Yerel seçimler öncesiydi. Bütün siyasi partiler adaylarını açıklamış, ısrarlara rağmen AKP’ye geçmeyen Hasan Sipahioğlu da ANAP’dan yeniden aday olmuştu. İktidar partisi AKP adayını belirlemek için gizli oy, gizli tasnif yöntemi ile ön yoklama yapmış, ancak sonucu da açıklanmamıştı.
O günlerde Alanya’ya gitmiştim. Dönemin RTÜK Başkanı Zahit Akman da Alanya’daydı. Seçimle bizzat ilgileniyor, çok eski arkadaşı olduğunu söylediği adaylardan Kerim Kılıç’la birlikte Alanya Gazeteciler Cemiyeti’ni de ziyaret ederek, Kerim Kılıç’ı desteklediğini ilan etmişti.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) gibi tarafsız, üstelik partilerüstü olması gereken bir kuruluşun, üstelik adı Almanya’daki “Deniz Feneri” adıyla tarihe geçen yolsuzluğa karışmış bir kişinin böylesi aleni taraf olmasını yadırgamış ve o günlerde bu konuda bir de yazı kaleme almıştım.
Ancak Zahit Akman’ın o günlerde Alanya’da ne aradığı ve neden AKP aday adayını desteklediği geçenlerde Hürriyet Gazetesi’inde Yalçın Bayar’in köşesinde biraz olsun açıklık kazandı.
Efendim hikaye şöyle:
“ Mülkiyeti Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ait Alanya’da lebiderya bir büyük arazi satışa çıkıyor. Mülkü almak isteyen ve buraya 5 yıldızlı bir otel kondurmak isteyen değerli RTÜK Başkanımız Zahit Akman imar planı ile ilgili bazı prüzlerle karşılaşıyor. Birileri de o’nuın kulağına ‘Hasan Sipahioğlu hukukçudur. İmar planında senin istediğin değişikliği yapmaz. Sana değil babası gelsin usulsüz ve yolsuz bir iş yapmaz. Hiç boşuna yorulma’ deyimnce güçlüden yana olup, Sipahioğlu’na alternatif aday olabilecek, kaç yıllık bilemiyorum ama, çok çokkk eski arkadaşı Kerim Kılıç’ı desteklemek üzere Alanya yollarına düşüyor”
Şimdi RTÜK Başkanı değil Zahit Akman, sade bir üye… Başkanlığı döneminde işlediği öne sürülen başta ‘görevi kötüye kullanmak ve kurumu zarara uğratmak’ suçlarından dolayı yargılanacak gibi. Tabii sayın Başbakan Cumhuriyet Savcılığına izin verirse.
O soruşturma devam ededursun, Hasan Sipahioğlu da AKP’ye transfer olduğuna göre, Zahit Akman’ın otel inşaatı projesi ne olacak ben asıl onu merak ediyorum…
BİRAZ DA GÜLELİM:
Esenler Kule
Holywood'un yüzlerce kez işlediği; 'uçakta pilotlar ölür ya da bayılır, yolculardan biri merkezden telsiz
talimatıyla uçağı indirir' klişesinin uyarlanmış hali. ABD de olur da Türkiye'de olmaz mı? Yurdum
insanı el atmış mevzuuya.
- Aloo, aloo, abi ben kamil koc istanbul-ankara otobüsünden arıyorum. Kaptan molada içkiyi fazla kaçırdı herhalde, uyuyor şimdi.
- Evlat sakin ol, muavin orda mı?
- Hayır, otobüste değil, tanrım ona ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok!
- Tamam evlat, hiç korkma, sizi kurtaracağız. şimdi şoförü yavaşça koltuktan yana çek, sen oturacaksın onun yerine.
- ama onu yana çekersem düşer, kendinde değil!
- düşsün pezevenk! oraya senin oturman lazım.
- tamam, oturdum. şimdi ne yapmalıyım?
- direksiyonu tut, ne çok sıkı ne çok gevşek.
- tuttum. çok eğlenceli görünüyor ehu
- evlat, ciddi ol, 40 yolcunun hayatı senin elinde. şimdi; önündeki panelde bir çok gösterge var değil mi? tam ortadaki büyük olana bak, ne yazıyor orda?
- bismillahirrahmanirrahim.
- hayır göstergenin üstündeki yazıya değil göstergeye bak! Hız göstergesine bak, kaçla gittiğinizi görebiliyor musun?
- sıfır.
- nasıl sıfır? dikkatli bak.
- sıfır, gerçekten sıfır. ölecek miyiz yoksa?
- otobüs duruyor mu gidiyor mu bunu söyle bana seni kuş beyinli!
- duruyooor…
- kalk git eşşoğlu eşşek! bize de panik yaptırdın. Şoför uyanınca devam edersiniz…