Aslında dün arkadaşımız Veysi Sağlam, bazı siyasilerin de görüşlerini alarak Türel’in neden kaybettiğini çok güzel irdelemiş... Naçizane birkaç satırla katkı isterim.
CHP beş yıl önce düşen Antalya kalesini yeniden aldı. Pazartesi günü gazetelerin bir çoğunda başlık aynen böyleydi: “Kale geri alındı”
Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın bu galibiyetini Cumhurbaşkanına karşı elde ettiği bir intikam zaferi olarak değerlendirenler de oldu.
Şüphesiz 2004 yılında yüzde 34 oy oranı ile seçilen Menderes Türel gerçek bir zafer kazandı. Hemşehrisi Baykal’ı kendi evinde yendi...
Türel kim ne derse desin, görev yaptığı beş yıllık süre içinde bu kente hizmet etmiştir. Üstelik hizmet akışı öyle hızlı olmuştur ki, Antalya adeta şantiyeye dönmüştür.
Şimdi geriye dönüp bir bakalım:
Menderes Türel göreve gelir gelmez, trafiği rahatlatmak adına 9 adet köprülü kavşak yaptı. Ardından Lara temalı park, arıtma, kanalizasyon, yağmur suyu drenaj kanalları derken, 100. Yıl’da ticari alan karşılığı 30 bin kişilik stadın yapıma başladı. Toplu ulaşımda kullanılmaya başlanan Antkart sistemini getirdi. En son olarak da bir rekora imza atıp 11 kilometre uzunluğundaki hafif raylı sistemi 1,5 yıl gibi kısa bir sürede tamamladı.
Belki de ilk kez “Altın Portakal” adını tüm dünya duydu; adımızdan, Antalya’dan tüm dünya bahsetti.
Bunların hepsi bir belediyenin yapması gereken en güzel işler... Başbakan haklı olarak bu kadar hizmetin karşılığının, seçim kaybetmek olmaması gerektiğini söylüyor. Kendisine göre, siyasi misyonuna göre haklıdır.
Gelin isterseniz yine geriye dönüp bir de madalyonun diğer yüzüne bakalım.
Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, Menderes Türel tüm bu yaptıklarını meclisinden aldığı yetki ile borçla yaptı. Kısa, orta ve uzun vadeli yurtdışı kaynaklı kredilere de tabii ki, hazine garantör oldu.
İktidar partisinin bu anlamda Antalya’ya katkısı bu borçlara garantör olmasıdır.
Gelelim ikinci meseleye;
Menderes Türel tüm bu yatırımları gerçekleştirirken başta uzman meslek odaları olmak üzere sivil toplum örgütlerini hiç dinlemedi, görüşlerini almadı, yatırımlar gerçekleşirken eleştirilere kulaklarını kapadı.
Ulaşım Master Planı yapmadan ulaşımı planlamaya başladı, trafiği rahatlatmak adına yapılan köprülü kavşaklar raylı sistem henüz devreye girmeden bile trafiği arap saçına çevirdi.
Raylı sistemin başlangıç güzergahı da yanlış seçildi. Halkın toplu olarak gittiği yerlere öncelik verilmesi gerekirken, Kepez’de oturanları kent merkezine getirmeyi amaçlayan sisteme öncelik verildi.
Raylı sistemin yapımı sırasında esnaf, dükkanını kapamak zorunda kaldı, onlar için hiçbir tedbir düşünülmedi. İflas edenler oldu. Evine ekmek götüremeyenler, siftahsız dükkan kapatanlar...
Bana göre çağdaş bir uygulama... Ancak kayıt altına alınan otobüs ve dolmuş sahip ve şoförlerinin yılmadan sürdürdükleri antipropaganda ile tukaka gösterilen Antkart uygulaması da bu işlerin tuzu biberi oldu.
Antalya’nın turizm ve tarım kenti olarak daha öncelikli projeleri varken, yanlış projelere öncelik verildi ve yanlış projeler de her zaman olduğu gibi kelle yedi.
Bütün bu işlere tepki gösterenler, Menderes Türel’e daha önce oy vermesine rağmen kızanlar, kazanma ihtimali olan adayı seçti ve ona oy verdi. CHP böylece Antalya’da Cumhuriyet tarihinin en yüksek oyunu alarak 5 yıl önce kaybettiği kalesini yeniden ele geçirdi.
BİRAZ DA GÜLELİM
Huysuz at
Adamın çok sevdiği huysuz binek atı, karısını sırtından atarak ölümüne neden olur. Cenaze töreni çok kalabalık olmuştur, adamın arkadaşlarından biri sorar:
- Acın büyük ama, karını bu kadar sevdiğini görmek de bir teselli. Baksana yakının olan bütün erkekler burada. Ama neden kulağına kadar sokulup başsağlığı diliyorlar?
Adam kıs kıs gülerek cevap verir:
- Gördüklerinin hepsi, gelecek hafta sürek avında karısını bindirmek için atı bir günlüğüne ödünç istiyorlar
GÜNÜN SÖZÜ
Hiç bir şey, kendini idare etmesini bilmeyen bir insanın ruhu kadar karanlık değildir.
F.W. Foerster