ANTALYANIN KAHYASI

Sorunumuz kesinlikle ahlaki!..

ERDOĞAN KAHYA

Toplum olarak ahlaki bir erozyon geçiriyoruz. “Her işin başı eğitim” diyoruz ama, eğitimi ve eğitilmeyi de kabullenmiyoruz. Her şeyin en iyisini, biliyoruz çünkü…

Şimdi “nereden çıktı bu ahlak meselesi” diye gelin bana bir sorun. Sorun da anlatayım:

Efendim; hükümetimiz çevreyi korumak adına TBMM’ne sunduğu 72 maddelik Torba Yasa içine; marketlerde alışveriş sonrasında satın alınan ürünlerin konacağı poşetler için 25 kuruş ücret alınması yönünde bir taslak ekledi. Torba Yasanın, TBMM’nde kabul edilmesi halinde de Yasa’nın 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği bildirildi.

Bu poşet işine kızan da var, bir naylon poşetin yüzlerce yıl doğayı kirlettiği için verdiği tahribat nedeniyle sevinenler de… Yasa henüz çıkmadığı için, alışveriş yapan vatandaşlardan alınacak bu 25’er kuruşun kime gideceği, (örneğin bir hayır kurumuna mı) poşet yerine market ve benzeri alışveriş merkezlerinin bir alternatif sunup sunmayacakları, (örneğin batıda olduğu gibi taşınabilir bizim çocukluğumuzun kese kağıtları gibi) bunlar henüz belli değil.

Ah şu sosyal medya

Gazetemiz muhabirlerinden dün sabah bir simitçi dükkânından 1,5 lira ödeyip bir simit alıyor ve hava yağmurlu olduğu için de küçük bir poşet istiyor. Kendisinden poşetin ücretli olduğunu söyleyen simitçi 25 kuruş alıyor.

Büroya geldiğinde uygulamanın 1 ocak tarihinde başlayacağını söylememiz üzerine, simitçi dükkanına, bu kez konuyu haberleştirmek için geri döndü.

Fırsatçı simitçideki yetkilinin söyledikleri, tıpkı “özrü kabahatinden büyük “ misali.

Efendim beyefendi sosyal medyadan okumuş da, poşet için para almayan işyerleri cezalandırılacakmış da, uygulamanın 1 Aralık’da başladığını yazmışlar da… Falan-filan anlatıyor.

Arkadaşımızı bu kez büyük AVM’lerdeki marketlere gönderdik. Hiç birinde böyle bir uygulamanın başlamadığını öğrendik.

Şimdi, sosyal medyada okuduklarını, uygulamaya kalkan bu simitçiye bakalım ne ceza verilecek? Ceza da çok önemli değil, konu tamamen ahlaki… Tren rayından çıkmış bir kere, ahlaksızlık adetten sayılır olmuş. Kim kime dum duma, kimin ne yaptığı belli değil, denetim yok, kontrol eden yok, şikâyet eden yok, baş yok, kıç yok… Uyanıklık, sahtekârlık, hırsızlık, hile, yalan, haram, taklitçilik ne arasanız kol geziyor ortalıkta.

Ahlaksızlığın tavan yaptığı böyle bir ortamda, ülkeyi sıkıntılardan düze çıkarmak için siz ne yapabilirsiniz ki?