Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası başkanı Dr. Şükrü Vural zaman zaman açıklamaları ve ilçeye verdiği katkıları ile saygı duyduğum insanlardan biridir. Manavgat’ın il olma konusunda önemli çalışmalara da imza atmış biridir. Etkin çalışmalar yapar. Vural’ın son basın açıklamasını okuyunca şaşkına döndüğümü söylemeliyim.
Açıklamanın başlığını okuyunca bizim işbilir Maliye Bakanımızın turizmcilere yine nasıl bir darbe vurduğunu merak ettim. Çünkü sayın Vural, turizmcilerin Maliye Bakanlığı’nın açtığı davaların şokunda olduğunu söylüyordu. Merak edip okudum ve özetle size de sunmak istiyorum:
“ Ülkemizin ‘Bacasız Sanayi’ olarak nitelendirilen turizm sektöründe Maliye Bakanlığı’nın açmış olduğu ecrimisil davaları yüzünden 400 turistik tesis, müşterilerine kullandırdıkları sahillerden yararlanamaz hale gelmiştir.
Maliye Bakanlığı, yıllardır kira karşılığı gibi her yıl düzenli ecrimisil alarak, turistik otellerin müşterilerinin kullanımına yönelik şezlong ve gölgelik koyarak, yeşil alan düzenlemesi yaparak, su sporları aktivitesi ile kafeterya hizmeti sunmak üzere faydalandığı sahiplenme ve işgal kastı olmaksızın kullandığı sahillerin bu şekilde kullanımının suç oluşturduğundan bahisle bölgedeki tüm turizm yatırımcısını şikayet ederek haklarında ceza davaları açılmasına neden olmuştur.
Açılan davalardan dolayı turizm YATIRIMCISI 2 YILA KADAR TECİLSİZ HAPİS CEZASI ALMAYA BAŞLAMIŞTIR.
2008 yılı turizm sezonuna büyük umutlarla giren turizmciler sahillerde müşterilerine şezlong, gölgelik, kafeterya hizmeti veremez hale gelecektir. Turizmci, bu durumun yurt dışı pazarlarına yansıması halinde satışların doğrudan etkileneceği endişesine kapılmıştır.
Sadece Manavgat sahil şeridinde tahsil edilen toplam ecrimisil miktarının Kahramanmaraş ve aynı ölçekteki illerden toplanan vergi gelirlerinden daha fazla olduğunun bilincinde olan Maliye Bakanlığı’nın bu uygulaması turizmcilerimizi karamsarlığa itmiştir.
Uygulamanın bu şekilde sürmesi halinde hem turizmci, hem Ülkemiz turizmi hem müşteri ekonomik kayıp yaşayacak, ayrıca da Maliye Bakanlığı ecrimisil adı altında elde ettiği gelirden mali kayba uğrayacaktır.
1-Antalya İli İstanbul’dan sonra Maliye Bakanlığı’nın en çok ecrimisil topladığı ildir.
2-2007 yılında tahakkuk eden ecrimisil bedeli Antalya’da 17.623.335 YTL’dir. Türkiye’yi tercih eden turistlerin tercih nedeninin güneş, deniz ve kumsal olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Bu uygulamanın devam ettirilmesi halinde Maliye Bakanlığı ecrimisil gelir kaybının yanında turizm gelirinde de hem Ülke hem de yatırımcı ciddi ölçüde gelir kaybına uğrayacaktır.
3-Turizmciye mahkemelerce verilen ciddi mahiyetteki hapis cezaları ile hapishane yolu görünmüştür.
4-Bu durumda kazanan taraf yok, kaybeden taraflar var. Devlet sadece gelir kaybına uğrayacak. Turizmci de hem gelir kaybı yaşayacak hem de hapis yatmak zorunda kalacaktır.
Turizmci bu şoktan kurtulmak ve sezon öncesi motivasyonunun bozulmaması için yetkililerden çok acil çözüm beklemektedir.”
Başkanın açıklaması sorunu her yönü ile ortaya koyuyor. Bir eksiği var o da, bu sorunu kökünden çözmek adına bir öneri yok.
Anayasa ve diğer Yasalara göre sahiller halkın malıdır. Turistik işletmelerin kullandıkları bu alanlara müşterileri dışında kimseyi almadıkları da bir gerçektir. Bu anlamda sadece ecrimisil denen, kamu arazisini, (sahiplenme olmasa da) işgalin bedeli olarak bilinen parayı ödeyerek kendini haklı görmenin doğru olduğunu da söyleyemeyiz. Öte yanda, yıllardır kasalarına para girdiği için seslerini çıkarmayan ve Yasaların çiğnenmesine yol açan Maliye Bakanlığı’nın durup dururken sahillerin işgalini yıllar sonra fark etmesinde de haklı göstermemiz de mümkün değildir. Maliye Bakanlığı’nın bütçe açıklarını kapatmak için “Deli Dumrul Vergileri” çıkarmasının anlamı olmadığı gibi, vergisini ödeyen hemen herkese “vergi kaçakçısı” gözü ile bakması da işin cabası…
O yüzden bu konuya Yasa ile bir çözüm bulunması gerekmektedir. Çünkü bu sorun sadece Manavgat’ın sorunu değildir. Üç tarafı denizlerle çevrilmiş ülkemizin denize kıyısı olan her ili, her ilçesi, her köyünde bu sorun yaşanmaktadır. Devlet, milyonlarca dönüm denize sıfır arazileri turizm adına nasıl beş kuruş almadan tahsis etmişse, sahili de ya bu tesis sahiplerine kiralasın, ya da halka da açsın…
DÜŞÜNMECE:
· Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır
· Dost geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır
· Arkadaş senin ağladığını görmez
· Dostunun omuzu ise senin göz yaşlarınla ıslanır
· Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir
· Dost sana yardım etmek için erken gelir; toparlanman için geç gider
· Arkadaş, onu o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur
· Dost neden bu kadar geciktiğini sorar, derdini anlatmak için
· Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür
· Dost ise tekrar arar
· Arkadaş senin daima onun arkanda olmanı ister
· Dost ise her zaman senin arkandadır
· Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir
· Dost zevklerinizi öğrenir ve onlara hitap eder
· Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar
· Dost zayıflıklarınızı bilirse örtmeye çalı· şır
· Arkadaş sizi ikinci görmek ister
· Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar
GÜNÜN SÖZÜ
Yirmi yaşındaki bir insan, dünyayı değiştirmek ister. Yetmiş yaşına gelince, yine dünyayı değiştirmek ister, ama yapamayacağını bilir.
Clarence S. Darrow