ANTALYANIN KAHYASI

Şu malum açılım meselesi

Sakın ola ki, bu konuda görüşüm olmadığı için bu eylemi gerçekleştirdiğim sanılmasın. Hani bir laf vardır biz de, “Herkes sakız çiğner ama hiç kimse Ayşe hanım gibi patlatamaz” diye. Bu da aynen öyle oldu.   Muhterem Başbakanımızın ortaya attığı, sanatçısı ile, yazarı ile çizeri ile, bilim adam ile kanaat önderleri ile hülasa ulus olarak hep birlikte, işi gücü bırakıp dört elle sarıldığımız şu malum açılım meselesi konusunda bir çok yazar bir çok şey yazdı, ama hiç biri bu işi Yılmaz Özdil üstadımız kadar güzel anlatamadı. Kimileri açılım denen ne menem bir şeyse daha bilmeden ahkam kesti, kimileri “sırf yağcılık olsun” diye, “En büyük balığı bizim Başbakan yakalar” naraları attı.

Hürriyet Gazetesini okuyanınız var, okumayanınız, ya da Yılmaz Özdil’in köşesini gözden kaçıranınız… Bu yüzden bendeniz bugün köşemi kendisine tahsis ederek, değerli okurlarımı da bu konuda bilgilendirmek istedim.  Sözü fazla uzatmayalım. Buyrun efendim bir Yılmaz Özdil ziyafetine:

 

Al sana açılım

 

27 senedir gazetecilik yapıyorum... Ve, çalışma hayatımın en enteresan "sansür" olaylarından biri geldi başıma... "Açılım"ı destekleyen arkadaşların, iyi okumasını öneririm.

 

*

Tatilden döndüm...

"Kürtçe" başlıklı

bir yazı yazdım.

Bugün çıkacaktı.

 

*

Şöyle başlıyordu:

"Kimimiz Türk, kimimiz Kürt, kimimiz Laz, kimimiz Çerkez... Yahudimiz, Rumumuz, Ermenimiz, Rus gelinlerimiz, Alman damatlarımız; uzatmayayım, ’mozaik’ derler, değiliz aslında, ’ebru’yuz, koskoca bir aileyiz... Ve, ortak bir vatanımız, ortak bir resmi dilimiz var bizim; Türkçe... Bizi, biz yapan."

 

*

Şöyle devam ediyordu:

"Dünyaya entegreyiz; İngilizce de öğreniriz, Japonca da... Elbette, anadilini de, mesela Kürtçeyi de öğrenmek en doğal hakkıdır yurttaşların... Ama, bu doğal hakkı, ’açılım’ adı altında, ’resmi dil’ haline dönüştürmeye çalışmak, bizi biz olmaktan çıkarmaz mı? ’Bizi bize yabancı’ hale getirmez mi? İki lisanlı toplum olursak eğer... Birlikte yaşamak isteyen, sorunlarını konuşa konuşa çözme iddiasında olan, ancak, birbirinin dilinden anlamayan bir toplumu, hangi tutkal bir arada tutabilir?"

 

*

Ve, şöyle bitiyordu:

"Silahla beceremeyen bölücülerin tuzağına düşmemeli Türkiye... Kanın durması için teröriste bile şefkat gösterilebilir; bakarsın, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır... Fakat, farklı dil, kardeşi kardeşe yabancı haline getirir, ki, terörden tehlikelidir."

*

Yazı buydu.

Peki "sansür" nerede?

Şurada...

 

*

Yazıyı Kürtçe yazmak istedim!

*

Hayır...

Amacım, Türkiye’nin en etkin gazetesinde ilk Kürtçe makaleyi yazan kişi olmak değildi... Yukarıdaki satırları okuyacaktınız ve anlamayacaktınız.

Amacım işte buydu.

 

*

Araya "ikinci resmi lisan" girdiğinde... Farklı etnik gruplara mensup olan, ancak, Türkçe konuşarak, Türkçe yazarak, Türkçe okuyarak "anlaşan" bir toplumun, nasıl aniden birbirine yabancılaşacağını görecektik...

Kanıtı da, bu yazı olacaktı.

 

*

E hani sansür?

Buyrun...

 

*

Kürtçe bilmediğim için, Türkiye Çevirmenler Derneği’ne başvurdum, "Bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istiyorum" dedim. "Hay hay" dediler, İstanbul’daki "yeminli tercüme bürosu"nun telefonlarını verdiler. Aradım... "Hay hay" dediler, Kürtçe tercüman bulmak için iki gün izin istediler ve çevirme ücretinin de 180 lira artı KDV olduğunu belirttiler... "Hay hay" dedim, fatura bilgilerimi gönderdim, yazımın Kürtçe tercümesini beklemeye başladım.

 

*

İki gün sonra... Türkiye Çevirmenler Derneği’nden aradılar... "Kürtçe tercüman bulduklarını, hatta 8 tane Kürtçe tercümana başvurduklarını, ancak 8 tercümanın da bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istemediğini" söylediler...

 

*

Allah Allah!

Niye birader?

"Yazının içeriğini uygun bulmamışlar!"

 

*

(Bu arkadaşlar "yeminli" tercüman ama, yeminleri bi acayip... İçeriğini beğenirlerse, tercüme ediyorlar, beğenmiyorlarsa, etmiyorlar... Sanırsın, tercüman değil,

sansür kurulu!)

 

*

İşte böyle...

Terör, bizi bölemez.

Lisan, böler.

Cart diye.

 

*

Bizi bize yabancı eder.

Kanıtı da bu yazı.”

Yayın Tarihi
21.08.2009
Bu makale 1055 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
sevgili erdoğan abi, bölmeden bölüşülmezki. önce bölecekler sonra da bölüşecekler. bölebilmek için arada tuğlaları tutan harcı yok edecekler ki duvar yıkılsın. inanılmayacak kadar stratejik davranan emperyalizm amacına ulaşacak gibi. allah sonumuzu hayretsin

ardahan 24.08.2009

üstad saygılar açılım ancak böyle anlatılırdı. daha ne açılımları var bunların... pısuvar açılımı... çağdaş uygarlık açılımı...saygılarımı sunarım...

burhan taneri 22.08.2009

Türkiye pazarlanacak kadar ucuz bir devlet mi? adamlar milletin üzerine ölü topragi attilar sanki, BOB baskanina eninde sonunda halk "Last Minute" diyecektir, güzel ambalaj dönmeleri, liboslari adeta büyüledi, hokus pokusun icinden ne cikacak hep birlikte hatiplerin marifetleriyle görecegiz . Amerika tasaronlariyla gurur duyuyor, Avrupa parlamentosundan gelip ülkede cirit atip ders verip giden parlamenterler artik görünmez oldular, Türkiye´de her sey istedikleri gibi yolunda gidiyor, kolay gele... AKP´nin nasil bir kirli tarih yazdiklarini cok yakin zamanda görecegiz, o zaman cok yakin, ama kolay olmayacak basaramiyacaklar. saygilarimla

Sedat Tuac,Almanya 22.08.2009

Dış güçler amaçları olan ülkeyi bölüp, parçalamak ve kendine bağımlı hale getirmek ülküsünü başarmak üzereler. Ortam onlar için son derece uygun. Karşıklarında mücadele edemeyecek şekilde sindirilmiş, morfinlenmiş bir toplum var.. Amacı olmayan, Atasını unutturulmaya yüz tutmuş bir toplum var.!!? Kolay gelsin sizlere, nerelere kaçacaksınız merak etmiyorum... A.B.D hazır sizi bekliyor !!????

Mehmet çiller 21.08.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!