ANTALYANIN KAHYASI

Nihayet… Ama yetmez!..

ERDOĞAN KAHYA

Günlerdir yazıp-çiziyoruz, uyarıyoruz; İmar Barışı ya da affı, adına ne derseniz deyin, kaçak yapıları yasalaştıran bu uygulama ile adeta yeni bir sektör yarattık. İmar Barışı başvurularının altı ay süre ile uzatılmasını da fırsat bilerek, eski gecekonducular mezarlarından çıktı, hazine arazilerini yağmalamaya başladılar. Hortladılar sizin anlayacağınız…

Bu güne kadar yaptığımız çağrılara sağ olsun bir tek Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal yanıt verdi ve Yamansaz’da fotoğrafları ile belgelediğimiz yol kenarına dizilen konteynerleri ve çevresinde oluşan yapılaşmaya müdahale ederek yıktı.

Şimdi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı müfettişleri belki İstanbul’dan daha fazla kaçak yapılaşmanın olduğu Antalya’ya el attılar.

Müfettişlerin hazırladığı rapora göre; İmar Barışı fırsatçılarının, Antalya'da özellikle denize yakın hazine arazilerini sahiplenmek için buralara kaçak yapı yapıp, 'Yapı Kayıt Belgesi' başvurusunda bulundukları ve bu işi örgütlü olarak yaptıkları tespit edildi. Devletin tarafsız müfettişlerinin görüşüne göre bu insanların asıl hedefi, başta deniz kenarı olmak üzere sahipsiz hazine arazilerine uyduruk inşaatlar yapıp, fidanlar dikerek İmar Barışı başvurusu yapıp, yapı kayıt belgesi almak… Burada devletin amacı ise Türkiye’nin hemen her yerinde bulunan 13 milyon konutun imar ve iskan sorununu çözmeye yönelikti.

Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve müfettişler uydu görüntüleri ile yasanın yapılaşma açısından bitiş tarihi olan 1 Ocak 2018 öncesi ve sonrası halini ortaya çıkararak şimdilik bu tarihten sonra yapıldığı belirlenen 64 binanın yıkılmasını sağladılar, ancak asıl sorun bu durumda 350 inşaatın hala devam ediyor olması…

Kentin kırsal kesiminde olduğu kadar, özellikle Kaş Çukurbağ ve bazı sahil bölgeleri başta olmak üzere Gazipaşa'dan Kaş'a kadar 640 kilometrelik sahil şeridinde değeri milyonlarca lira tutarındaki hazine arazilerini hedef seçen fırsatçılar, hem vatandaş şikâyetleri, hem de müfettişlerin arazinin uydu görüntüleriyle 1 Ocak 2018 öncesi ve sonrasındaki halini karşılaştırmasıyla tek tek ortaya çıkarılıyor. Bu çalışmaya kimsenin engel olmaması bütük önem arzediyor.

Kaleiçi’ni unutmayalım

Aynı sorunlar Kaleiçi’nde de yaşanıyor. Birinci ve İkinci derece SİT alanı olan tarihi yapılarla adeta bir gelin gibi süslü Kaleiçi’ndeki 39 betonarme apartmanın yıkımını kimin engellediğini bilmiyorum ama bu yıkım kararı da mutlaka uygulanmalıdır. Yoksa Kaleiçi elden gidiyor. Yeni cazibe merkezleri ararken, elimizdekini kaybetmeyelim…

Temennimiz 15 Haziran’da sona erecek başvurulara ilişkin, bugüne kadar belge alan, ancak 1 Ocak 2018’den sonra yaptıkları kaçaklara yasal kılıf arayan kişilerin, partisi, kimliği, nüfusu, cebindeki parası ne olursa olsun izin verilmemesidir.

Tesellimiz, seçimler nedeniyle kaçak yapılaşmaya resmen göz yuman bazı belediyeler yanında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın olaya müdahale etmesidir.