ANTALYANIN KAHYASI

Paranın kuvveti, İktidarın kudreti…

AKP’de İsmail Erten ve Döşemealtı’nda Nurettin Tursun, Finike’de Nail Dülgeroğlu, Kemer’de Hasan Şeker ve diğerleri yanlış mı yaptılar diye kendime sordum. Pek etik olmasa da, siyasete soyunmuş bu kişilerin ne yapması gerektiği konusunda yanıt bulamadım. Ya da doğru mu yaptılar, eğrimi ben karar veremedim.

Sadece onlar mı? madalyonun bir de diğer yüzü var. Particilik uğruna kadre uğrayanlardan, hayatlarını bu partiye adayanlar; Erdal Öner, Cihan Bulut, İzzet Bayar, Mustafa Gököz ve diğerleri...

Ya “dürüst insanlar siyasete neden girmiyor?” sorularına karşı bu işe soyunan ve büyük umutlarla taşın altına elini koymak isteyenler; Mustafa Satıcı, Kuddusi Müftüoğlu, Cihan Dinç, Dr. İsmail Başaran ve diğerleri… Onlar şimdi ne yapsınlar?…   Bir de daha üst mevkilerde görev yapanlar var. Milletvekilliğinden sonra ilçe ve belde belediye başkanlıklarına talip olanlar !…

Bir zamanlar durmadan parti değiştirdiği için siyasi literatüre adı; “fırıldak Kubi” olarak geçen Afyon Milletvekili Kubilay Uygun, sadece bir yasama döneminde; (1995) DSP’den milletvekili seçildi, DYP’ye geçti, bir süre sonra tekrar partisine döndü, sonra yine DYP’ye geçti ve son Yılmaz Hükümetinin kurulmasına destek vererek DYP’den ayrılıp MHP’ye geçti. Üstelik baş döndürücü bir hızla…

O zaman partileri Fırıldak Kubi’ye ne ihanet etti, ne de kötülük yaptı. O’nun tek derdi milyarlar harcayarak seçildiği vekillikten beklentilerini karşılamaktı, her giriş çıkışında karşıladı da…

Oysa bugünkü durum farklı.

Bugün insanoğlu bazı değerlere yenik duruma düşmüş gibi. Örneğin paranın kuvveti ya da  iktidarların kudreti gibi.

Henüz AKP’ye transfer olmadan Finike’nin DP’li Belediye Başkanı Nail Dülgeroğlu, seçim kazanmanın  en önemli yolunun iktidarın kudretinden geçtiğini söylemişti. Ona göre daha yapılacak işleri vardı ve bunu başarabilmek için iktidarın kudretini yanına almak zorundaydı.

Şüphesiz diğerlerinin de benzer gerekçeleri vardır. Hiç birini kınamıyorum. Üstelik düşüncelerine de saygı duyuyorum. Benim kızdığım onlar değil de, onları bu hale getiren siyasal sistemimiz. Daha doğrusu onları bu hale getiren sistem ve liderlere kızgınım biraz.

Çünkü onlar; sen, ben ya da o değiller. Tanrı onlara liderlik vasfı vermiş. Yani onlar; becerileri ve genel olarak vasıfları ile bizlere örnek olacak kişilerdir. Değerleri vardır, doğuştan potansiyelleri vardır, toplum için varlardır, onları bizlerden farklı kılan özellikleri onlara liderlik vasfını verebilir ama, bizleri aldatma, yanlış yönlendirme, iyi yerine kötüyü öğretme hakkını hiçbir zaman veremez. Çünkü onlar örnek kişiler olarak önce ahlaklı olmak zorundadırlar.

Adayları açıklamak üzere kürsüye çıktıklarında jest ve mimiklerine dikkat ediyor musunuz o ayrıcalıklı, IQ’leri bizlerden daha yüksek bu insanların… Hal ve hareketlerine bir not vermek isteseniz ne düşünürsünüz? Saygınızı yitirisiniz değil mi? Hani, “İnsanlar layık oldukları insanlar tarafından layık oldukları şekilde yönetilirler” diye bir söz var ya işte biz de bu söze layık olmayalım.

 

Haydi bakalım kolay gelsin

her şeye rağmen 29 Mart’da sandık başına gideceğiz. Adaylar bir bir belirleniyor. Bu konuda en çok ince eleyip-sık dokuyan CHP’de nihayet Büyükşehir ve ilçe Belediye Başkan adaylarını açıkladı. Aslında CHP’de Büyükşehir için beklenen oldu. Prof. Dr. Mustafa Akaydın zaten aday adayları arasında adaylığia en yakın isim olarak ortaya çıkmıştı. CHP’de Döşemealtı’nda bir ay önce yazdığım çıktı ve Döşemealtı’nın AKP’li Başkanı Nurettin Tursun, aday gösterilmeyince CHP’ye transfer oldu. Yeni ilçe oluşumunda en çok seçmen de Döşemealtı yani Yeniköy’de, Tursun’un CHP’ne geçişi ile dengeler değişeceğe benziyor. MHP’den de işini her dönemde bilen, ANAP eski milletvekillerinden Sami Küçükbaşkan’ın  MHP’den adaylığı da bu bölgede seçimin renkli geçeceğini gösteriyor.

 

Bir yazar üç kitap

Sınıf öğretmeni, Şair Ahmet Turan Kul’u tanımayanız yoktur. Bu kriz döneminde birbirinden değerli üç kitap birden yayımladı. Türkçe esinle  “Şehname” ve “Manas Destanı” ile “Efendim dedi Fehmi Bey, Mazruf ile Karanfil, Söz Bu ya” adlı şiirlerini bir araya getirdiği “Toplu Şiirler” kitapları çıktı. Editörlüğünü öğretmen Vedat Sümbül’ün yaptığı kitapların yayımı için dostları Kul’un elinden tutmuş. Ahmet Turan Kul’u kutluyor, imza günleri ile kitaplarının her yere ulaşmasını diliyorum.

 

 

Biraz da Gülelim

 

Mantar

Bir çocuk ormanda mantar topluyormuş. Orman görevlisi çocuğu görünce sinirlenip çocuğun yanına gitmiş:

-Ne yapıyorsun?

-Mantar topluyorum amca!

-Evladım mantarın zehirli olup olmadığını bilmeden nasıl yiyorsun?

-Amca ben bunları yemiyorum ki satıyorum:)

 

GÜNÜN SÖZÜ

 

Bir anne oğlunu adam etmek için 20 yıl uğraşır, bir başka kadın adamın 20 dakikada aklını başından alır.

(Anonim)

Yayın Tarihi
19.01.2009
Bu makale 895 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Çok güzel bir makale. Dürüstlüğün aptallık olarak görüldüğü , her ortama bukalemun gibi uyan bazı kişilere birtakım güzel değerleri unutmamalarını hatırlatması hoşuma gitti.

21.01.2009

NAİL DÜLGEROĞLU , SEN BAĞIMSIZDA GİRSEN SEÇİMİ ALACAĞINI BİLİYORSUN !! TAKDİR ETTİĞİM BU İNSANA BU PARTİ YAKIŞTI MI ??? DÜŞÜNCELERİN VE YAŞANTIN BU PARTİYLE ÖRTÜŞÜYOR MU *? merak ettim de !!!!

mehmet çiller 20.01.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!