi kaldık, bu yıkımın altında? A. Ayan

A. Ayan 20.12.2009

Kim ve kimler ipe un sermek için mazeret arıyorlar!!!!!!! Çetelerce yağmalanan, sahipsiz Adrasan koyu ! Tabii güzellikleri dillere destan Akdenizin en büyük doğal koyu Adrasan, ilgili yöneticilerin vurdum duymazlığı sonucu , imdat sinyalleri vermektedir !! Haktan ve hukuktan yana değerli basın mensupları ve konuya ilgi duyan çevre sevdalılarının desteği ile 4 aydır güncelliğini korumasına rağmen, her ne hikmetse ilgili ve yetkili makamlardan kamu oyunu aydınlatıcı, herhangi bir basın açıklaması yapılmamakta ve yaşanan yağmacılık görmezden gelinmektedir. Acaba neden ???? Adrasan kıyı kenar ve kumsalının çetelerce işgali sonucu meydana gelen gelişmelerin yarattığı belirsizlik ve karamsarlık havası Adrasan halkını derinden etkilemektedir.. Yöremiz insanlarının aklına şu sorular geliyor. 1) Anayasa suçu isleyen, kıyı kenarı yağmalayıp zilliyetlik hakkı isteyen utanmazların TORPÌLLERÌ YÜKSEKLER den mi? Yoksa yağmacı çetenin TORPÌLÌ meclis mi? 2) Yoksa yetkili makamların görevlerini suiistimallerimi söz konusu!! ??? 3) Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasında bulunan bağlayıcı kurallar,maddeler ve kanunlar Adrasan için geçerli değil mi ! ??? şu aşamada bizleri Adrasanda Hukukun tekrar tesis edilmesine yönelik iyimserliğe sevk edecek maalesef bir ışık ufukta gözükmüyor. Yönetimin tepesindeki vali ve kaymakamdan bir açıklama henüz yok! Yetkililer kamunun malini yağmalayan çetelere hak ettikleri dersi verecekler mi? Yoksa KORUNACAKLAR MI? Suçluların ve hırsızlarında cezalarını çektikleri bir Türkiye hayali ile Saygılarımla...E. Aslan

E. Aslan 20.12.2009

Kim ve kimler ipe un sermek icin mazeret arıyorlar!!!!!!! Çetelerce yağmalanan, sahipsiz Adrasan koyu ! Tabii güzelliği dillere destan Akdenizin en büyük doğal koyu Adrasan, ilgili yöneticilerin vurdum duymazlığı sonucu , imdat sinyalleri vermektedir !!! Haktan ve hukuktan yana değerli basın mensupları ve konuya ilgi duyan çevre sevdalılarının desteği ile 4 aydır güncelliğini korumasına rağmen, her ne hikmetse ilgili ve yetkili makamlardan kamu oyunu aydınlatıcı, herhangi bir basın açıklaması yapılmamaktadır. Aceba neden ???? Adrasandaki kıyı kenarın ve kumsalın çetelerce işgalinden meydana gelen gelişmelerin yarattığı belirsizlik ve karamsarlık havası Adrasan halkını derinden etkilemektedir.. Yöremiz insanlarının aklına şu sorular geliyor. 1) Anayasa suçu işleyen, kıyı kenarı yağmalayıp zilliyetlik hakkı isteyen utanmazların TORPÌLLERÌ YÜKSEKLER den mi? Yoksa yağmacı çetenin TORPÌLÌ meclis mi? 2) Yoksa yetkili makamların görevlerini suistimallerimi söz konusu??? 3) Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasında bulunan bağlayıcı kurallar,maddeler ve kanunlar Adrasan icin geçerli değilmi??? Şu asamada bizleri Adrasanda iyimserliğe sevk edecek maalesef bir ışık ufukta gözükmüyor. Yönetimin tepesindeki vali ve kaymakamdan bir açıklama henüz yok! Yetkililer kamunun malını yağmalayan çetelere hak ettikleri dersi verecekler mi? Yoksa KORUNACAKLAR MI? Suçluların ve hırsızlarında cezalarını gördükleri bir Türkiye hayali ile Saygılarımla...

E. Aslan 20.12.2009

Adrasan Gönüllüleri olarak K.K. Çizgisi içindeki kıyılarımızda özellikle Adrasanda yaşanan yağmacılık ile ilgili iddialarımızı hukuksal zemine dayandırıyoruz.Bu bağlamda konuyu takip edenleri bilgilendirmeye devam ediyoruz. 1992 BM Çevre ve KalkınmaKonferansında kabul edilen en önemli belgelerden biri olan Gündem 21, deniz ve kıyı alanlarına ilişkin olarak ayrıntılı düzenlemelere yer vermektedir, Bu düzenlemeler kıyı devletlerini, kıyı alanlarını ve kaynaklarını sürdürülebilir kalkınma anlayışına uygun olarak kullanmaları konusunda yükümlülükler altına sokmaktadır. Kıyı devletleri bu yükümlülük çerçevesinde "Entegre. Kıyı Alanları Yönetimi (EKAY) anlayışına uygun olarak bölgesel ve ulusal düzeyde çeşitli çalışmalar başlatmışlardır, Türkiye'de yaygın olmamakla birlikte pilot projeler şeklinde uygulamalar başlamıştır. Ülkemizde kıyı alanlarının yönetim ve planlanmasına ilişkin çok sayıda kurum ve yasal düzenleme olması nedeniyle yaşanan yetki ve sorumluluklar karmaşası yamsıra EKAY'ın ülke genelinde bütüncül bir şekilde uygulanabilmesi için gereken yasal ve kurumsal düzenleme boşluğu,Türkiye kıyılarının sürdürülebilir yönetimine ilişkin sorunların boyutlarını büyütmektedir, YASAL DURUM 1982 Anayasasına göre kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir, kullanış amaçlarına göre derinlikleri ve kişilerin* bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir. Kıyılarla ilgili en önemli yasa 01.07.1992 tarihli 3830 sayılı Kıyı Yasası ve bunun uygulanmasına dair yönetmeliklerdir. Kıyı yasası uyarınca kıyı, kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki alanı ifade eder, Kıyı çizgisi, deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında suyun karaya değdiği noktaların birleşmesinden oluşan çizgiyi; Kıyı kenar çizgisi, deniz, tabii ve suni "'göl ve akarsularda, kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırını ifade eder. Sahil şeridi, Kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde en az 100 m genişliğindeki alandır. İki bölümden oluşan bu alan kullanım amacı ve doğal eşiklere göre belirlenir, Kıyı Yasası ve yönetmeliklerinde diğer önemli hükümler şunlardır: - Kıyılar Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. - Kıyıda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturalamaz. - Kıyılarda, kıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz; kum, çakıl vb. alınamaz ve çekilemez, - Kıyılara moloz, toprak, cüruf, çöp gibi kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez, - Sahil şeridinin Kıyı kenar çizgisi yönündeki birinci 50 metrelik bölümü yeşil alan,- çocuk bahçesi, gezinti alanları gibi eğlence alanları olarak düzenlenebilir. İkinci 50 metrelik bölümüne toplum yararlanmasına açık ve günübirlik turizm tesisleri yapılabilir. Kamping ve konaklama te« sisleri yapılamaz. 1992 tarihli son Kıyı Yasası öncesindeki düzenlemelerde sahil şeridi genişliği 10-30 m arasında değişmiştir. Anayasa Mahkemesi- 5nin iptal kararları sonucu son düzenlemeyle sahil şeridi genişliği 100 metreye çıkmışsa da 1992 yılma kadar kısmi yapılaşmış imar adaları kazanılmış hak olarak değerlendirilmiştir, Gerek turizmin gerekse rantın yoğun olduğu kıyışa! bölgelerdeki bu tür bağışlamalar yeni işgallere zemin hazırlamaktadır. Özellikle Akdeniz Kıyı kuşağında Turizm Bakanlığına tahsis edilmiş olanlarda, devletin kredilerle teşvik ederek yapımına izin verdiği tatil sitelerinin büyük çoğunluğu kıyı kumulları üzerinde kurulmuş, yeryerde plaj üzerine taşmıştır. Bunun ana nedeni kıyı yasasında tarifi yapılan "kıyı kenar çizgisi" sınırının çoğu kez yasanın özüne, uygun olarak tespit edilememiş olmasıdır. Bu nedenle kıyı kuşaklarında kıyı kenar çizgisi henüz belirlenmemiş kıyı kesimlerinin kıyı kenar çizgileri ilgili Bakanlığın oluşturacağı bir komisyon tarafından ivedilikle tespit edilmelidir. Kıyı yasasının tanımına uymayacak ölçüde dar tespit edilmiş, henüz yapılaşmanın başlamadığı bölgelerdeki kıyı kenar çizgisi yasanın özüne uygun şekilde yeniden belirlenmelidir. Diğer yandan kamu çıkarlarını temsil edebilecek, yasa ile kurulmuş meslek odaları, sendikalar, birlik, dernek, vakıf statüsündeki sivil toplum örgütlerinin karar ve uygulama sürecine katılmasını sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç vardır.

Adrasan Gönüllüleri 20.12.2009

Kıyıların kapışılması (yağma edilmesi), gerçekte son yirmi yıl içinde yoğunluk kazanmıştır. İşleyimleşme, kentleşme, çağdaşlaşma ve kapitalistleşme sürecinin hızlanmasının kuşkusuz bunda önemli etkileri olmuştur. Doğa ile ilişkisi hiç ya da çok az olan kentlı nüfusun dinlenme, sağlık, dinlence gereksinmeleri, alışkanlıkları değişmiştir. Ulaşım kolaylıklarının öncelikle kıyılara götürülmesi,' turizmin Tek kalkınma yoluymuş gibi gösterilmesi, kıyıda toprak sahibi olmanın azendirilmesi, dışa bağımlı turizm girişimlerinin türlü yollardan desteklenmesi kıyıya yönelik istemleri, özlemleri kamçılamıştır. Öte yandan, küçük anarnal sahipleri ile tüketiciler turizmekaydınlmışlardır. çeşitli kamu kuruluşları, yalnızcagörevlilerinin yararlandıklan kamp ve benzeri sosyal dinlenme kuruluşlarıyla kıyı yağmacıiıgına öncülük etmişlerdir. Yabancıların yaptıklan dinlence "tatil köylerr', Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlanna kapalı, modern kapitülasyon biçiminden 'başka birşey değildir. Yerli gölge ortaklıkların arkasındaki yabancılara, kıyıda "muvazaa"lı satışlar yapılmış ya da uzun süreli olarak kiralanmıştır. Büyük anarnal, kıyılan karlı bir iş ve spekülasyon alanı durumuna sokmuştur. Uzunluğu 2800 km. yi bulan Ege kıyılarının 1500 km. lik diliminin 10-12 ailetarafından kapatıldığı ileri sürülmektedir.

C. Geray 18.12.2009

Yağmacılar kıyı kenar şeridindeki işgallerini iki şekilde gerçekleştirmektedirler.: Sabit unsurlarla veya seyyar unsurlarla yapılan işgaller. Adrasanda bu işgaller kanser gibi yaygınlaşmıştır. Lanet olsun talancı zihniyete. Ve bunlara fırsat verenlere!!! Sabit unsurlarla yapılan işgaller, sadece doğal kıyının üzerinin beton, taş veya toprakla kaplanması şeklinde olabildiği gibi, kıyı üzerine bina ve benzeri yapı yapılması olarak da görülebilmektedir. Sabit işgaller, kayalık kıyılarda, hatta denizin içindeki kayalıklarda denize girmek ya da güneşlenmek için veya diğer amaçlarla kullanmak üzere kayaların üzerinin betonla kaplanarak platformlar oluşturulması şeklinde de olabilmektedir. Sabit işgallerden, kumsalın sahile sınır olan kısımlarının üzerinin kaplanması suretiyle gerçekleştirilenler çıplak gözle belirlenememekte, ancak eldeki haritalardaki kıyı kenar çizgisinin mahalline uygulanmasıyla tespit edilebilmektedir. Kıyının doğal yapısının bozulması sonucunu doğuran bu tür işgaller, işgalci tesislerin sahildeki arsalarının önünde kalan kıyı kısmını arsa haline getirerek kullanmaları olarak da nitelenebilir. Nitekim, kıyıdaki bu işgalli alanlar; yüzme havuzu, amfitiyatro, bar, restoran, giyinme-soyunma odaları dahil olmak üzere farklı kullanımlara hizmet eden binalar yapılmak suretiyle, gezinti, spor, eğlence gibi amaçlarla ve sadece işgalci tesisin müşterilerine kullandırılabilmektedir. Seyyar unsurlarla yapılan işgaller ise, genellikle kumsalın üzerine şezlong ve gölgelik konulması şeklinde olup, bu işgallerinin yoğun olarak turizm sezonu boyunca sürdüğü ve her sene tekrarlandığı görülmektedir. Ayrıca, değişik il ve ilçelerdeki farklı kıyı işgalleri göz önüne alındığında; bazı şagillerin şezlongları neredeyse kıyı çizgisine kadar yerleştirdikleri ve aralarını başkalarının rahatlıkla kumsaldan gelip geçemeyeceği ya da kumsala oturamayacağı kadar dar tuttukları, bazılarının kendi müşterilerinden başkasının ücret mukabili dahi olsa şezlonglara oturmasına izin vermedikleri, bazılarının ise şezlonglar için çok yüksek ücretler talep ettikleri durumlarla karşılaşılabilmektedir. Bu isler seyredilerek, yıkımları birbirine havale ederek olmaz. Valiyi göreve davet ediyoruz.

Uğur Şahin 17.12.2009

Evet; Adrasan da vukuu bulan ve yıllardan beridir yaşanan işgalleri, mafyalaşmayı, yağmalamayı, normalleştirilen talan kültürünü gündeme getirmeye ve sorumluları deşifre etmeye, mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Talan ve Yağma Kültürü ile mücadele alevinin saman alevi gibi sönmesine izin vermeyeceğiz. Bize destek olan bize inanan insanlara saygılarımızı sunarız. Sağ olun var olun. Duyarlılık gösterip yapılanlara dur deme cesareti gösterebiliyorsunuz. Yağmacıların da korkulu rüyası olmaya devam edeceğiz. Bu mücadeleden ne siyasi, ne de maddi hiçbir çıkarımız yoktur. Adımız üzerimizde bizler gönüllüyüz. Gönüllü olmak verebileceğinden daha fazlasını vermeyi gerektirir. Adrasan ileride modern, temiz, doğa ile barışık, grinin yeşili boğmadığı uluslararası ünlü bir turizm beldesi olursa, bizim de bu yönde bir katkımız oldu diyebilmek bizim için yeterlidir. Fakat maalesef böyle giderse, Yağmacılığa dur denilmez ise ileride Adrasanı kurtarmak mümkün olmayacaktır. Türkiye’deki sorunlardan birisi de toplumsal hafızamızın zayıf olması ve yapılan kanunsuzlukları, hukuksuzlukları çabuk ve kolayca unutmamızdır. Bu da bizim millet olarak ayni sorunlar ile maalesef defalarca karsılaşmamıza ve bunlar ile tekrar tekrar boğuşmamıza sebep oluyor. Adrasan´da da yaşananlar kanunsuzluklar bunun ile kıyaslanabilir. Antalya´ya Vali olarak gelen birçok Vali Yaşanan Yağma ve talanı öğrendikten sonra bunlar ile gerçekten mücadele etmişlerdir. Fakat bunlar dönemin etkili siyasi partileri tarafından uyarılarak-ikaz edilerek bu işler ile uğraşmamaları yönünde baskılarla karsılaşmışlardır. Bazı Valiler ise gündemlerine kacak yapı ile mücadeleyi hiç almamış ve görmemezlikten gelerek koltuklarını tehlikeye atmama yoluna gitmişlerdir. Kanunsuzluktan ve denetim boşluğundan güç alan mafya ve işgalci yağmacılar dönemin Belde belediye başkanları ile işbirliği içinde son sürat hazine arazilerini ve kıyı kenarı çizgisini işgal ederek yağmalarını genişletmişlerdir. Sonuçta buralar beton yığınına çevrilmiş, doğaya tecavüz edilmiş, çarpık yerleşim hakim olmuştur. Kanunlar yerine kaba kuvvet ve iktidar partisi ile ilişkiler egemen olmuştur. Neden? Sadece Belediye Başkanları ve yandaşları ceplerini biraz daha doldursun servetlerini arttırsınlar diye. Yazık değil mi? Günah değil mi? Medya konuyu defalarca gündeme getirmesine karşın toplumsal hafıza zayıflığı nedeni ile olaylar unutulmuş ve Yağma kültürü egemen olmaya devam etmiştir. Neticede kacak yapılaşma ile mücadele edip gerekenleri gerektiği zamanda yapmazsanız ne modern kentler kurabilirsiniz ne de yaşanacak doğal afetlere engel olabilirsiniz. İste Adrasan gönüllüleri olarak bunun mücadelesini veriyoruz. Yoksa başka bir şeyin değil…. Saygılarımızla Adrasan Gönüllüleri

Adrasan Gönüllüleri 16.12.2009

Sayın M. Akçay, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim . Ben bu mücadeleye başlarken bu olayları bilerek başladım ...Silahlı mafyalar da dahil hiç kimseden korkum yok ...Yaptığım mücadelenin bugün de arkasındayım .. Gerekirse Adrasanda geriye dönük yağmalamanın da peşine düşeceğim ..!! Finike olaylarında tetikçi kurşunlaması faktörünü yaşadım . Sonuç belli onlar bitti ben hala hayattayım. Sayın Kahya ya atılan çamurlarında hesabı sorulacaktır .. Böyle bilinsin .Saygılarımla..

Mehmet Çiller 14.12.2009

Adrasan koyu kıyı kenar çizgisinin yağmalanma hikayesi.... Adrasanda 1985 yıllarında Finike tapu kadostra müdürlüğünce tapulama çalışmaları başlatılmıştı. O zamanki köy muhtarı olan Ahmet Atıcı, hazineye ait 150 dönüm dolayındaki göl yatağının akraba ve yandaşlarını tarafından paylaşılmasını teşvik etmişti. Aynı tarihte muhtar Ahmet Atıcı, kayın pederi ve amcası Ali Atıcıya, Atıcı 2, diğer amcası Ekrem Atıcıya, Atıcı 1 ve bacanağı olan Ramazan Usluya da Ceneviz adlarıyla kumsala kaçak oteller yapılmasına böylelikle ön ayak olmuştu. Aynı muhtar bu esnada, sadece ve sadece kumsalın orta kısmına, bir uçtan diğer bir uca kadar olmak üzere, TÜRKİYE ELEKTİRİK KURUMUNA Anayasa ve kıyı kanunlarına aykırı olarak elektirik direkleri diktirmiş ve böylece kıyının yağmalanması için gerekli ortamı tam anlamı ile hazırlamıştı. O zamanlar Antalya valisi sayın Saffet Arıkan Bedükün kısa süreli Antalya valiliği döneminde Adrasandaki kıyı talanına dur diyebilmek için, kumluca kaymakamı olan Hüsnü Kandemiri görevlendirmiş ve tamamı olmasada bu kaçak binaların bir kısmının yıkılmasını sağlamıştı. Sayın vali Bedükün tayini çıktıktan sonra, Yılmaz Çalıkıran (deli Yılmaz) adlı belalı ve deli raporu olan bir şahıs ile kardeşi Ismail Çalıkıran kumsaldan ve bitişiği olan göl yatagından 30 dönüm civarında hazine arazisini işgal etmişti. Bu sahışlar isgal ettikleri yere kalıcı bir şeyler yapmaya başlamıştı ki o zaman Kumluca kaymakamı olan sayın Salih Keser bizzat yapılanı yıkmıştı. Bu yıkımdan sonra iki kişinin katili olan Yılmaz Çalıkıran, sayın kaymakam Salih Keseri eşi ve çocukları ile Olimpusa düzenlediği gezi esnasında, eşi ve çocuklarının gözleri önünde dövmüştü (Hatta bu olayı Hürriyet gazetesi “Kumluca kaymakamına çirkin saldırı“ diye manşetten kamuoyuna duyurmuştu.) O tarihte bilhassa Antalya valisi Sayın Saim Çotur , Adrasan muhtarı Bekir Aydoğan (0537-4792962) ve Antalya il imar müdürü Oruç bey kıyıyı yağmacı çetelerin ellerinden kurtarmak ve onları ordan temizlemek için çok uğraş vermişlerdi. Ancak bu uğraşlar bir sonuç getirmemişti. Sebebi ise Atıcı gurubunun, Kumluca DYP ilce baskanı Mehmet ilter kanalıyla Ankaradaki zamanın iktidarda söz sahibi olan siyasilere ulaşarak, yıkıma engel olmalarıydi. Diğer yandan vali Saim Çotur Adrasana başta sağlık ocağı olmak üzere, temel eğitim ve Adrasanın belediye olması konularında sayısız hizmetleri olmuştur. Bütün bu hizmetlerine rağmen, kumsalı işgalçilerden temizlemek için verdiği mücadele sebebiyle vali bey sayın Çotur Atıcılar tarafından 4 kez Ankaradaki ilgili bakanlıklara şikayet edilmişti. Bu esnada yukarıda bahsedilen Yılmaz Çalıkıran hazine arazisinden yağmaladıgı yerlerin bir kısmını kendisi gibi belalı kişilere satarak Adrasanın daha çok mafya bozuntularının eline geçmesine sebeb oldu. Yılmazın kaba gücünden çekinen belediye baskanları Mustafa Tasgın ve Yalçın Akkulak belediye araç ve gereçleri ile Yilmaz Çalıkırana yardim ettiler ve 5, 6 tane otel blokları yaptırdılar. Binalar şu anda inşaatı biten Akdeniz üniversitesinin binalarının önünde bulunmaktadir. Kendisi şu anda hapiste olan Yılmaz Çalıkıranın talan ettigi yerler Muşlu bir mafyanın eline geçmiş bulunmaktadir. Kardesi ismail Çalıkıranda bu mafya tarafından anlaşmazlık sebebi ile ayağından kurşunlanmıştır. Bu anlatılan olayların geniş bilgilerine, Adrasan, Kumluca ve Antalya Jandarmalıgı üzerinden ulaşılabilir olacağı ümidini taşıyorum.. Kumsal ve kıyının yağmalanma olaylarını gündeme getiren zamanın genç gazetecileri Mustafa Yiğit, Kadir Zengin, Dursun Gündoğdu, Ömer Faruk, Bülent Ecevit, yağmacı çeteler tarafından sizlere yapılan aynı yöntemler ile sindirilmeye, küfür ve tehditlerle korkutulmaya çalışılmışlardır… Kıyı kenar böylelikle yerel yönetimlerinde desteği ile acımadan son sürat yağmalanmış oldu..Şimdi yağmacı çetelerin sloganı „YAPILAN TALANLAR VE İŞGALLER MİLLİ SERVETTİR, DEVLET BUNLARI YIKAMAZ“ olmuştur. Saygılarımla

M. Akçay 13.12.2009

Kim olduğu belli olmayan Yalçın Akkulak ın sözcüsü, dozu kaçırdın! sayın Kahya hapse gırmemiştir.16 yıl gibi uzun bir süre Antalya gazeteciler cemiyet başkanlığı, uzun süre de Türkiye Gazeteciler Federasyonu  Genel Sekreterliği yapmış duayen ve satın alınamayan gazetecidir!! Aksini ispat edemeyen şerefsizdir! Altın çamuru düşürülse de altındır. Ayrıca ıpnumarandan tesbit yapılıp , hapse gırecek biri varsa o da sen olacaksın!! 

Mehmet çiller 13.12.2009

Yoksa uyutacaklar mı? Kumluca Kaymakamılığı ve Kumluca Kaymakamlığına bağlı mal müdürlüğü Adrasanda kıyı kenar yağmacılığını yıllardır bilmektedirler. Alan memnun satan memnun misali karşılıklı olarak al gülüm ver gülümle birbirlerini idare edip sömürü düzenlerini sürdürüyorlardı. Taki Adrasan gönüllüleri, saygi değer,duyarlı gazeteci Erdoğan Kahya ve çevreci KAHRAMAN sayın Mehmet Çiller olaya sahip çıktılar. O zaman her şey ortaya saçıldı ve kamu oyunun bilgisine sunuldu. Böylece belediye başkanı Yalçın Akkulakın çevirdiği çirkin, yasa tanımazlık,akrabalarını ve yandaşlarını kollama ve kayırma belgelerle ispatlandı. 57 liler listesi olarak kıyı kenarı gasp eden çetelerin listesi yıllardır Kumluca Kaymakamlığı ve Adrasan belediye başkanı tarafından sümen altı edilmişti. Neden ve niçin o zaman alınan karar uygulanılmadı? Mal müdürlügü yetkilileri, Kaymakamlık ve Adrasan belediye başkanı ne gibi menfatlar elde ettiler?

R. Ìnce 13.12.2009

Sayın Erdoğan Kahya bey cezaevinde neden yatmıştınız açıklasanız hiç olmazsa bizim sicilimiz temiz o yeter sana kalmadı buraların tasası işine bak mahalle gazetende gelip bize sordun mu siz buraları yağmaladınız mı yoksa parasıyla mı aldınız diye belgelerimizi sordun mu sormadın sendeki belge dediğin kağıtlardan bizde de var gel adam gibi gazeteci gibi öğren ondan sonra yaz zaten adam gibi gazeteci olsan mahalle medyasında olmazsın gazeteciliğin yok mu namusu şerefi iyice araştırmadan mahalle kadınlarının dedikodusu misali yaz nolcak bunun vebali gel kardeşim gel adam gibi bizdeki belgeleride al karşılaştır ondan sonra yaz tamam. Herkesin hakları var çatır çatır alır bu devletten bile olsa dağ kanunu yok burada.

YAZARIN YANITI:

Adınının Mehmet ya da Muhammet,belki de Müslüm olduğunu sandığım beyefendi. Arıtık sabrımı taşırıyorsunuz. Birilerine sxaldırarak, küfrederek, ya da kendi sujçlarınızı başkalarına yükleyerek bugüne kadar birçok şey elşde etmiş olabilirsiniz ama bunun da bir sonu ve sınırı olduğunu bilmenizi dilerim.

1. Cezaevinin kapısınını hiç açmadım. Allah da kimseye göstermesin.

2. Ben değil Antalya'da tüm Türkiye'de tarafsız gazeteciliği ilke edinmiş, ekmek parasını tyamö 40 yıldır bu işten kazanan ve çocuklşarına sadece dürüstlüğü miras bırakmak için tüm iğrençliklere göğüs geröeye çalışan bir vatandaşım. Adım, sanım, soyadım malum...

3. Adrasan'a hayatım boyunca konaklamak üzere bir kez geldim. Paramı da ödedim. Gönüllü dostlarımdan hiç birini tanımam. Ama yakında onları onları Akdeniz Tv^de programa çıkarıp siz ve sizin gibi düşünenlerin gerçek yüzünü onlara anlattıracağım. Çünkü çok övdüğünüz başkanınızı televizyona çağırdım kabul etmedi.

3 Elindizdeki belgeleri gönderdiniz de yayınlamadım mı? Biraz ayıp yapıyorsunuz. Ayıp... Önce insan olun. Kimse öbür tarafa birşey götürmüyor.


M.YILMAZ 12.12.2009

Adrasan Gönüllülerinin Çalışmalarını ilgi ve hayranlıkla izliyor ve destekliyorum. Yüreğinize sağlık. Kıyı kenar çizgisini bozan, sahili yağma eden, 2B arazilerini talan etmeye kalkanlara göz yuman belediyeler öncelikle size sesleniyorum, artık yeter! Tarım arazilerini bina dikerek yok eden zihniyet şimdi 2B arazilerine göz dikmiş. Ormanının içinde 3 kat 4 kat 10 kat bina dikiliyor. Bunlara göz yuman belediyeleri ve yöneticilerini kınıyoruz. Sahil yağması devam ediyor ve kıyı yağmacılığı tam gaz devam ediyor. Kıyılar herkesin malıdır. Kamunun malıdır. Deniz kenarına, havza dibine inşaat yaptırmayın. Olanları bir an evvel kaldırın. Kuş cennetlerinin dibinde, doğa harikalarının dibinde inşaat izni verenler utanmalılar. Korunacak tarım arazi bırakılmadı hiç değilse su havzalarının yanları korunsun ve tabi doğal harikaların yanları korunsun. Kuş cennetleri başta olmak üzere birçok güzellik inşaatlar yüzünden yok ediliyor. Sanayiyi şehir dışına taşıyın. Özellikle koruma altındaki yerlerin yakınlarına inşaat izni verilmemeli. Üstelik hakkında yıkım kararı olan yerler mutlaka yıkılmalı. Belediyecilik sadece imarla da bitmiyor. Önemli olan kenti korumak... Sadece imar yapıp, planlamazsanız sonra büyük sıkıntılar yaşanıyor. 2B arazilerinin şiddetle denetlenmesi gerekir. Talanın önüne geçilmeli. Ormanın içine çok katlı ev yapılır mı? Bunlar engellenmeli. Hangi AB-D ülkesinde ve şehirlerinde var? Abartıya, lüzumsuz harcamaya geldi mi bizden iyisi yok. Afra tafra zenginiyiz… Hizmete geldi mi bizden fakiri yok. Hizmet fakiri Belediyeler… Belediyelerin tüm harcamaları ve çalışmaları aslında daha sık ve periyodik denetlenmeli. Harcamaların keyfiliği önlenmeli. Belediyecilik kanunu (çalışma, usul, esaslar, yönetim, harcama) yeniden elden geçmeli. Tüm yetkili ve etkili makamlarda oturanlardan, her biri birer tüketici olan vatandaşımız adına bu hususlar da acil çalışmalar bekliyoruz. Ayrıca Belediye hizmet ve çalışmaları yapılırken çevrenin ve doğanın korunması adına acilen tedbir istiyoruz ve gerekli hassasiyetin gösterilmesini istiyoruz. Kalın sağlıcakla. M. GÖKTAŞ

M. GÖKTAŞ 12.12.2009

Sayın M. Yılmaz, Değerli valimizi ve Kumluca kaymakamını diğer sitelerde küçük düşüren yazıların var. Bana şimdiye kadar bulaşmadığından beni tanıdığın anlaşılıyor !! ? Öncelikle bakan kimse arkadaşın havası vermişsin . Bu ünvan gaspı sayılır SUÇTUR. Bakanı kanunsuz işe alet etmekte suçtur. Vali bey Antalya da devletin temsilcisidir senin özel kanunsuz isteklerine bakmaz !1 Ben pazartesi valiliğe senin hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Ayrıca otele gelecek olan bakanla da senin hakkında görüşülecek ... Bu ülkede kim olursa olsun kanun ları yerine getirmek zorundadır !1 Bakanda olsa....Saygılarımla..

Mehmet Çiller 12.12.2009

evet filmin sonu geldi senmi çevirdin bu filmi.belgesi yok herhalde hoş elindekilerde romandan ibaret gerçi bak kardeşim biz buraları parasıyla aldık yağmalamadık ha devlet yıkar ona bi sözüm yok yıllarca bedelinide ödedik elbet bununda bi bedeli var devlet bunu senden daha iyi biliyo yıkarsada bedelini bi şekil öder bu konu sayın kaymakam ve vali beyide aşar iyi araştır öyle öt herkesin belgesi var yoksa konuşmaz zaten milletin belgesi olmasa buraları olmaz benim anladığım kadarıyla senin bi işin yok ıvır zıvırla uğraşma iş yap sonra bi battaniye ile sokaklarda kalmanı istemem içim acır. benimde ne iş yaptığımı iyi öğren sadece marketim yok araştır bulursun salı gel atlantis belek otele hem tanışalım hem seni bakanın birisiyle tanıştırayım tanıştırmayan o..cocuğu olsun tamam işine bak vali beyde orada olacak bu konuyo ona iletirim yık artık şu bay rahatlasın diye.....M.YILMAZ

M.YILMAZ 12.12.2009

Bak Mehmet Yılmaz, sen de iyi dinle Ersoy Yılmaz. Ayrıca sizler de duyun diğer Kıyı kenar Yağmacıları. Küfür edip seviyeyi düşürmeyin. Ettiğiniz küfürlerde sadece kendinizi küçük düşürüyorsunuz. Adrasanın yerlisi yabancısı diye bir ayrım olmaz. Likya medeniyetiyetinin tarihi binlerce yıl eskiye dayanır. Olympos kendilerine kayadan antik oyma mezar yapan yağmacı tüccarlara bile kalmamış. Hepimiz bu topraklarda geçiciyiz ve hiçbirimiz buraların sahibi falan değiliz. Sizler ve sizin gibiler tabii ki bakkal isleteceksiniz, turizm yapacaksınız, otel, motel isletecek teknecilik balıkçılık yapacaksınız. Bunlar hepinizin ,hepimizin hakki .Kimse size yapmayın diyemez..Fakat kurallara ve kanunlara uyacaksınız. Hukuka uyacaksınız. Kıyı kenar şeridini sahibi olan Türk halkının kullanımına terk edeceksiniz. Buralarda parklar, bahçeler, dinlenme alanları, ortak kullanım alanları olacak. Adrasan koyu nefes alacak. Yapılacak oteller imar planına uygun en fazla 2,5 katli olacak. Doga ve cevre ile uygun olacak ve Adrasanın bakir ve güzel yapısına yarar vermeyecek. Bu er geç olacak. Bizler Adrasan gönüllüleri olarak bu süreci sadece katalitazör görevi görerek biraz hızlandırdık. Kamuoyunun soruna dikkatini çektik. Belediye Başkan Akkulak´ın Adrasanı beton yığınına çevirme planlarına ve yandaşlarına yağmalatmasına taş koyduk. Çünkü Adrasan bunları hak etmiyor. Yarın CHP den veya MHP den de aynı talancı zihniyette bir Başkan gelirse iktidara onunla da aynı mücadeleyi veririz..Çevreciler suskun, Milletvekillerinden tik yok, sivil toplum kuruluşları başka islerle meşgul. Buna karşın haklılığımızı sayın il İmar müdürü soruşturma raporunda tekrar teyit etti. Siz yağmacılar gecen on beş yıl boyunca yağmadan nemalandınız .Haksiz kazanç elde ettiniz. Ama maalesef buraya kadar. Artik filmin sonuna geldik. Adrasan Gönüllüleri Adına.. S. TURGUT

Adrasan Gönüllüleri Adına.. S. TURGUT 10.12.2009

Sayın Sarıyıldız ve Adrasan için korkusuzca mücadele eden doğa gönüllüleri ,yerel basın ve bizler görevimizi türkiyeye örnek olacak şekilde yaptık .Sıra bürokrasinin gereğini ivedi olarak yapması ...Yapılacağından eminim !!Eğer bir oyalama sezersek sırada ulusal basın ve ulusal tv ler var . Bizler bu işe bu güzel vatan için baş koyduk !! Sayın Sarıyıldız rahat olun hiç bir şer odağı Adrasanı unutturamaz ..Buna müsade etmeyeceğiz...Saygılarımla..

Mehmet Çiller 10.12.2009

Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. Sonucu görme umudu ile ısrarla beklemeye ve süreci proaktiv olarak takip etmeye devam ediyoruz. Kıyı kenar çizgisi işgal edilen ve engellenen imar planları altında hızla yağmalanan Adrasan´da sona doğru yaklaşıyoruz. Eğer kıyı kenar kaçak barakalardan temizlenir ve 21 yüzyıla yakışır bir imar planı uygulaması yapılır ise, Adrasan Antalyanın parmakla gösterilecek kadar seçkin bir turizm bölgesi olur. Neticede bölge insani kazanır, turizmciler kazanır, Antalya kazanır, ülkemiz kazanır. Burada kaybedenler de olacak tabiî ki. Bunların kimler olduğunu Ağustos ortasından bugüne tartışmaları izleyenler bilirler. Bunlar bizleri, yani fahri gönüllüleri küfürle tehdit ederek sindirmeye, yok etmeye çalışan Yağmacılardır. Rantçılardır, Kıyı kenar işgalcileridir. Kanunsuzluğu ilke edinmiş mafya bozuntularıdır. Kaçak isletmelerinde çaresizlik içinde saldıracak yer arıyor, hala daha işgallerini meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Soruşturma raporu ortada iste. Sayın Vali 2004 yılından beş yıl sonra kıyı kenar işgallerini tekrar tespit edip gereğinin yapılası konusunda emir verdi. Artik gözler Kumluca Kaymakamı Sayın Salih Işık beyin üzerinde. Sayın Işık bir yıldan biraz fazla Kumluca da görev yapmaktadır. Umarız kendisi bu kısacık görev süre içerisinde Adrasan da yaşanan kıyı kenar işgalleri konusunda yeterince bilgilendirilmiştir. Adrasan Belediye Başkanı kendisine yazdığımız mektuba henüz cevap vermedi fakat aldığımız duyumlara göre ipe un sermeye devam edecekmiş. Çözümsüzlük politikasını devam ettirerek mevcut statükoyu sürdürmek için mücadele edecekmiş Zaten VIP televizyonunda kendisi Adrasanda imar probleminin olmadığını açıklamıştı. şimdi bu rapor her şeyi açıkça ortaya koyuyor, kanunsuzluğu belgeliyor..Başkan Akkulak sorunları gizlemek için bürokrasinin açıklarından faydalanmıştır. Bir siyasal bilgiler fakültesi mezunu olan Kumluca Kaymakamı Sayın Işık´tan istirhamımız gereğini yaparken sadece kanunları dolayısı ile hukuku kılavuz edinmesidir. Adrasan gönüllüleri olarak bizim talebimiz sadece Hukuk kurallarının uygulanarak kanunsuzluk dönemine son verilmesidir. Konu soğutulmamalı, gündemden düşürülmeye çalışılmamalı, bürokrasinin ağır isleyen çarkları içinde sümen altı edilmemelidir. N. SARIYILDIZ

N. SARIYILDIZ 09.12.2009

AKP li Adrasan Belediye Başkanı Yalçın Akkulak Beyefendiye açık mektubumuz; 04.12.2009 Adrasan gönüllüleri olarak icraatlarınızdan şikâyetçi olduğumuzu 16. Ağustos 2009 tarihinde yazdığımız mektup ile kamuoyunun bilgisine sunmuştuk. Simdi okuyor olduğunuz bu mektubu da size iadeli taahhütlü olarak Adrasan belediyesinin adresine göndereceğiz. Dolayısı ile başkaları tarafından kulağınıza fısıldanmayacak bizzat elinize geçecek. Atalarımız ne güzel bir söz söylemişler "Zararın neresinden dönerseniz kardır" demişler. Ayrıca bir ise başlamak bitirmenin de yarısıdır da demişler. Bu iki atasözümüz Adrasan tartışmalarında gelinen noktayı özetliyor doğruyu söylemek gerekirse. VIP TV ye verdiğiniz demeçte Adrasanda imar probleminin olmadığı belirtiyorsunuz. Yani Adrasanda tüm yaşanan imar aykırılıklarının da hukuka uygulu olduğunu beyan ediyorsunuz. Adrasan Sahilinin Antalya nın en güzel korunmuş sahili olduğunu söylüyorsunuz. Bir problemi çözmek istiyorsanız önce problemin varlığını kabul etmeniz gerekiyor. Eğer Problemin tanımını doğru yapıp, çözmek için inisiyatif alırsanız isin yarısını halletmiş olursunuz. Fakat sizde ne acıdır ki ne problemleri çözme niyeti ne de inisiyatif alma sorumluluğunu görememekteyiz. Sorun çözmek yerine hukuk sistemimizin açıklarından yararlanarak ve bürokrasinin ağır isleyen çarklarını lehinize kullanarak sorunu gündemden düşürmeye, soğutmaya ve normalleştirmeye çalışmaktasınız. Tüm bunlardan yara alan ne yazık ki Adrasan olmaktadır Antalya medyasının değerli gazetecilerinin olağanüstü destekleri ve ,interaktif olarak yorumları ile sorunların tanımlarını yapan Internet okurlarının katkıları ile aslında çözüm için uygun bir ortam sağlanmıştır. Fakat bir yerden başlanması gerekmektedir. Tabi ki sizden önceki Belediye Başkanlarının da Adrasanın bu hale gelmesinde sorumluluğu vardır Yağmacılık ve işgal parti ve başkanlar üstü olduğu kanıksanamaz bir gerçektir.. Bugüne, dünden pat diye gelinmemistir. Arap saçına çevrilmiş sorunların temelinde ise kanunların uygulanmaması ve talan kültürü yatmaktadır..Adrasan Kıyı kenar işgalleri hukuksal olarak içinden çıkarılmaz bir hale getirilip çözümsüzlüğe mahkum edilmek isteniyor.Siz de 6 yıllık Belediye başkanlığınız boyunca kayda değer , anılır hiçbir mücadelede bulunmadınız. Bu bağlamda diğer belediye başkanlarından farkınız yok. Yandaşlarınızın küçük çıkarlarını Adrasanin geleceğine tercih ediyorsunuz Sorunun çözümüne yönelik adımlar Adrasanin lehinedir, çağdaşlaşmasına ve ufkunun açılmasına vesile olacaktır. Kimi Yağmacı çıkar grupları sorunun çözüm yoluna girmesine güçlerinin yettiği kadarı ile engel olmaya çalışmaktadırlar.. Yapılan tehditler, edilen küfürler verilen gözdağları bu çaresizliğin sadece yansımalarıdır. Neden bu çıkar gruplarının yanlarında yer alıyor ve onları koruyorsunuz?. Yaratılan ortam ile elinize bir daha belki de hiç geçmeyecek olan tarihi bir fırsat AKP nin moda değimi ile açılım yapma fırsatı geçti elinize. Adrasanın üzerindeki kirli sis perdesi kalktı, yaşanan kanunsuz ve hukuksuz uygulamalar belgelendi, Medya yoğun ilgi göstererek Ağustos ayından beri konuyu gündeminde sıcak tutuyor. Antalya valisi Sayın Yüksel soruşturma açarak gereğinin yapılması emrini verdi. Neden hala direniyor ve Hukuksuzluktan yana olup Yağmacıların safhında yer alıyorsunuz. Neden hala çözüm yerine bahane üretmeye devam ediyorsunuz. Sizi engelleyen nedir? Neden Adrasanı kurtaran Başkan ve Modern Adrasanın kurucusu olarak anılmak istemiyorsunuz? İktidarlar geçicidir. Gün gelir erk başkalarının eline geçer. Yaratmaya çalıştığınız rant alanlarını sizin ve yandaşlarınızın elinden alırlar. Bu vesile ile Adrasan Gönüllüleri olarak bu konular üzerinde sizi tekrar düşünmeye ve Hukuktan yana taraf olmaya davet ediyoruz.

Adrasan Gönüllüleri 04.12.2009

Ersoy ve Mehmet Yılmaz adli amca çocukları yağmacılar. !!!Ettiğiniz küfürleri, hakaretleri senin ve sizin gibi Yağmacıların, işgalcilerin son çırpınışları olarak değerlendiriyor ve aynen iade ediyoruz. Kem söz, kalp akça sahibinindir. Herkes haddini bilecek. Sonunuz yaklaştı. Adrasan cagdas,modern bir turuzim beldesi olması için ilk şart sizin gibi işgalci yağmacılardan kurtulmasıdır.. Bizim bu işe mesaimizi harcamamızın nedeni , sadece bu sürece katkıda bulunmak ve de hızlandırmak içindir.. Yorumlarında Bahsettiğin Ağa babalar her kim ise onları da komu oyuna açıkla !. 2010 yılında hazırlayacağımız 2.yağma raporumuza onları da alırız. Varsa belgeye dayanan bilgin neden açıklamıyorsun? Kimse kanundan üstün değildir. Kanunlara karşı hareket eden her kim olursa karsısında Adrasangönüllülerini bulur. Bu işler kuru gürültü ile olmaz. Senden açıklama bekliyoruz! . Siz tüm İşgalci Yağmacılar akbabalar, leş Kargaları gibi yağmadan kendinize düşen payı kapma telaşı içindesiniz. Kıyı kenarı, sahili Çin Seddi gibi duvar örerek işgal ettiniz. Adrasan sizin yüzünüzden ciğerleri tıkanıyor, nefes alamıyor gelişemiyor Koyu katlettiniz ve çakma baraka turizmini normalleştirdiniz. AKP li belediye başkanı da, eski Başkanlar da, senin gibi çakma sosyal demokratlar da konu kişisel avanta ve hazine arazisi yağmalamaya gelince kutsak çıkar birliği yapıyorsunuz. Yakında Sayın Antalya Valisi Yüksel emri verip Kıyı kenarı bu barakaları temizlemeye başlayınca tekrar birbirinize gireceksiniz. Çünkü Başkan ilk önce siyasi rakiplerinin kacak motellerini yıkmakla işe başlayacak. Listenin başında siz muhalifler yer alacaksınız. Ama korkmayın o zaman gelince Adrasan gönüllüleri olarak bunu da takip ederiz ve gündeme getiririz haksızlığın hesabini sorarız. Bizim mücadelemiz yağmalanan kıyı kenarda tek bir kacak yapı kalmayıncaya kadar sürecek. İşgal ettiğiniz araziler, tarla ve bahçe falan değil. Kumsal, yani kum yığını Susam falan yetişmez oralarda. Kemer ve Tekirova’daki gibi denizin dibini işgal edemediğin için çok üzgün görünüyorsun. Sosyal demokrat geçiniyorsun ama orman yakarak yağma yapmayı kendine hak olarak görebiliyorsun. Sende nasıl bir vicdan var ki o nadide cam ormanına yakabiliyorsun. Adrasana böyle mi sahip çıkıyorsun. Hiç mi vicdanin sızlamıyor? Pansiyonunun arkasına ormanın içine attığın kaçak Motelinin beton temelleri hala orada utanç abidesi olarak duruyor. O Bölgeyi yağma müzesi yapmalı ve ibret olarak sergilemeli. Nasıl devletin ormanının içinde doğa katliamı yapabiliyorsun. Orası da mı dedenin mali idi? Hiç mi yüreğin titremedi? Hadi ben yapmadım de de görelim. Sen ve senin gibilerin zihniyeti talan ve yağma zihniyeti, İşgal edelim, talan edelim ne kadarı elimizde kalırsa kardır. Koparacağınız avantaların peşindesiniz. Yağmadan para kazanıyorsun tabi. Vergi levhanı adrasangonulluleri@hotmail.de adresine gönder de yayınlayalım. Bakalım yağman karşılığında devlete ne kadar vergi ödemişsin? Kanunsuz, başına buyruk, beleş talan zihniyetinde yasamayı alışkanlık haline getirmişsiniz. Çomak kovana girdi. Yazdıklarım Acıtıyor değil mi? Ama gerçekler bunlar. Sen ise sadece küfür edip tehdit ediyorsun. Yazdığın her yorumun cevabini misli ile alacaksınız. Haklı, insanları aldatıp kendini haklı göstermene müsaade etmeyeceğiz

Ö.Özer 02.12.2009

Çakma yapı çakma yapı 1984 te burası kıyı kenar içinde değildi sonradan oldu bu tarihte binalar yine mevcuttu devlet bizden gaspetti ama bedelini öder biz kendimiz yıkar geçeriz gerekirse avrupa insan hakları mahkemesi var zamanında kıyı kenara inşaat yapmadık sizin araştırdığınız yerde bilmem ne kanununun kaçıncı maddesi diye bunlar yazmıyor mu sizin gözünüzden mi kaçıyo bu şeye benziyo adamın hanımı aldatıyo herkes biliyo kendi haberi yok....... sonunu anla işinizle uğraşın kardeşim buraları devlet alsa bile bi bedeli var öder alır."

M.Yılmaz 01.12.2009

beni çok duygulandırdın. içimden pansiyonumu yıkmak geldi. hahahahahahahahahaha". benim pansiyonum imara aykırı ola bilir.ben binamı yaptığımda imar vardı da ben mi imarsız yaptım. adrasanın kıyı şeridinde 57 tane kaçak yapı olduğu dogrudur.belki daha fazlası vardır. ama hiç birisi işgalci değildir. benim binamın kayıtlarını lütfeder de bakarsan bulursun il imar müdürlüğünde 1984 dür. ve o zamanın kıyı kanunu na göre yapılmıştır. benim toprağımı gasp etmişşe 1994 yılında benim ne sucum var. sana dedenden babandan devlet toprak miras kalmadı mı. ben bu arazinin için de turizm le doğmadım. bundan 20 yıl evvel adrasanın adını bile kimse bilmezken bu topraklardan biz susam hasadı yaptık. o zaman çevre bilinciniz yok muydu. en başta yıkmak isteyen benim ama toprak işgali diye bir şey yok. elimizde mahkeme kararı var o yuzden şimdilik bir şey yapamıyorlar. aslına bakarsan yaparlardı çoktan ama geç kaldılar. şimdi avrupa birliği mahkeme falan iş uzayacak dallanıp bu daklanacak.tabikide adrasan hak ettiği yerde olsun.bunun önünde engel biz sek tabikide çekiliriz.ama biz gidersek kimlşerin geleceği aşikar değilmi.bizim kavgamız kıçı kırıp bir bına kavgası değil.adrasan ın bir kemer bir alan ya bir bodrum olmaması için.ama kimse bizim le bir arya gelip bunları konuşmuyor. sevgili adrasan gönüllüsü(sözde) arkadaşımız akdeniz üniversitesinin katliam gibi inşaatından bahsetmiyor. madem elinde böyle bir güç var neden bu yönde kullanmıyorda bizim üstümüze geliyor.  sonuç itibarıla 30 yıldır bu işi yapıyoruz ve başka işimiz yok.hem para kazanıp ailemize bakıyoruz hem de adrasan ı korumaya çalışıyoruz elimizdfen geldiği kadar. bekliyoruz işte mahkeme bitti. o da olacak inşallah. az kaldı. bu arada belediyeyi arkama falan da almadım. beni bir kaşık suda boğarlar denk getirseler. benim derdim bu ağa babalarına değnekçilik yapanlarla. bizleri buralardan silip ağa babalarını yerleştirecekler. .

Ersoy Yılmaz 01.12.2009

Haktan ve hukuktan yana, aydınlık ve çağdaş Türkiyemizin sayın çok değerli Basın Mensupları, hiç bir çıkar beklemeksizin kendilerini eşsiz Adrasan koyunun kurtarılmasına adayan, çok kıymetli sayın Adrasan Gönüllüleri mensupları, ve çevreci sessiz çoğunluğun avukatı çok değerli Mehmet ÇİLLER Beyfendiler…Biricik ülkemiz Türkiyemizde Dostluğun, Kardeşliğin, huzur ve aydınlık geleceklerin eğemen olması dileği ile, siz çok değerli büyüklerimizin Kurban Bayramlarını Adrasan Halkı adına candan kutlar, sevgi ve saygılarımızı sunarız… Adrasan koyumuzu yıllardır sömürüp, gelecegini karartan işgalçi ve çevre düşmanı yasa tanımazlara karşı, her türlü hakaret ve tehditlere rağmen, vermiş olduğunuz onurlu ve sabırlı mücadelenizi kutluyoruz.. Bu ASIL duruşlarınız ve tavırlarınız ile, Türkiyede vuku bulan kıyı ve çevre yağmacılıgına karşı nadir olarak yürütülebilen büyük bir mücadelenin örneğini Adrasan koyumuzda gösteriyorsunuz. Adrasan belediye başkanı kanal VIP TV yi getirip, Adrasandaki kıyı kenar ve imar yasasına karşı yapılan yağmacılıgı(4 katlı betonlaşma), imar planı yapımında dönen rüşvet ve yandaş kayırma olaylarının üstünü örtmeyi deneyerek kamu oyunu yanıltmayı denemiştir.. Ancak bunda başarılı olamamış, gerçekleri bilen halkımızı ikna edememiştir.. Bu söyleşi, sadece belediye başkanı tarafından bizzat önceden hazırladığı belli olan çanak sorularla, gerçekleştirilmiş olmakla birlikte gerçeklerle hiç bir ilgisi olmayip, kamuoyunu aldatmaya yönelik çirkin bir yayıncılık örneği olmuştur.. Bu yayında Adrasan gönüllerinin hazırlamış oldugu rapora hiç değinilmemiştir. Şeffaf olup, yapılan eleştiri ve iddalara karşı hesap vermek yerine, kanal VIP de çanak sorularla kendinin ne kadar büyük bir yönetici olduğunu ispat etmeye calışmistır… Oysa Adrasanın Türkiyeden önce AB girdiğini iddia eden başkan, yedi senedir bir türlü hazırlanıp uygulamaya geçirilemiyen, tarafsız, kalıcı ve şeffaf imar planından Adrasan koyunun neden mahrum edildiği konusuna bir türlü açıklık getirmemiştir. Antalya milletvekilimiz ve TBMM başkanı sayın Mehmet Ali Şahin ve sayın valimiz Alahaddin Yükselin, finike belediyesini ziyaretleri esnasında sayın basın mensupları huzurunda Adrasan için verdikleri sözleri tekrar buradan hatırlatmak isteriz. Sabırsızlıkla vaat ettikleri sözleri hayata geçirmelerini bekliyor ve Adrasanda herşeyin şeffaf olup, HUKUKSUZLUGUN korunmayacağını ümit ediyoruz.. Sayın Valimizden kararlılık ve süratle Adrasana tarihi bir hizmet sunacağı konusunda kendilerine olan inancımız tamdır.. Saygılarımızla

Adrasanın sessiz çoğunlugu 30.11.2009

Mehmet Yılmaz adlı Yağmacı. Yalan söylüyorsun ve gündemi saptırmaya çalışıyorsun. Hakaretlerin ile bizleri korkutacağını sindireceğini sanıyorsan yanılıyorsun. Senin ve senin gibilerin hakkından daha evvel de geldik. İnsanları kandırmaya çalışma. Çaresizlikten, acizce saçmalamaya ve sağa sola saldırmaya başladın. Yağmalayarak işgal ettiğin yer dedenin falan değil. Ahmet Ağanın yerinin önünü mafya usulleri ile işgal ederek yağmaladınız. Orası Türkiye Cumhuriyeti Devletinin dolayısı ile Türk milletinin ortak malı. Bilmiyorsan öğren 3621 sayılı kıyı kanunun 5. maddesinin belirttiği üzere “kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, Herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır. Kıyı kenar çizgisi içerisinde şu an market olarak islettiğin yeri işgal ederek zilliyetine geçirdin. Amca Oğlun diğer bir Yağmacı Ersoy Yılmaz ağzının payını aldı oturdu yerine. Yağmacı olduğunu itiraf etti. Sizin gibi yağmacılar ve Belediye başkanı için zaman daralıyor. Ağzın bir hayli laf yapıyor sanıyorsun. Laf kalabalığı ile , kafa karıştırarak Yağma ve işgalleri sulandırmaya çalışma. .. Göster bakalım işyeri açma ruhsatını, ödediğin vergiyi göster. Talan zihniyeti ile kolay para kazanmaya alıştınız. Dedenin malı imiş. Göster bakalım tapunu. Tapun falan yok ki. Sen ve senin gibi yağmacılar kıyı kenar şeridinin kaçak barakalarla doldurdunuz. Devlet ise yıllarca seyretti. Çok bedeller ödemişsin. Göster bakalım bir belge. Gösteremezsin. Fakat bizim elimizde 57 liler listesi var. Kaçak barakalarınızın hakkında Antalya valiliğinin yıkım emri var.. YIKILACAK. Anladın mı? Kanunsuzluğa, yağmaya, talana savaş açtık. Yağmanın bedelini ödeyeceksiniz. Şimdiye kadar kanunsuz yasamaya alışmışsınız. Adrasanı kanunsuzluğun markası haline getirdiniz. Bu devran böyle sürer , nemalanmaya devam ederiz sandınız değil mi? Kimse sizden hesap soramaz sandınız değil mi? Sizler kanunlardan üstünsünüz değil mi? Adrasan sizin babanızın çiftliği değil. Siz kim oluyorsunuz da Yağmaya dur diyenleri Adrasandan kovma cesareti ve cüretini gösteriyorsunuz. Mafya bile olamayacak kadar bozuntusunuz. Sizden Türk milleti adına hesap soruyoruz. Sormaya da devam edeceğiz. Yağma ve Cevre Raporumuzu okumuşsun ama fındık beynin anlamamış, kavrayamamış anlaşılan. İmara aykırı yapılan 4 katli inşaatları nasıl belgelediğimizi, haklarında suç duyurusunda bulunduğumuzu da mı okumadın. Onlar da yıkılacak ve Adrasan betondan kurtulacak. Sen ve senin gibi yağmacıların yıllardan beridir devleti hortumladığınız yeter. Devletin malını size yağmalatmayacağız. Buralar Türk milletinin malıdır. Sizin dedelerinizin falan değil. Bizim arkamızda mafya falan bulamazsınız. Biz milletin savcısıyız ve Adrasan Yağmadan kurtulana kadar mücadele edeceğiz. Yağmacı yağmacıdır. Yerlisi dışarıdan geleni olmaz. Ayrıca hukuka, kanunlara, imar planlarına uyan gerçek turizm yatırımcılarını selamlıyoruz. Hukuka, kanunlara, uymak ne zamandan beri mafyalaşma oldu bu ülkede. Sizin gibi yağmacılar engellediği için Adrasanda 15 yıldır imar planları uygulanamıyor. Sizin küçük çıkarlarınız nedeni ile Adrasanın Turizm ufku günden güne daralıyor. Ayrıca sen ne kadar ikiyüzlü bir insansın. Senin nasıl kişilikte bir insan olduğunu herkes bilmeli. Belediye Başkanı Akkulak Ağustos.2009 da, Arif in sahildeki kacak oturma yerlerini içki satıldığı bahanesi ile şov yaparak yıktığında, kendisini gözlüklerinin camlarını gözüne sokmak ile tehdit ediyor ve ıssız yerde karsın çıkmamasını telkin ediyordun. Arkasindan söylemediğin laf kalmamıştı. Bugün ise sen kıyı kenar hazine arazisini yağmaladığın için, Başkan Akkulak da kıyı kenarı yandaşlarına peşkeş çekip yağmayı normalleştirdiği için çıkar ittifakı içindesiniz..Kirli çıkarlarınız örtüşmeye başladı değil mi? Yağma bitti. Artik namuslular namussuzlar kadar cesaretli. Çünkü güçlerini kanunlardan alıyorlar.

Ö.Özer 30.11.2009

m. yılmaz beyefendi, duayen ve satın alınamayan gazeteci Kahya 'ya verip veriştirmişsin ! Artık çaresizlikten sağa sola saldırıyorsunuz. Sizlerin tehditvari konuşmaları bizleri daha şevkle olayın üzerine itiyor !! Adrasan'da artık kanun uygulanacak . Sizler yine pansiyon işleteceksiniz Ama kıyı kenar çizgisine uyarak. MALESEF BAŞKA ÇIKAR YOLUNUZ YOK EFENDİLER,,,,,

Mehmet çiller 29.11.2009

Bravo, Mehmet Çiller bu işi de başardın. Daha evvel başaracağını belirtmiştim yorumlarda .sana ve tüm Adrasan gönüllülerine yürekten tşk.Çiller'inde belirttiği gıbi çevreciler ,sivil kuruluşyar ve Antalya milletvekilleri neredeler? Bu başarı Antalya doğası için dönüm noktasıdır . ;; Erdoğan beyi de cesaretinden dolayı kutlarım.

nazım kırbaş 29.11.2009

Bi çıkarın var herhalde Adrasanda sana yer mi vermediler yağmalamak için sonuçta dedelerimizin yeri kimseye yağmalatmayız siz ancak yalarsınız bir de gazeteci olmuşsunuz biliyor musunuz gazeteciliğin içinede ettiniz sizden dilenci bile olmaz onuda elinize yüzünüze bulaştırırsınız madem burada yağma var gelme kardeşim gelip denizi bari kirletme al bi leğen gir suya evinde sana mı düştü tasası git kendi memleketinle uğraş bi gün gelir senin memleketinin içinede ederiz eğer çok istiyorsan hem Adrasanın bulutları pis değil bembeyaz tertemiz gel Adrasana da insanlık gör. Bu yazıları yazdığın için gelmişsindir zaten insanlıkta görmüşsündür herkesten ama bi insan nankörse her yerde nankördür değiştiremezsin hem Adrasanın tasası sana düşmedi burada herkes kendi yerinde havadan düşmedi bi daha dikkatli yaz yazdıklarını. Gazeteci olarak hala dikkat çekemeyip prim yapamıyorsan gel Adrasanda çalışabilirsin. Atıcılar denizin içinde diyosun boşver Beldibi Tekirova yı gel ege sahillerine gidelim bakalım tesisler nerede bu kadarmı körsün kardeşim sen bence işine bak olur mu

M. YILMAZ 29.11.2009

M. Yılmaz adlı yerli İşgalci! Kibarlığı bırakalım!! Yağma yağmadır. Savunulamaz, Kabul edilemez. Görmezden gelinemez. Küçüğü büyüğü olmaz. Sen Adrasanın yerlisi olarak kıyı kenarı yağmalayacaksın, kaçak tesis yapacaksın, zilliyetine geçireceksin sesimizi çıkartmayacağız öyle mi? Senin yağman yasadışı değil, Tekirovada yapılan yasadışı öyle mi? Yok öyle yağma. Senin ve senin gibilerinin küçük çıkarları yüzünden Adrasan bu hale geldi. CHP, MHP, AKP değişerek hep beraber içine ettiniz Adrasanın.. Kanunsuz yaşamaya o kadar alıştınız ki su anda ne yapacağınızı işgallerinizi nasıl haklı göstereceğiniz şaşırdınız. Hep böyle gider diye düşündünüz değil mi? Hesap soran yok eden yok. Adrasanın üzerinden pis sis bulutu kalktı artik. Kral çıplak işte. Utanmadan istersen bir de Istanbulun trafik sonunu ile neden ugraşmadigimizi da sor? Gündem saptırtmakta AKPlilerden daha da ilersin. Pes be yüzsüzlüğün bu kadarına. Eline fırsat geçse sen de denizin içine temel atarsın ATICILAR gibi. Allah hiçbirinize fırsat vermesin. Adrasanı yağmalatmayacağız. Anladın mı? Ö.Özer

Ö.Özer 27.11.2009

okudum da raporları aynısı Beldibi Tekirova arasında da vardı noldu eski yerli halkın yerlerini yıktılar kıyı kenar diye hükümetteki yandaşlarına peşkeş çektiler hani kıyı kenar kanunu vardı raporlar vardı noldu hiç talan oldu Adrasan içinde aynı şey olacak siz çırpıncaksınız kıyı kenar diye her yer yıkılacak ondan sonra hükümette dayısı olanlar konacak siz bile gelip çocuklarınızla denize girmişsinizdir ondan sonra siz bile arayacaksınız Adrasanda nerede denize girebiliriz acaba diye olacak bu ben size peşinen söyleyeyim. Türkiye nin yapısı bu kardeş değiştiremiyosun denizin kenarına yapılan tesislere o kadar protesto oldu noldu sonuç hiç. Hiç olmazsa yerli halkın elinde bozulmadan duruyo gelin istediğiniz pansiyonun birinde ailenizle kalın memnun olcaklarmı olmayacaklarmı deneyin tertemiz cıvıl cıvıl etrafı güzellik bumu koskoca otellermi söyleyin Ben şahsen Adrasan dışına gittiğim zaman hep bu tür yerlerde kalıyorum huzurlu oluyor en azından kardeş işte böyle siz çevre adına uğraşıyosunuz ondan sonra sakin bulan birisi gelip tepesine konuyo ses çıkartamıyosunuz al sana ondan sonra her yer beton yalan mı

M. YILMAZ 27.11.2009

Sayin Valimizin duyarliligina binlerce tesekkürler, sagolasin bu mücadeleyi baslatan vatanperver Adrasan gönüllülerine, sagolasin duayen sayin Erdogan Kahya ve onun arkadaslari sayin Ibrahim Akkaya ve sayin Ahmet Dökdök´e... sagolasin Adrasan icin feryatlariyla, kisisel girisimleryle Antalya' nin genelde pasif, uyuyan sivil toplum örgütlerine tas cikartan atilimlariyla Antalya´nin sevilen is adami sayin Mehmet Ciller´e , sagolasin Nuri Sariyildiz beyefendiye... sagolasin daha nice Bahadir Manyasoglu gibi siradan, duyarli Antalya sevdalilarina... ismini hatirlayamadigim diger insanlara... "Antalya katliami hesap sorgusu "Adrasan la kalmamali.. .Adrasan bir emsal olmali...Ne Antalya halki nede tanrinin Türkiye´ye ve Antalya halkina verdigi bu cennet köseleri böyle vahsice katliami ve riyakarligi haketmedi.Devletin yöneticileri, idarecileri artik lütfen Allah askina is basina... millet sizden ilk etapta Adrasan´da icrat istiyor, talana, kiyima canak degil, sizlerden hak ve hukuk istiyor... saygilarimla.

Sedat Tuac,Almanya 27.11.2009

Sayın Erdoğan Kahya; Öncelikle yüce Türk milleti ve Antalyalılar adına, Adrasan üzerindeki bu kirli sis perdesinin kalkmasında gösterdiğiniz olağanüstü gayret ve çabalarınız için teşekkür ederiz. Siz ve sizin gibi kılavuzu hukuk olan, bağımsız ve cesur gazeteciler oldukça Antalyamızın yıllardır çözülemeyen diğer sorunları da gündeme gelerek çözüm yoluna girecektir. Çözülen her sorun ile de Antalya daha çağdaş, daha modern ve daha güzel bir şehir olacaktır. Antalya Valisi Sayın Yüksel geçen Ramazan bayramı ardından (25.09.2009 tarihinde ) Adrasan Belediyesi hakkında kıyı kenar yağmacılığı ve diğer iddialar konusunda soruşturma emri vermişti.. Sizinde belirttiğiniz gibi artık soruşturma tamamlanarak kaçak yapılar hakkında gereğinin yapılması için yetkili mercilere emir tebliğleri yapıldı. Bizler şeffaf devlerden yanayız. Hiç bir şey gizlenmemeli, saklanmamalı, üstü örtülmemeli ve unutturulmamalıdır. Soruşturma Raporu kamuoyu ile paylaşılmalı ve vatandaş bilgilendirilmelidir. Nihayetinde internet çağında artık halktan hiç bir şey kaçıramazsınız. Meydanın internet sayesinde etkinliğinin artması ile beraber halkı uyutma dönemi geçmişte kalmıştır. Soruşturma raporu er geç Elli yediler raporunda olduğu gibi bizim elimize ulaşır. Bizler devletimizin zayıf duruma düşmesini, aciz gösterilmesini hiç istemeyiz. Bu yüzden Kumluca Kaymakamlığına buradan seslenmek istiyoruz. Lütfen soruşturma sonucu çıkan yıkım emirlerini bürokrasinin ağır isleyen çarkları içinde hasıraltı etmeyin. Gündemden düşürerek ülkemizin kanayan yarası olan yağma ve talan kültürünü normalleştirmeyin. Yapılan yağmacılık, mafyanın ve çıkar gruplarının yanına kar kalmamalı. Yağma, kıyı kenar işgali, talan ve yandaşlara peşkeş çekmeler hukuk devletlerinde savunulamaz ve görmemezlikten gelinemez. Bu vesile ile de tüm Antalyalıların kurban bayramını tebrik eder iyi tatiller dileriz. Lütfen yollarda dikkatli araç sürünüz. Bayram keder olmasın. Saygılarımla Nazmi Sarıyıldız

Nazmi Sarıyıldız 27.11.2009

Evet Beyler artık bu kararıda hasıraltı etmeye çalışın isterseniz !! Valimize güvendik herşeyden evvel. Sağolsun, varolsun. Talancı ve yağmacılara daha evvelden artık onlar için denizin bittiğini söylemiştik! Kendilerine yandaş gördükleri bir Tv de tek taraflı yalan haberler üretip, bürokrasiyi betkilemeye çalıştılar. Gerçi bize söz hakkı vermeyen TV hakkında da bayram sonuna kadar müddet verdim. Ya Adrasanda imar sorunu yoktur ibaresini kaldırarak valilik kararını açıklayacak yada kanun çerçevesinde peşlerindeyim .Artık yok bundan sonra AHBAP ÇAVUŞ ilşkileri beyler. Birde hani bir KINDILÇEŞME piknik alanımız vardı ? Niyazi Gökhan a kiralanan !? Kemer belediye başkanı Sayın GÜL Seçilmeden evvel burayı kimselere yedirtmeyeceğini açıklamıştı .!! Ağaç bile kesilmeyeceği belirtilen bu halktan koparılmış alanda şimdi şantiye kuruldu ey başkan ve ÇEVRECİLER !! Antalya kıyıları tarihinde böyle zulüm görmedi beyler !! Ama ne çevreciler ,ne Antalya milletvekilleri nede sivil toplum kuruluşları bu yağmaların üzerine gidiyor . Bu insanların bir işadamından daha fazla DOĞA ya harcayabilecek zamanları yok mudur ? Saygılarımla...

Mehmet Çiller 26.11.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!