Okurum Hasan Kayıkçı, Akdeniz Üniversitesi'nde olup bitenlerle ilgili son yazımıza ilginç bir yorum yazmış: ''Rektör adayı sıralamaları bitti, sizin belgeler de mi bitti?:)) " diye.
Okur her zaman haklıdır. Yazılarımıza ara vermedik aslında, devam edecek. Bu konudaki yazılarımızın geçmişi 4 ay öncesine dayanır. Yani rektörlük seçimleri ile ilgisi yoktur. Ancak rektörlük seçimleri araya girince taraf olmak, ya da haksız bir rekabet yaratmak istemedik. Bu nedenle ara verdik. Bir başka nedeni de, rektörlüğün hakkımızda Cumhuriyet Savcılığı'na yaptığı suç duyurusundandır. Bundan sonra belgeleri bizi ifadeye çağıran Cumhuriyetin savcısına vermek istememizdendir.
Neyse bu okurum beni yeniden göreve çağırdı. Yazmak durumundayız. Her ne kadar hakkımızda şikayet olduğunda arkamızda kimseyi bulamasak da, yazmak zorundayız. Kamuoyu adına görev yapıyoruz çünkü...
Elimizde belgeler var
Her ne kadar bizi şikayet etseler de doğru bildiklerimizi yazmaktan bizi kimse alıkoyamaz. Elimizde belge olmadan bugüne dek hiç bir yazıyı kaleme almadık.
"Bizden olanlar" ve " Bizden olmayanlar" olarak Üniversite çalışanlarını ikiye bölen zihniyet, kendilerinden olmayanlar için sahte dilekçeler hazırlamak, baskı ile birinin diğeri hakkında yalan-dolan dilekçeler vermelerini sağlamak adeta görevleri olmuş. Hangi işte rant varsa, tam bir tüccar zihniyeti ile davranarak o işin peşinde koşmayı, bu arada eğitim ve öğretimi de ehil olmayan ellere bırakmak, hakkı olmayanlara ulufe misali akademik kadrolar dağıtmayı, eş-dost-akraba ve hemşerilerle kadrolaşmayı görev sayan bu kişileri Akdeniz Üniversitesi'nin hak etmediğini düşünenlerden biriyim.
Rektörlük Lojmanı tadilatı
Muhterem rektör hocamız göreve geldikten sonra, Mustafa Akaydın'ın lojman olarak kullanılan iki daireyi birleştirmek konusunda başlattığı inşaat çalışmalarını devam ettirdi. 2008 yılının Aralık ayında rektörlere tahsis edilen lojman, İki dairenin birleştirlmesiyle yaklaşık 240 metrekareye çıktı. Banyosunda jakuzi'nin bile düşünüldüğü İnşaat maliyeti 100 bin lirayı aştı. İçine alınan eşyaların değeri ise tam tamına 125 bin 982 lira 78 kuruş...
Şimdi bana söylendiğinizi, hatta bazılarının kızdığını duyar gibi oluyorum:
"Yahu be adam rektör lojmanda tadilat yaptırdıysa, yeni eşyalar aldıysa rektörlük görevi bitince alıp evine mi götürecek?" diyorsunuzdur.
Evet alıp evine götürmeyecek ama, önce yatırıma muhtaç, üniversitede "Rektör oturacak" diye bunca parayı harcayacak kadar zengin bir ülke miyiz? Hele hele dairelerin birleştirilmesi, sonucu bir ev için gerekli tüm eşyaların ardından alınanlara bir bakar mısınız?:
"- 6 adet LSD televizyon
- 6 adet avize
- 5 adet ipek halı
- 7 adet yün halı
- 5 adet uydu alıcısı"
Ne diyelim "Güle güle" otursunlar... Güle oynaya kullansınlar.
Ölüye şikayet Dilekçesi yazdırmışlar
Şaşırdınız değil mi? Evet bir mefta mezarından kalkıp, Akdeniz Üniversitesi'nde çalışan amca kızı Naciye Peçen'in 2008 yılının eylül- ekim dönemine ait sigorta primlerinin yatırılmadığını öne sürerek şikayetçi oldu. (dilekçesi elimizde, tabii ki o tarihte ölü olduğunu belgeleyen ölüm raporu da...)
Derin bir araştırma yapan üniversitenin yeni ve derin ekibi bu suçu İMİD Başkanlığına vekalet eden Kütüphane ve Dökümantasyon Daire Başkanı Nevzat Saban'ın işlediğine karar verir, öğretim görevlisi, şimdilerde Genel Sekreter Vekili Bahadır Kerimoğlu olayı soruşturmak üzere görevlendirilir.
Soruşturma konusu suçun işlendiğine kanaat getiren, bunu da ölüden alınan dilekçe ve ifadelerle belgelere göre kararlaştıran soruşturmacı Kerrimoğlu, rektörlük makamına verdiği raporunda, disiplin konusunda geçmiş sicili olumlu olmasına rağmen Daire Başkanı Nevzat Saban'ın 1/15 oranında aylıktan kesme, aynı konuda kanumnlara karşı hile (!) yaptığı gerekçesiyle yardımcısı Metin Akay'ın da "Uyarma Cezası" ile cezalandırılmalarını önermiş...
Ayıp ortaya çıkıyor...
Bu cezalar kesildikten sonra boş durmayan Nevzat Saban 04.11.2011 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne Naciye Peçen'le ilgili sigorta primleri yatırılmadığı için şikayet dilekçesi veren Güneş Mah. 2389 Sk. No: 43 Kepez adresinde oturduğuı öne sürülen Ahmet Peçen'in aslında dilekçe tarihinden bir yıl önce 1 Ekim 2010 tarihinde Medical Park Hastanesi!de kalp krizi sonucu öldüğünü tesbit etti.
Ve Hala Akdeniz Üniversitesi Kütüphane ve Dökümantasyon Daire Başkanı olan Nevzat Saban, Cumhuriyet savcılığı'na suç duyıurusunda bulunarak, "Sahte evrak düzenlemek, düzenlenen sahte evrakı delilk olarak kullanmak suretiyle aleyhime hukuka aykırı soruşturma açmak" suçlaması ile müsebbiplerin cezalandırılmasını istedi.
Ardından Antalya'nın tanınmış hekimlkerinden olan Ahmet Peçen'in kızı Sinem Peçen Yurtsever de Savcılığa başvurarak babasının böylesi bir sahtyecilik olayına adının karışması nedeniyle üniversite yönetimi hakkında şikayetçi oldu.
Cumhuriyet Savcılığı'nın da Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK)e başvurarak üniversite yönetiminin yargılanması konusunda izin istedi. Gerkli iznin gelmesi halinde de dava açacak.
Daha olay ister misiniz? Bence buraya kadar yeter. Çünkü bundan sonra artık yargı karar verecek. Yüce yargıya inancımız tamdır. Çünkü yargı herkes için gereklidir.