ANTALYANIN KAHYASI

Üniversitede Mobbing mi uygulanıyor?

ERDOĞAN KAHYA

Son yıllarda Türkçe’mize yeni bir kelime girdi. Hem de tepeden inme. Türkçe karşılığı: Zorbalık, yıldırma, bezdirme, anlamına geliyor. Latince’de ise psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermek anlamına geliyor. Mobbing tarif edilirken; “özellikle hiyerarşik yapılanmış gruplarda ve kontrolün zayıf olduğu örgütlerde, gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun, diğerlerine psikolojik yollardan, uzun süreli sistematik baskı uygulaması” şeklinde de bir yorum getiriliyor.

Mobbing’i biraz daha araştırınca günümüzdeki yaygınlığı, özellikle siyasetle girift olmuş kuruluşlarda nasıl uygulandığını görmek insanı şaşırtıyor. Kişiyi iş yaşamından dışlamak amacıyla kasıtlı olarak yapılan Mobbing’in kâr amacı gütmeyen kuruluşlarda, okullarda ve sağlık sektöründe daha yaygın olduğu belirlenmiş…

Bilim adamları “Mobbing, duygusal bir saldırıdır” derken, Hedefini ise, “bir iş yerindeki kişi veya kişiler üzerinde sistematik baskı yaratarak ahlâk dışı yaklaşımla iş performansını ve dayanma gücünü yok edip, işten ayrılmaya zorlamaktır” şeklinde tanımlıyorlar.

Bu kısa açıklamanın ardından bir bilim yuvasında, Akdeniz Üniversitesi’nde uzun zamandır çalışanlara karşı mobbing uygulandığı ve bu konuda birçok çalışanın mahkemelere başvurduğu söyleniyor.

***

İlk Örnek Islıkçı Hoca

Akdeniz Üniversitesi İİBF Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm, fakülte koridorunda ''Alçaklara kar yağıyor üşümedin mi?'' türküsünü ıslık çalarak söylediği için hakkında disiplin soruşturması açan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanı Prof. Dr. Şafak Aksoy'u mahkemeye verdi. Prof. Dr. Kuruüzüm, Üniversite yönetimi tarafından hakkında 12 soruşturma daha açıldığını dile getirerek fakülte dekanından 4 bin lira manevi tazminat kazandı.

Kuruüzüm Hoca kazandığı paranın yarısı ile geçenlerde öğrencilerine döner ısmarladı. Hakkındaki diğer soruşturmalar sürüyor.

Kadrosu verilmedi Rektör mahkum oldu

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği Denetim Kurulu Üyesi, Fen Fakültesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin KILIÇ tarafından Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Rektör Prof. Dr. İsrafil KURTCEPHE aleyhine açılan manevi tazminat davasında Rektör KURTCEPHE 2500TL tazminat ödemeye mahkum oldu. Doç Dr. Hüseyin KILIÇ 2009 yılı Haziran ayında doçentlik unvanını aldı. Fen Fakültesi Dekanlığı’na ve Akdeniz Üniversitesi rektörlüğüne doçentlik kadrosunun ilan edilmesi için yazılı başvurularda bulundu. Fakat geçen bu süreçte kadrosu ilan edilmedi. 2010 yılı Şubat ayında rektörlüğe yaptığı başvuruda Doçentlik unvanına göre maaşını talep etti. Fakat rektörlük bu başvuruyu reddetti. Bunun üzerine Antalya 2. Bölge İdare Mahkemesine dava açan Doç. Dr. Hüseyin KILIÇ bu davayı kazandı. Ancak Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü kararı uygulamadı. Bunun üzerine Doç Dr. KILIÇ’ın avukatı Rektör Prof. Dr. İsrafil KURTCEPHE hakkında Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde manevi tazminat davası açtı. Mahkeme “Akademik yükseltmeler bir lütuf değil haktır” şeklinde bir karar vererek Rektör Prof. Dr. İsrafil KURTCEPHE’yi tazminata mahkum etti.

Bazı hocalara ders verilmiyor…

Üniversitenin diğer fakültelerinde mobbing uygulanarak bazı öğretim üyesi ve görevlilerinin dersleri ellerinden alındı. Bu hocalar hakkındaki uygulamada kendilerine bir gerekçe gösterilmiyor. Fakülte dekanlıklarına, ardından da rektörlüğe yazılı olarak durumlarını soranlara ise yanıt bile verilmiyor. Bununla da kalmıyor, mobbing uygulananlarla diğer öğretim üyeleri de birlikte mesai arkadaşları olmasına rağmen konuşmuyorlar. Konuşanlar sorgulanıyorlar. Bu konuda doğan ders açıkları için ise başka üniversitelerden hocalar getirilerek yeni kadrolar oluşturuluyor. Bu durumda hemen her fakültede onlarca öğretim üyesi ve görevlisi var. Tıpkı mobbing uygulamalarında olduğu gibi, kolay yetişmeyen bu insanlar sırf düşünceleri, ya da siyasi görüşleri nedeniyle iş performansını ve dayanma gücünü yok edip, işten ayrılmaya zorlanıyorlar.

Tıp Fakültesi’nde öğretim üyeleri hasta bakmıyor

Daha acı bir gerçek ise Tıp Fakültesi Hastanesi’nde. Yeni Tamgün Yasası’nın uygulamaya girmesiyle havuzda biriken paralardan olan, öncesi her muayene ettikleri hasta başına sosyal güvencesine bakılmaksızın aldıkları 140 tl havuza konulan hocalar bugünlerde hasta bakmıyor, muayene etmiyor, ameliyatlarına girmiyorlar. Sorulduğunda öğrencilere eğitim verdiklerini uygulamanın uzmanlar ve asistanlar tarafından yapıldığını söylüyorlar. Bu arada asistanlar da kendilerine fazla yüklenildiği ve fazla mesai yaptırıldığı için eylem yapıyorlar.

Radyo ne hale geldi?

Akdeniz Üniversitesi’nin övünülecek bir radyosu vardı. Bu radyo 1999 yılından bu yana yayınını sürdürüyor. Fakülte kurulmadan bu radyo kurulmuştu. Prof. Dr. Hikmet Seçim'in dekanlığı sırasında öğrenciler tarafından hazırlanan son derece düzeyli ve kaliteli müziklerden oluşan programlar yapılıyordu. Zaman zaman akademisyenlerin de hazırladıkları yayınlar bu radyoda yer alıyordu. Daha sonra Prof. Dr. Ümit Atabek'in dekanlığında radyodan sorumlu bir uzman görevlendirildi ve yayın kalitesi ve müzik çeşitliliği arttırıldı. Ancak, son günlerde bu radyoda, dinlemenin imkansız olduğu müzikler yayınlanıyor…

Hele bir de anonslar var ki; dostlar başına… Hocaları bu radyoyu hiç dinlemezler mi?

İşte birbirinden komik anonslar ve Akdeniz Üniversitesi Radyosu:

- Fakir ama gururlu radyo. Üniversite FM.

- Anne bana üniversite FM'i açar mısın? Tamam yavrum. Üniversite FM.

- Kendi çapında çerez tadında. Üniversite FM.

- Entel ve dantel radyo. Üniversite FM.

- Bulunmayan Hint kumaşını bulan radyo. Üniversite FM.

- Otantik radyo. Üniversite FM.

- Hiç bie şeye hayır demeyen radyo. Üniversite FM.

- Güzel olduğu kadar küstah radyo. Üniversite FM.