ANTALYANIN KAHYASI

“Silah, çatışma, operasyon istemiyoruz”

O’nu zaman zaman televizyon ekranlarında görüyorduk.

Lafını, sözünü esirgemeyen, doğru bildiğinden şaşmayan bir babayiğitti.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde, daha önceki çatışmada zarar gören 4 ayaklı minare önünde bir grup avukat ile birlikte açıklama yaptığı sırada vuruldu… Hem de “Silah, çatışma, operasyon istemiyoruz” derken… Tek kurşunla, üstelik ense kökünden…

Cenaze töreni çok kalabalıktı… Meslektaşları; "Seni unutmayacağız" yazan pankartlar taşıdı.
Herkesler açıklama yaptı; siyaset kurumu ve Devleti yönetenler taziye mesajları verdi.

“Kanı yerde kalmayacak” nutukları çekildi…

Ölen öldüğü ile kaldı ve en önemli açıklamalar ili yöneten Vali Hüseyin Aksoy ve yargının başı Cumhuriyetin Başsavcısı Ramazan Solmaz’dan geldi:

Vali Aksoy, olayın nasıl olduğunu anlatıyor ve malum sözler;  “Konuyla ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açılmış olup konunun detayları incelenmektedir. Konuyla ilgili detaylı açıklama kamuoyuyla daha sonra paylaşılacaktır” diyor

Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Aksoy’un sözleri koca bir devletin aczini ortaya koyuyor. Çünkü Cumhuriyetin savcısı, polisin ve savcıların olay yerine ulaşamadığını söylüyor.

Olay Cumartesi günü gerçekleşti, 3. Gün Başsavcı ve heyeti olay yerinde inceleme yaparken yine PKK’lıların saldırısına uğradılar ve olay yerinde delilleri bırakıp kaçtılar.

Bütün bunları Sayın Başsavcıyı suçlamak adına söylemiyorum. Sorun Devletin Diyarbakır ilimizdeki varlığının tartışılır hale gelmesidir. Bu duruma başta Vali olmak üzere, şu ana kadar adı hiç duyulmayan Emniyet Müdürü, Jandarma Komutanı ve diğer yetkili ve de görevliler in seyirci kalmasını anlamanın zorluğu…

Bu polisle terör önlenemez

Bunları söylemek ya da yazmak belki çok zor. Şehit olan onlar. Daha ne yapacaklar demeden tedbir almak zorundayız.

Çünkü olayın asıl vahim yanı Diyarbakır’da görev yapan ve olay sırasında ikisi ölen polislerimizin eğitimsiz ve beceriksizliği yanında yetkisiz kılınmasıdır. Onlar şehit olur ama bir teröriste silah doğrultuğunda sonradan başına gelebilecekleri düşünerek ateş edemez. Tıpkı bu olayda olduğu gibi…

Bir ihbar alan ve iki teröristi taşıyan taksiyi durduran iki polis, sanki Cumhurbaşkanını karşılar gibi, silahlarını çekmek yerine taksinin kapılarını açar açmaz teröristlerin kurşunlarına hedef oldular. Yaşları 40 civarındaki bu iki polisin yeni mezun memur olmadıkları da ortada.

Hata üstüne hata… Polis meslektaşlarını vurduktan sonra sokak arasına kaçan, biri eli silahlı, diğeri mermisi bittiği için silahını namlusundan tutan iki teröristle burun buruna gelen eli silahlı iki polisin iki teröristi de bir-kaç metre uzaklıktan vuramaması eğitimsizliğin en ala göstergesidir. Bu görüntüleri televizyonlarda hepimiz milim milim izledik…

Sözü gerisini Diyarbakır Baro Başkanı rahmetli Tahir Elçi’ye bırakalım: “Silah, çatışma, operasyon istemiyoruz”

Yayın Tarihi
30.11.2015
Bu makale 2057 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!