Ak Parti İl Başkanı Rıza Sümer, bazı Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve ilçe başkanları ile birlikte basının karşısına çıkarak 15 Temmuz’u değerlendirdi, Antalya’da yaptıklarını anlattı. Özetle; Antalya’nın Demokrasi’ye sahip çıktığını belirterek, başta muhalefet partileri olmak üzere herkese teşekkür etti.
Gecenin en anlamlı bölümü ise Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e, Ahmet Dökdök’ün sorusuna verdiği yanıt bölümüydü.
Dökdök özetle, “15 Temmuz’da sizin ve ailenizin başına bir kötü durum geldi mi, Darbeye kalkışanlar sizi evinizden aldı mı? Siz o gece Antalya’da yoktunuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşılamak için İstanbul’a mı gittiniz?” diye sordu.
Türel, öncelikle evine hiçbir kimsenin gelmediğini, ancak ailesini, daha güvenli bir yere götürerek hemen Valilik konağına gittiğini anlattı. Daha sonra komşularının Döşemealtı’ndaki evine güvenlik güçlerinin geldiğin söylediklerini, ancak kendisinin görmediğini dile getirdi.
Gün ışıyıncaya kadar Vali Konağında Vali, Emniyet Müdürü ve Cumhuriyet Savcılığı yetkilileri ile çalıştıklarını daha sonra kendisine verilen önemli bir görev nedeniyle özel bir araçla İstanbul’a hareket ettiklerini söyledi. Şöyle devam etti:
“Hedefimiz İstanbul Atatürk Havalimanında bulunan Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımıza ulaşmaktı. İstanbul’a varıncaya kadar halkın yer yer yolları kestiğini gördük. Amaçları askerin karargâhından çıkmaması ve karayolu ile İstanbul’a ulaşmamalarını sağlamaktı. Asıl sıkıntıyı Atatürk Havalimanı yolunda yaşadık. 1 saatlik yolu 3,5 saatte geçebildik. Yol üzerinde toplanan halktan biri bizi tanıdı. Beyaz gömleğinde kan vardı. Başını aracımızın içine sokarak, ‘Biz ölmeye hazırız. Yeter ki sizler sağ kalın, yaralanmayın’ dedi. Çok duygulandık. Ardından Cumhurbaşkanımıza ulaştık. Durum hiç iyi değildi…”
Bu cümlesinin ardından Menderes Türel sustu…
Kelimeler boğazında düğümlendi,
gözleri ağlamaklı, doldu,
Gözyaşları adeta kurumuştu,
Gözyaşı dökülmedi…
Ağlayışına hepimiz tanık olduk…
***
Menderes Türel’i 35 senedir tanırım. Aşırı derecede duygusaldır, bir de babasının ölümünde böyle görmüştüm, çok üzgündü ama ağlayamamıştı. O melun gece oldukça korktuğu ve özellikle çok sevdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gördükten sonra elinden bir şey gelememesinin verdiği sıkıntıyla oldukça strese girdiği açık seçik anlaşılıyordu.
Ancak Türel’in bu süreci çok çabuk atlatacağı ve işine döneceğine inanıyorum. Aslında, Antalya Cumhuriyet Meydanı’nda 15 Temmuzdan beri ara vermeksizin sürdürülen, dün bizlerin de katıldığı Demokrasi Nöbeti’nde ortaya koyduğu başarılı çalışmalar da bunu açıkça gösteriyor.
Temennimiz; Cumhuriyetin ve demokrasimizin bir daha darbe gibi tehlikelerle karşı karşıya kalmaması…
Demokrasiye kendini feda eden halkımızın arzusu; Hükümetin OHAL yetkisi ile yayınladığı Kanun Hükmündeki Kararnameler dozunu iyi ayarlanması ve en önemlisi de tüm siyasi partiler arasında kurulan yıllardır özlediğimizin diyalogun bir daha bozulmaması…
Hep söyleriz ya; önce Türkiyeli, sonra Antalyalı, sonra (x) partiliyiz…