12 Eylül dönemini yaşayanlar çok iyi bilirler. O dönemde liderler birbirlerine ağır sözler söylüyor, eleştirinin dozu arttığı için TBMM’de vekiller adeta birbirlerini yiyordu. Bu kavgalar sokağa da yansıyınca kıyametler koptu, sonunda 12 Eylül’de gelen askeri müdahale, siyasetçiler Zincirbozan’a… Tıpkı yaramazlık yapan öğrencilerin tek ayakta bekleme cezası gibi…
Şimdilerde ise liderlerin birbirlerine söylediklerini duydukça sanki eskileri arıyoruz.
Cumhurbaşkanı partili olunca, kendisine cevap niteliğinde söylenenler bile hakaret içeriyor. Cumhurbaşkanı kendisi de hakaret ediyor zaman zaman… Anlayacağınız Devletimizin başına eski saygı kalmadı.
Kime kaldı ki;
Bu durum belki de yeni sistemin ayarları bozmasından kaynaklanıyor. Anlayacağınız Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tutmadı. Ya da bizim naturamıza uygun gelmedi.
Rahmetli Özal; “Devlet Millet içindir, Millet devlet için değil” demişti bir zamanlar, “Nereden çıktı bu şimdi” demiştik ama şimdi en geçerli söz gibi değil mi? Ya da biz şimdi anlıyoruz.
***
Eskiden liderler, siyasetçiler birbirlerine neler söylerdi diye düşündüm, bakın seçtiklerim:
Şimdi İYİ Parti’nin lideri Meral Akşener, Öcalan için bir kızgınlık halinde “Ermeni Dölü” demişti. Bir kadının ağzına bu küfrü yakıştıramamıştı insanlar…
En çok gaf yapan lider Tansu Çiller’di. Mesut Yılmaz’a “İktidarsız” demişti bir gün… Başka bir gün yine Mesut Yılmaz'a "Hiç bir başbakan askerliğini onbaşı olarak yapma şerefsizliğini göstermemiştir" demesi, tüm onbaşı rütbesindeki askerleri kızdırmış, özür dilemek zorunda kalmıştı.
Turgut Özal’ın Süleyman Demirel için söylediği "kıç üstü oturdular... yengemin şeyi olsa eniştem olur" lafı günlerce güldürmüştü insanları… Buna yanıt veren Demirel biraz kızgındı:
DYP Genel başkanı Süleyman Demirel'in Özal'a cevabı bugünlerde söylenenler kadar ağır değil ama o güne göre hakaret içeriyordu: “Gaspçı. Siyasetin kısa pantalonlusu, İkiyüzlü. Yüreksiz, Ortamalı, Ebleh”
Bir de Turgut Özal Cumhurbaşkanı iken, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü için "… siz bunu küçük Turgut'a anlatın" demiş, kibarlığı ile ün salmış İnönü cevap vermeyince bu hakkı SHP Milletvekili Cüneyt Canver kullanmış ve “Yalnız Turgut beyin küçüğü yok herkesin var” diye cevap vermişti.
Bir başka ortamda DYP Milletvekili Cavit Çağlar'ın Mesut Yılmaz için "yavşak", Necmettin Erbakan'ın Bülent Ecevit için "öküz" demesi hafızalarda yer etti.
Türk siyasi tarihinde, En Büyük küfür ise Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in kullandığı "h...ktrin" ifadesini başka kullanan da çıkmadı.
Rahmetli Erbakan, öğrencisi şimdiki Cumhurbaşkanımız bir gün attan düşünce, “Bu atın çok şahsiyetli olduğunu gösteriyor, üstünde tutmadığına göre” diyerek hakaret (!) etmişti.
***
Küfürler bir yana şimdilerde kaba tabiri ile belaltı vurmak, ya da kumpas dediğimiz dolaplar dönüyor.
Hakkında sahte senet suçlaması yapılan Millet İttifakının Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş’a biraz yargısız infaz uygulanıyor. İddia sahibi sabıkalı, şizofren raporu var, imzanın sahte olduğuna dair Adli Tıp raporu. Sağ olsun gazetelerimiz bu özellikleri haber içine saklayarak verdiği için de Yavaş’ı neredeyse idam sehpasına çıkaracağız.
Bu kadarı da biraz ayıp olmuyor mu dersiniz…?
Şunun şurasında seçimlere 17 gün kaldı. Biraz sakin olun, bu halk kavgasız, gürültüsüz, küfürsüz, yalansız, dolansız bir seçim istiyor. Ortalığı bulandırmayalım, yargısız infazlara başvurmayalım… Yoksa bu yollara başvuranlar yanar…