Kamuoyu yoklamaları bu kez “Tam isabet” dedi. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere herkes biliyordu ki; seçimin sonucu zaten belliydi.
Ak Parti seçimin iptalinden başlayarak kampanya süresince öyle bariz hatalar yaptı ki; yaratmaya çalıştıkları, “Oyları çaldılar” algısı konusunda kendi partililerini bile inandıramadılar.
31 Mart seçimlerinde madem hile yapıldı, bunu kanıtlamak yerine suçu Sandık kurullarının oluşumu ile noktalayan itirazcı Ak Parti ve MHP; işin başında aynı zarf içinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi dışında, ilçe belediye başkanlıkları, ilçe belediye meclis üyelikleri ile muhtarlık pusulalarında hile yapılmamasını halka izah edemediler.
31 Mart seçimlerinde AK Parti ve MHP Liderlerinin miting meydanlarına dillerine pelesenk ettikleri “Beka Meselesi” birdenbire gündemden çıktı. Beka sorunumuzu kim çözdü ki?.. Halk Bunun sebebini de çok iyi kavradı. Anladı ki; ortada bir Beka Meselesi yoktu…
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un sık sık televizyon ekranlarına çıkarak, “Var kesin bir şey var. Hiç bir şey yoksa bir şey var” gibi absürt sözler etmesi ve halkı aptal yerine koyması bardağı taşıran son damla oldu.
Son olarak özel tutulmuş sözde Akademisyenin terörist başı, bebek katili Abdullah Öcalan’dan getirdiğini söylediği mektubu da İstanbul’da yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımızı ve HDP’yi Ak Parti karşısında birleştirdi.
Ak Parti’nin seçim kaybetmesinde, bizzat Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Bahçeli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da söylemlerinin etkisi var. Bütün bunlara inanmayan seçmenin, Cumhur İttifakına tavır alması çok olağanüstü bir durum değil… Bunun adına da “Milli İrade” diyorlar…
Şimdi gelelim asıl söylemek istediklerime;
Seçimin kazanılmasında hiç şüphesiz bugüne kadar CHP’ye güvenmeyen seçmeni kazanmada en önemli etken Büyükşehir adayı Ekrem İmamoğlu’ndan sonra İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve yönetimi olmuştur. Gerçekten İYİ Parti’liler bu seçimde çok iyi çalıştılar.
Ancak bu seçimde birlik içinde İmamoğlu için çalışan İYİ Parti teşkilatı çok da rahat ve huzurlu görünmüyor. Özellikle taşra teşkilatlarında Ülkücü ağırlıklı teşkilat yöneticilerinin partiyi ele geçirme çabalarını bilmeyen yok. İl ve ilçe teşkilatlarında bir süredir devam eden delege bazında hazırlıkları da ortada. Teşkilatlarda; partinin ilk kurulduğu günden beri, büyük bir özveri ile çalışan eski Doğruyol ve ANAP kökenli merkez sağı temsil edenler parti içinde adeta ikinci sınıf muamele görmeye başladı. Fazla bir istekleri de yok. Partinin CHP ile yaptığı işbirliği sonunda da anlaşıldı ki; İYİ Parti MHP’nin devamı ya da benzeri değil bir merkez partisi olma yolunda çaba harcaması lazım. Sadece bunu istiyorlar. Durum böyle iken, Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın ve ekibi partiyi merkez yerine milliyetçi, hatta ülkücü ağırlıklı sağa çekmeye gayret gösteriyor. Bu durumdan, birçok milletvekili ve partinin üst düzeyde ve teşkilatlarda görev yapan yöneticileri de şikâyetçi. Partinin temel taşlarından Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın görevinden istifa etmesi bunun kanıtı gibi sanki…
İşte İstanbul zaferinden sonra, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in bu başarıyı iyi değerlendirmesi, hatta taçlandırması için parti içinde süratle bir revizyona girmesi, merkezdeki boşluğu dolduracak daha güçlü bir İYİ Parti için uygun yönetimi seçerek çevresindekilerden şöyle bir silkinmesi lazım… Yoksa yeni kurulmakta olan Babacan’ın partisine farkına varmadan destek olacaktır.
Bu seçim sonucu ile İstanbul’un yeni Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ak Parti’nin 17 yıllık iktidarını sallamıştır. Her ne kadar mecliste çoğunluğu yoksa da başarılı olacağına ben şahsen söylemlerine bakarak inanıyorum.
Başarılar dilerim… Vatana, millete hayırlı olsun…