Her gün yerine, haftada iki gün yazmak, günlük yazan arkadaşlarımıza göre dezavantaj tabi. Ünal Ersözlü ile Nihat Toklu arkadaşlarım, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in Sabah Akdeniz ekibi için düzenlediği geziyi eni-konu yazdılar. Bize de herhalde madalyonun diğer yüzünü yazmak kaldı.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, yaklaşık 5 saat süren bu gezi sırasında edindiğim ilk intiba Menderes Türel’in siyaset kulvarında kendini iyi yetiştirmiş olması. Olaylara bakışı, gazetecilere kıvrak cevapları, personeli üzerindeki hakimiyeti ve en önemlisi yatırımlarla ilgili birinci el bilgilere sahip olması bunun göstergelerinden bazıları.
Türel’i eskiden beriyi tanıyan bir dostu olarak bu gezi sırasında edindiğim ikinci intiba, siyasetin piri Demirel’den çok şey öğrendiği.
1984 yılındaydı. 12 Eylül sonrası siyasi yasaklar kaldırılmış, Kenan Evren ve kuvvet komutanlarının hala etkili olduğu bir dönemde Zincirbozanlı Süleyman Demirel, “Hasret Gezisi” adını verdiği Isparta ve ilçelerini kapsayan bir geziye çıkmıştı. Demirel’in vatandaşla ilk buluşması olduğu için bütün gazeteler muhabir göndermişti peşinden… Her sabah geziye başlamadan önce basınla kahvaltıda sohbet ediyor. Biraz da 12 Eylül yönetiminden çekinerek, kahvaltının sonunda ülkede gündem yaratacak bazı sözler söyler sonunda da, “Çocuklar bakın bunları ‘off the record’ söylüyorum. Sakın yazmayın” derdi. Ertesi gün yaygın basının hemen tümünde Demirel’in bu sözleri manşetten çıkar, ancak Süleyman bey’den, “Siz ne yaptınız? Ben yazmayın demedim mi?” benzeri bir şey duymazdık.
Menderes Türel de dün bize “off the record” bir çok şey söyledi. Dün Sabah Akdeniz’e baktım, arkadaşlarımız ne köşe yazılarında ne de haberlerde bu yazılmamak üzere söylenenlerden bahsetmemişler. Meslek etiği bu. Ancak hala şu hususu merak ederim: Demirel’in elinden su içmiş Menderes Türel’in konuşmalarının yarısını oluşturan bu yazılmamak üzerse söylediklerini acaba yazılsın diye mi söyledi, gerçekten yazılmasını istemedi mi? Bunu zaman içinde kendisinden öğrenip sizlerle paylaşacağım.
Türel’in geçmiş yönetimleri kötülemeden sadece yaptıklarını anlatması da şahsen beni mutlu etti. Bu da siyasette olgunluğun en güzel işaretlerinden biri.
Belediye Başkanlarının karnesinde şüphesiz yatırımların büyük payı var. Türel, kendisinden önce görev yapan Subaşı ve Kumbul’u yatırım miktarı olarak 4 yıllık döneminde geçtiğini söylüyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde son üç dönem Başkanlık koltuğunda oturanların yatırım karnelerine baktığımızda o günkü döviz kurlarına göre 4 yılda Hasan Subaşı 90 milyon dolar, Bekir Kumbul 17 milyon dolar ve Menderes Türel 190 milyon dolar tutarında yatırım gerçekleştirdi. (Bu rakamlar içinde ASAT yok)
ASAT yatırımları Türkiye’ye örnek.
Antalya Su ve Atıksu İdaresi (ASAT) ın yeni ve de akıllı hizmet binasını gezerken, iki önemli gelişme ile Antalya’nın nasıl kabuk değiştirdiğini görebiliyorsunuz. SKADA adı verilen suyun kontrolü tamamen bilgisayar sistemi ile bir merkezden kontrol ediliyor, bir tıkla koca bir mahallenin suyu kesilip, açılabiliyor. Bu yatırım Türkiye’de bir ilk. ASAT’ın bu projeyi daha da geliştirmesi için TÜBİTAK’dan bir milyon dolar karşılıksız kredi alınmış.
ASAT’ın arıtma ile ilgili de çok güzel ve örnek çalışmaları var. Arıtma tesisi yanında yapılan atık çamurunu enerjiye ve gübreye dönüştüren tesis de Türkiye’de ilk. Diğer Büyükşehir belediyeleri projeyi örnek alıyor. ASAT, atıkları ortadan kaldırıp yokettiği gibi yılda 6 milyon dolar para kazanıyor. Ne demeli ? Bu projelerde Menderes Türel ekibinin önemli adamlarından Faruk Karaçay’ın imzası var. Tebrikler…
Ahh Antalyaspor Ahh…
Antalyaspor şampiyon olmuş hala Antalyalıların umurunda değil. Çünkü Antalya kamuoyu taaa Hasan Subaşı’dan beri kötü alıştırıldı. “Nasıl olsa belediye var.” Düşüncesi ile kendi kulubüne yardım elini uzatmayan Antalyalılara Türel “artık yeter” diyor:
“Antalyaspor’un borcu yok. Yıllık 20 trilyon geliri var. Diğer projelerin takipçisi olacağım. Antalyaspor Koleji, amatör sporlar merkezi, Kamp Merkezi yapacaklarımız. Bu şartlarda Antalyaspor’u teslim etmeye hazırım. İş adamlarımızın Antalyaspor’a sahip çıkmasını bekliyorum.”
Bu şartlarda Antalyaspor yönetimine talip bulunamazsa artık “pes” demek gerekir. Süper ligde mücadele edecek bu takıma, büyük takımları Antalya’da görmek isteyen her Antalyalı da yardım elini uzatmalıdır. Yoksa bütün fatura vali Alaaddin Yüksel’e çıkacak. Türel, anahtarı vali beye bu kez teslim etmeye kararlı…
GÜLMECE:
Dünya Türklere kalacak
Dünyanın meşhur “think-tank”ları bir araya gelirler. Araştırma konuları önümüzdeki asırda dünyanın hakimi kim olacaktır. Dünya kime kalacaktır. Bilgisayara bütün ülkelerin nüfus yapısından, ekonomiye, eğitimden sağlığa ve siyasetten askeriyeye kadar bütün bilgiler yüklenir. Uzmanlar “Dünya kime kalacak” diye sorularını yazarlar ve “enter”e basarlar. 1 dakika sonra ekranda büyük harflerle cevap görünür:
“Dünya Türklere kalacak.”
Uzmanlar şoktadır. En nihayet birisi şaşkınlıktan kurtulup, “neden” diye yazar ve “enter” e basar. Bilgisayardan hemen cevap gelir:
“Bütün milletler uzaya gidecek, böylece dünya Türklere kalacak.”
GÜNÜN SÖZÜ
Kimse kendi terinde boğulmaz
Ann Landers