Hem üreticilerden, hem muhalefetten gelen uyarılara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan, baskın verdirdiği soğan stokçularını dilinden düşürmüyor.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, meclis toplantısında çok güzel izah etti. Karaborsacılıkla, depoculuğun birbirine karıştırılmaması gerektiğini belirterek, “Mallarını çürümesini önlemek için depolayan her üreticiyi karaborsacı ilan edersek, tarımı tamamen bitiririz” uyarısında bulundu.
Daha ne söylesin, soğan söküldükten sonra belli bir raf ömrü var. İki hafta sonra baş kısmından yeni yeşil soğanlar çıkmaya, ardından içi boşalmaya ve çürümeye başlar. Tüm ürünü pazara sunmak piyasa düzenini bozacağı için bazı mallar depolanır. Örneğin bizim yayla kesimi ile Isparta ve özellikle Eğridir tarafında soğuk hava depoları sırf elma için yapılmıştır. Elma depolanmazsa ve hatta belli bir soğukluk derecesinde bekletilmezse, kurtlanır ve çürür.
Bunları Tarım bakanımız bilmiyorsa, uzmanları var.
Cumhurbaşkanımızı kim enforme ediyor ve yanlış şeyler söyletiyor, gerçekten merak ediyorum. Sanatçılara kadar inen danışman ordusu, ne iş yapıyor maaş almaktan başka, o’nu da bilemiyorum.
Son olarak Televizyonlarda boy boy gösterilen ve basıldıkları ilan edilen Polatlı’daki soğan depolarından hiç birine ceza bile yazamadılar. Çünkü depolayan aracılar değil, çiftçilerdi.
***
Aslında teşhisin doğru olan tek bir yanı da var. Gerçek stokçu ve karaborsacılar... Depolaması için çok masraf gerektirmeyen ve depolarda bekletilirse daha çok para edecek ürünleri saklayan ve zamanı gelince piyasaya çıkaran simsarlar var.
Asıl onlarla mücadele etmek gerekir.
***
Madalyonun diğer yüzünde yine tarım sektörünü yakından ilgilendiren yeni Hal Yasası meselesi var. Hem Cumhurbaşkanı, hem de Maliye Hazine Bakanı her seferinde tekrarlıyorlar:
“Yeni Hal Yasası ile Hal’ler ve komisyoncular kaldırılacak, komisyoncuların yerine çiftçi örgütleri kurularak halka direkt ulaşacaklar. Aracı kalkınca fiyatlar da düşecek”
Tarım kentinde yaşayan bir gazeteci olarak ben de bunun böyle olamayacağını söylüyorum. Uzmanlar da söylüyor, bu konudaki sivil toplum örgütleri söylüyor bu fikrin doğru olmadığını, ama gelin görün ki, nihai karar sahibini ikna edemiyorsunuz. O, öyle inandırılmış. Yine yanlış enformasyon, yine kandırılmış…
Siz halleri ve satış bedelinden sadece yüzde 8 komisyon alan ve üreticinin malını ortada bırakmayan komisyoncuları kaldırırsanız;
- Üretici ilaç, gübre ve ihtiyaçları için avansını kimden alacak?
- Kooperatifler nasıl kurulacak? Kim yönetecek? ( Toprak su Kooperatifinin idare edemedikleri için köylünün elinden alındığını unutmayalım)
- Komisyoncudan parasını peşin alan üretici, kooperatiften ne zaman, örneğin satıştan sonra) nasıl alacak?
- Kooperatifler üreticiye gübre, ilaç, mazot vs. desteğini hangi para ile verecek? Kooperatiflere giriş bedeli alınacaksa çiftçi karnını zor doyuruyor, parayı nereden bulacak?
- Ürün nerede toplanacak, büyük şehirlere nasıl nakledilecek, Fiyatları kim, nasıl tespit edecek?
Daha yüz kadar soru çıkarabilirim. Gelin bu işten vazgeçin, üreticinin yanında olun. Üreticinin istediği komisyoncu yerine kooperatif kurulması değil, onlar ektikleri, biçtikleri, yetiştirdikleri üründen para kazanamıyorlar. Her geçen gün artan girdi fiyatları yüzünden alın terinin karşılığını bile alamıyorlar. Onların istediği, mazot, ilaç ve gübre desteği… Karşılığını da kat kat ödeyecekler; üretim yaparak, ihracat yaparak… Döviz kazandırarak…