Gazeteci ağabeyimiz Sökmen Baykara, Meltem'de denize ve stadyum inşaatına nazır oturur. Adam doğuştan şanslıdır zaten, fotoğrafların en iyisini de stüdyodan farksız evinin balkonundan çeker. Stadyum inşaatının fotoğrafını çekerek Facebook'da paylaşmış. Şöyle yazıyor:
- ''AVM yapılmayacak demişlerdi, ama bir kıpırdanma var''
***
AKP'nin seçimlerde alınan sonuçlar nedeniyle kızdığı illerin başında gelen Antalya'da bir süre önce temeli atılan 75 milyon liraya mal olacak stadyum inşaatını Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ihale etti. Üstelik çok büyük işmiş gibi ihaleyi 4'lü konsorsiyum kazanmış. 800 günde bitecek olan inşaatın hali ortada 300 günü geçti Hala ortada birşey yok.
Bu konu işin başka bir yönü de, biz konumuza dönelim. Mahkeme tarafından iptal edilen ve Menderes Türel döneminde Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan önceki ihalede, yapımcı firmaya stadyum inşaatına karşı aynı arazide 40 bin metrekarelik arsa verilmişti. Ancak TOKİ'nin yaptığı ihalede ve sonrası yapılan sözleşmede bu konuda bir hüküm yok. Aynı plan uygulandığı için de 40 bin metrekarelik arazi Gençlik ve Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün mülkiyetinde görünüyor.
***
Bunları durup dururken niçin yazıyorum?
Çünkü Sökmen Baykara bir cümlelik paylaşımı ile kafamı karıştırdı.
Çünkü TOKİ o denli yetkilerle donatılmış ki, herhangi bir kişiye ait olsa bile mülkiyet hakkı filan dinlemeden o araziyi planlama, üzerine istediği inşaatı yapmaya, dilediğine ihale etmeye, ya da emanet usulü yapmaya yetkili. Bulunduğu kentin ne belediyesine ne mülki amirine ve ne de halkına sorma ihtiyacı yok. Bu eylemi varsa rant getiren araziniz o'nun üzerine de yapabilirler. Şimdi mimarlar, belediyenin imar müdürlüklerindeki yetkililer, araziniz pürüzlü ve inşaat yapamıyorsanız;
- ''TOKİ'ye başvur inşaat iznini alırsın'' diyorlar.
TOKİ'nin durumu bu. Yasa olduğu için de hiç bir mahkeme bu konunun iptali yoluna gidemiyor. Bugüne kadar da, bireyin en kutsal haklarından birinin mülkiyet hakkı olduğunu söyeleyen Anayasa Mahkemesi de kendine herhalde bir başvuru olmadığı için TOKİ'nin Anayasa'ya aykırı bir kurum olduğu yönünde karar vermedi.
TOKİ bugüne kadar nerede rant varsa oraya konuşlandı. Anladığım kadarı ile adına ister değişim, ister dönüşüm deyin, bu Kentsel Dönüşüm ve riskli binalar meselesi de bu yüzden çıktı. Amacın; sorunlu olduğu söylenen binaların, mülkiyet sahibinin iznine gerek olmaksızın yıkarak, inşaatlarını TOKİ'nin yapması, ya da yandaşlara müteahhitlik hizmetinin verilmesi olduğunu sanıyorum.
Bütün bu anlattıklarım doğru olmayabilir, ya da doğrudur. Bu satırları okuyanlar doğru ya da yanlış da diyemezler. Çünkü stadyum inşaatı konusunda ne kamuoyuna ne de meslek örgütlerine bilgi verilmedi. Bu insanların görüşlerine de başvurulmadı. Önceki ihale de öyle olmuştu ve 320 metre yüksekliğindeki rezidans inşaatından mahkemenin iptal kararından sonra duymuştuk.
Sanki şimdi de aynı senaryonun tekrarını yaşıyoruz. Stadyum inşaatı devam ederken, bu alanda müteahhide verilecek Antalya'nın en gözde arazisinin üzerine bir rezidansın dikildiğini göreceğiz. Öyle çok katlı olmasa, bir gecede konduruverecekler...
Çünkü bazı gerçekler milletten saklanıyor.
Çünkü TOKİ, stadyum inşaatının ihale bedeli 75 milyonu nasıl ödeyecek?
Nasıl ödeyeceğini söyleyeyim isterseniz. Bu alana dikilecek rezidansta Türel dönemindeki plan uygulanacaksa 64 katlı, 320 metre yükseklikte her katında otoparkı ve yüzme havuzu olan ve beheri asgari 3 milyon liradan satılacak 4 süper lüks daireden sağlanacak geliri ve ortaya çıkacak kar'ı gelin siz hesaplayın. Makineniz yoksa kolaylık sağlayayım: 4x64x3.000.000 eşittir 768 milyon... Çık 75 milyonunu...
Bekleyelim görelim, neler olacak? Benden söylemesi...